59- Yüzleşme

18.2K 1.9K 2.4K
                                    

MIIA - Dynasty

Cem Adrian & Mark Eliyahu - Kül

İyi okumalar...

Hayat, Ardıç'a hiçbir zaman adil davranmamıştı.

Rüya, onunla tanıştığı günden beri bu gerçeğin farkındaydı. Ardıç, geçmişte yaşadığı dehşetin yara izlerini ruhunda taşıyordu. O izler hiç kapanmamıştı. Yine de Ardıç, yaptığı rolle bunu hiç çaktırmamıştı. Ne kadar yaralandığını gösterdiği ilk gün, hastanede annesiyle karşılaştıkları gündü.

Gözlerindeki o kırık bakış genç kızın aklında canlanırken sertçe yutkundu. Ardıç, fazla konuşmayan ve kendinden bahsetmeyi sevmeyen bir adamdı. Geçmişi hakkında hiç bilgi vermezdi. Hiç konuşmazsa unutabileceğini düşünüyordu belki. Belki de devamlı geçmişinden bahsederse o geçmişin gelip onu bulacağından korkuyordu.

Ardıç, acılarına karşı susardı. Mutluluklarını da paylaşmazdı. Çünkü bunu bilmiyordu. Derdini açmayı, paylaşmayı, yardım istemeyi... Senelerdir bu, böyle devam etmişti. Rüya hep çok ısrarcıydı, Ardıç da hep çok mesafeliydi.

Ancak onu hiç... Rüya, bakışlarını arabayı süren Ardıç'ın suretine çevirdi.

Onu hiç bu kadar kötü bir halde görmemişti.

Perişandı. Haberi aldığından beri hiçbir tepki vermemişti, yüzünde tek bir mimik dahi oynamamıştı. Aklı Çınar'daydı. Hastaneden birine annesinin durumuyla ilgili bir gelişme olursa haber vermesi için numarasını vermişti ve annesinin ölüm haberiyle beraber Çınar'ın da ortalıkta olmadığı haberini almıştı.

Ardıç, bir yandan arabayı sürerken diğer yandan Çınar'ı aramaya devam ediyordu. Cevapsız kalan kaçıncı çağrısı olduğunu saymayı bırakmıştı artık. Çınar, kayıptı ve Ardıç'ın ona ulaşamadığı dakikalar uzadıkça aklına kötü düşünceler geliyordu.

Direksiyonu sıkı bir şekilde kavrayıp çenesini sıktı ve arabayı sürmeye devam etti. Parmak boğumları bembeyaz olmuştu. Rüya, boğazını temizleyerek Ardıç'ın dikkatini çekmeye çalıştı. Transa girmiş gibi görünüyordu. "Ardıç?" dediğinde genç adam ona bakmadı ancak ruhsuz bir sesle "Efendim?" dedi.

Ses tonu Rüya'nın yüreğini burktu. Yerinde rahatsızca kıpırdandı. Onun acıları karşısında çok çaresizdi. İmkânı olsa kimse onun canını sıkmasın diye Ardıç'ı saklayacaktı. Hayatının ilk döneminde yaşadığı vahşeti unutturmak için onu sarıp sarmalayacaktı ancak bu hiç de gerçekçi bir istek değildi. Bunu yapamayacağını biliyor ve bu konuda çok canı sıkılıyordu.

"Sıla'yı aramamı ister misin? Çınar'la yakınlardı."

Ardıç'ın bakışları saniyelik bir şekilde Rüya'ya dönerken gözlerindeki minnet açıkça okunuyordu. Rüya, burukça gülümseyerek telefonunu çıkardı. Rehberine girip Sıla'nın numarasını ararken Ardıç birden "Gaye," demişti. Rüya, şaşkınca başını kaldırıp ona baktığında gözlerini yoldan ayırmadan sözlerine devam etti.

"Gaye'yi ara."

"Gaye mi? Ama Sıla daha yakın Çınar'la. Gaye-..."

"Dediğimi yap," diyerek kestirip attı Ardıç. Rüya, kaşlarını çatarak bakışlarını yeniden telefonuna çevirdi ve Gaye'nin isminin üzerinde durup onu aradı. Açılmasını beklerken telefonu hoparlöre vermişti.

Telefon açıldığında Gaye'nin "Rüya?" diyen sesini duydu. Ağlamış mıydı? Sesi titrek geliyordu.

"Gaye, bir şey soracaktım. Çınar bugün hiç-..."

NAKAVTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin