14- Nasıl Birisin?

18.9K 1.9K 1.5K
                                    

Ardıç, arabayı sürerken Rüya ve Egemen sessizce yolu izliyorlardı. Normalde Rüya konuşmayı çok sevse de bugün aşırı yorgundu. Her sabah 6'da kalkmak konusunda inat etmişti, bazen yattığı gibi uyuyamıyordu ve uykusuz kalıyordu. Bir de üstüne dershanede fazladan vakit geçirmiş ve çok ders çalışmıştı.

Tam anlamıyla pestili çıkmıştı.

"Sence Sıla'ya takip isteği atmalı mıyım?" diye sordu Egemen. Rüya, gözlerini yorgunca kırpıştırıp omzunun üzerinden arka koltukta oturan Egemen'e baktı. Rüya, Ardıç'ın yanındaki yolcu koltuğunda oturuyordu. 

"Bilmem, ona yürüyeceğini çok belli etmez misin?"

"Yürümeyeceğim ki ama. Arkadaş olacağım."

"Yürüyeceğini düşünebilir."

"Düşünsün zaten. Yürüyeceğim çünkü."

Rüya, tepki veremeyecek kadar yorgundu. Ardıç, Rüya'nın bakışlarını kendi yüzünde hissetti ancak dönüp bakamamıştı çünkü araba sürüyordu. Hem gözlerine bakmasa da ne demek istediğini anlıyordu. Rüya'nın söylemek istediği şeyi söyledi. "Yürüyecek misin yürümeyecek misin? Bir karar ver."

"Yürüyeceğim ama sonra, şimdi değil."

"Hangi kıza yürüyeceğinin planını mı yapıyorsun?"

"Evet, sen yapmıyor musun?" diye sordu Egemen. Ardıç, dikiz aynasından Egemen'e attığı bakışla onu susturmuştu ancak Rüya'nın meraklı kahvelerini yüzünde hissediyordu. "İhtiyacım yok," dedi kuru bir sesle.

"Tabii, senin gibi yakışıklı adama yazılan kız çoktur. İhtiyacın olmaz."

Ardıç'ın anlatmak istediği bu değildi ancak omuz silkerek konuyu geçiştirdi. Zaten Egemen'in söyledikleri doğruydu. Ardıç, bugüne kadar hiçbir kıza yürümemişti. Hiçbir kıza alıcı gözüyle bakmamıştı, yine de kızların ilgisini çektiği zamanlar olmuştu. Kızlar, Ardıç'la konuşmaya çalışmışlardı ancak Ardıç soğuk bir duvardan ibaretti. Ulaşılması zor biriydi.

"Sen de çok yakışıklısın," dedi Rüya kuzenine yönelik. Egemen, uzanıp Rüya'nın yanağını sıktığında haylaz bir gülümseme takınmıştı. "O yüzden mi enseme düşük puan verdin?"

Rüya ve Egemen bir süre daha atıştıklarında Ardıç, arabayı Egemen'in evinin önünde durdurmuştu. Egemen, inmeden önce Rüya konuştu. "Ben bir ara Sıla ile seni aynı mekâna sokacağım, bugün ettiğimiz ayaküstü muhabbetten sonra takip isteği atma. Orada oturur konuşuruz birlikte, ondan sonra atarsın."

"Canımsın ya." Egemen, uzanıp Rüya'nın saçını öptü ve arabadan hızlıca indi. El sallayıp kendi evine doğru giderken Rüya, başını onaylamazca iki yana sallamıştı. Ardıç, Rüya fark etmeden yüzünde oluşan gülümsemeyi yine o fark etmeden sildi.

Rüya'nın tüm ailesiyle olan ilişkisi çok güzeldi. Ardıç, Rüya'nın ailesini çok seviyordu. Onlarla aynı ortamda bulunmak ona bir yandan huzur veriyor bir yandan da canını acıtıyordu. Hiç sahip olamayacağı bir şeye imreniyordu çünkü.

Özellikle Rüya ve babasının harika ilişkisi mest ediyordu Ardıç'ı. Genç kızın babasına nazlanması, babasının ona bakarken gözlerinin parlaması... Ardıç, kendi babası onu tanıyabilseydi ona bakarken gözleri parlar mıydı merak ediyordu. Ama tanıyamamıştı işte. Babası, o daha doğmadan ölmüştü.

Ardıç, kırmızı ışıkta durduğunda bakışlarını yanında sessizce oturan Rüya'ya çevirdi. Yorgun olduğunu adı gibi iyi bilse de konuşmak için sormuştu. "Çok mu yoruldun bugün?"

"Evet," dedi Rüya. Sesinden de ne kadar yorgun olduğu belliydi. "Uyuyamadım gece, her sabah 6'da kalkma düzenimi bozmak istemediğim için tüm günü azcık uykuyla geçirdim."

NAKAVTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin