𝐶ℎ𝑎𝑝𝑡𝑒𝑟 𝟛𝟞

1K 94 39
                                    

Juliette

Atkımı burnuma kadar çektim ve etrafıma hızlıca bakarak asamı çıkarıp kulübe benzeri eve tuttum. İçerisinin mum ışığı ile aydınlatıldığı belliydi. "Alohomora."

İçeri girdim ve arkamdan kapıyı kapattım. Etrafı yokladım sessizce.

"HEY NE OLUYOR?! ÇIK EVİMD-"

Sakince asamı salladığımda adam yere yığıldı. Zamandan fırsak bilerek etrafta bir ip ucu aradım. Bu adam aydınlık taraftaydı ve mutlaka elinde bir şeyler saklıyordu.

Çekmecelerini karıştırdım. Kıyafet dolabını açtım ancak burnuma dolan rutubet kokusuyla yüzümü buruşturarak kapatmamak için gayret ettim. Belki bu da bir oyundu?

Atkımla iyice ağzımı ve burnumu kapatarak kıyafetlerinin arasını karıştırdım. Mektupların olduğu kutuyu bulduğumda masaya koydum ve içini açıp mektuplara bakındım. Tahmin ettiğim gibi çoğu önemli gelişmelerdi. İçlerinden birini açtım.

Bu Pazar Malfoy Malikanesi'ne baskın yapılacak. Orada saklandıklarını düşünüyoruz.
-D

Mektup benden önce açılmadığına göre daha yeni gelmişti. Haliyle bu plan yarın içindi.

Küfürler mırıldanırken adamın uyandığını fark edip arkama döndüm. Asamı ona doğrulttum. "Sakın hareket etme. Öldürürüm."

Adam dediğimi yaptığında sırıttım. "Avada Kadavra."

Mektubu da aldım ve evden çıkıp Malfoy Malikanesine cisimlendim. Tom'u bulup mektubu ona verdim. "Tek bunu buldum."

Tom mektubu okuduktan sonra dudağının kenarı kıvrıldı. "Bu bizim için fırsat sayılır. Aydınlık taraftan büyücüleri öldürebileceğiz."

"Karşılığında ölen ölüm yiyenlerde olacaktır unutma. Ölüm laneti kullanmaları serbest artık."

"Onlardan daha güçlüyüz."

"Dumbledore'u unutuyorsun-"

"Unutmuyorum." diye çemkirdiğinde kaşlarımı çattım. "Sen bilirsin." dedim ona tersçe bakarak. "Başı belaya girecek olan ben değilim."

Gideceğim sırada kolumu tuttu. Kavga mı arıyordu durduk yere?

"Ne demek senin başın belaya girmez? Bu yolda benimleysen, her şeye katlanmak zorundasın."

"Değilim." kolumu çekmeye çalışsamda izin veredi. Bu beni daha çok sinirlendirdi. "Bırak."

"Sende bir ölüm yiyensin." dedi hırsla. "Kafana ne eserse öyle davranamazsın." kolumdaki elide sıkılaşıyordu git gide.

"Bırak." diye dişlerimi birbirine bastırarak tıslarcasına yineledim sözümü. "Acıtıyorsun."

Kolumu bıraktı ve hışımla yanımdan ayrıldı. Burnumdan soluyup arkasından bakmaya devam ettim.

* * * 

Ertesi gün saldırı için herkes hazırdı. Plan basitti. Bir kişiyle en fazla bir ölüm yiyen savaşacaktı.

𝗧𝘂𝘁𝘀𝗮𝗸 || 𝗧𝗼𝗺 𝗠𝗮𝗿𝘃𝗼𝗹𝗼 𝗥𝗶𝗱𝗱𝗹𝗲Where stories live. Discover now