32- Yasak Bir An

20.8K 2.1K 2.6K
                                    

Feridun Düzağaç - Alev Alev

İyi okumalar...

Rüya, hastaneye gidilen yol boyunca ağlamasını durduramamıştı. İlk kez böyle bir şey başına geliyordu. Ardıç, çok dayanıklı bir çocuktu. Rüya, onun grip olduğunu bile hatırlamıyordu. Kendisine çok iyi bakardı. Boksa tutkuyla bağlı olduğu için lisansını kaybetmemek adına gençken bir kavgaya dahi karışmamıştı. 

İlk kez böyle yaralanmıştı. İlk kez bilincini yitirmişti ve Rüya, hayatı boyunca ilk kez kendisini bu kadar çaresiz hissetmişti.

Her şey hem çok hızlı gerçekleşiyor hem de çok yavaş oluyordu. Hastaneye nasıl geldiklerini hatırlamıyordu. Tek hatırladığı Ardıç'ın kanlar içindeki suratı ve yanında desteğini esirgemeyen Çınar'ın varlığıydı. 

Rüya, doktorun Ardıç için söylediklerini içinden tekrarlarken hastane içinde dolaşıyor ve Çınar'ı bulmaya çalışıyordu. Belki de gideceğini söylemişti ancak doktor aklındaki soruları giderene kadar Rüya, yaşanan çoğu şeyi hatırlamıyordu. Onunla hastaneye kadar geldiği için Çınar'ı da Ardıç'ın durumundan haberdar etmek gibi bir yükümlülüğü vardı.

Hastanenin dışına çıktığında soğuk hava iliklerine kadar işlemişti. Çınar'ı biraz ileride sigara içerken gördüğünde adımlarını ona doğru yöneltti. Çınar, kafasını kaldırdığı gibi Rüya'yı fark etmişti. Sigarasını söndürüp attı ve hızlı adımlarla Rüya'ya yaklaştı.

"Uyandı mı? Nasıl durumu?"

"İyi olacak," dedi Rüya. "Beyin sarsıntısı geçirmiş."

"Beyin sarsıntısı mı?" diye mırıldandı Çınar. "Ciddi bir şey yok, değil mi?"

"Yok, hayır. Doktorun dediğine göre boks gibi sporlarda oldukça yaygın bir durummuş. Birkaç gün dinlenmesi lazım."

"İyi bari." Çınar, rahatlarcasına bir nefes verdikten sonra konuştu. "İyi olmasına sevindim."

"Daha da iyi olacak," diyerek hem kendisine hem de Çınar'a güvence verdi. "Hastaneye kadar geldiğin için teşekkür ederim. Sana da zahmet verdim. Böyle olacağını bilmiyordum."

Rüya, yutkunarak ağlama isteğini itekledi ve Çınar'ın kahverengi gözlerine odaklandı. Tüm bu zorlu saatler boyunca yanında olup destek verdiği için ona olan minneti sonsuza dek sürecekti. Ardıç, heybetli biri olsa dahi Rüya her zaman onun üzerine titremişti. Tek bir yumruk yediğinde bile içi gidiyordu, ringde bilincini yitirdiğinde gerçekten aklını kaçıracaktı. Hâlâ ayakta duruyorsa şüphesiz ki Çınar'ın desteği sayesindeydi.

"Zahmet vermedin, saçmalama. Ardıç şimdi iyi ya, gerisi önemli değil." Çınar, ağzından çıkanları kendisine kabullendirdikten sonra yüreğinde bir ferahlama hissetti. Abisinin durumu için kendisini suçlamadan yapamıyordu. Acaba maçına gelerek dikkatini mi dağıtmıştı? Gitmeseydi belki de daha dikkatli olurdu.

Çınar, aklından geçenleri kafasını iki yana sallayarak dağıtıp Rüya'ya odaklandı. "Şimdi ne olacak? Hastanede mi kalacak?"

"Doktor ciddi bir durum olmadığını söyledi, eve geçeceğiz. Sadece birkaç gün çok dikkat etmesi gerekiyor. Beyin sarsıntısından dolayı aklı çok karışabilirmiş. Tamamen iyileşene kadar başına yeni bir darbe almadığından da emin olmamız lazım tabii."

"Anladım," diye mırıldandı Çınar. Rüya'nın son söyledikleri aklına başka bir şey getirmişti. "Hakem neden hiç uyarı yapmadı? Bildiğim kadarıyla boksta kafa atmak ve kulağa vurmak yasak."

NAKAVTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin