𝐶ℎ𝑎𝑝𝑡𝑒𝑟 𝟚𝟠

1.4K 110 112
                                    

Gözlerimi zorlukla açtım. Başım inanılmaz derecede ağrıyordu ve konuşmaya çalıştığımda boğazım tekledi.

Kaşlarımı çatıp karşımda dikilen iki kişiye baktım. Ellerim bağlı bir sandalyedeydim ve bu durum hiç hoşuma gitmiyordu.

"Slytherin Varisi nerede?"

"Ha?" sesimi düzeltmek için hafifçe öksürdüm.

Kız asasını hızla bana doğrulttuğunda kaşlarımı şaşkınlıkla kaldırdım. "Ne bu güç gösterisi? Belliki asamı almışsınız zaten, size bir şey yapamam."

Kız yumuşamadı. Aynı sert bakışlarıyla bana bakmaya devam etti. "Nerede olduğunu biliyorsun, Hogwarts'da dibinden ayrılmıyordun."

Tom'un Slytherin Varisi olduğunu nereden biliyorlardı? Tamam, dedikodular dönüyordu ama kesinliliği olmadan bir işe kalkışamazlardı.

"Kimmiş?" diyerek bilmemezlikten geldim.

"Tom Riddle. Haberlere düşmeyecek mi sandın? Artık herkes onun Slytherin Varisi olduğunu konuşuyor."

Kızın alaycı, belirsiz konuda konuşmasına göz devirdim ve yanında ki oğlanı süzdüm.

"Siz ikiniz." dedim samimiyetten uzak bir tavırla. "Ne haltlar karıştırıyorsunuz?"

Kız sırıttı. "Binamızın varisleriyiz."

Kaşlarımı çattım, "Tabii ya... Gryffindor ve Hufflepuff. Ravenclaw nerede?"

"O bizimle olmak istemedi." dedi oğlan araya girerek. "Oyun bozanlık yaptı."

"Belki sizin gibi düşünmeden hareket etmiyordur?"

Gryffindor Varisi olduğunu düşündüğüm kız asasını boynuma dayadığında güldüm. "Beni öldüremezsin seni ufak pislik."

"Slytherin Varisi nerede?" diye heceleyerek sordu. Böyle bir soruyu bu şekilde sormaları tamamen saçmalıktı. Söylemeyeceğimi zaten biliyorlardı, daha ne diye zorluyorlardı ki?

"Gösterebilirim." dedim oyuncu bir tavırla gülümserken.

Kız tek kaşını kaldırıp yanında ki oğlana sorar gözlerle baktı.

"Denemekten zarar gelmez." dedi Hufflepuff varisi. "Ama ellerini bağlı tutacağız."

Kız derin bir iç çektiğinde omuz silktim. Yanıma gelip bağları çözdü. Artık yalnızca el bileklerim birbirine bağlıydı. Karanlık, eve bile benzemeyen garip yerden çıktık.

"Karanlık Orman değil mi burası?"

İkiside onayladı.

"O zaman hedefimize yakınız."

Kız hala şüpheyle bana bakıyordu. "Bana bak, eğer bir oyun çeviriyorsa-"

"Geri dönebiliriz, benim için hava hoş." dedim sözünü keserek.

"Yürü."

Sabırla iç çektim ve önden yürümeye başladım. Bir yandanda yapacağım oyunu kafamda tartıyordum.

"Ne kadar daha yürüyeceğiz?" diye homurdandı Hufflepuff'lı.

"Bir kulübe var ileride, orada."

Birkaç dakika daha yürüdüğümüzde tahmin ettiğim kulübeye ulaştık. Burası daha önce benim Hogwarts'ın gürültüsünden kaçıp düşünmeye geldiğim yerdi. Neredeyse altıncı sınıftan beri kullanmıyordum ancak koruma yapmıştım. İçeride her ihtimale karşı tuttuğum bir takım eşyalar vardı.

Yedek bir asa gibi.

Hogwarts'dan kaçıp buraya geldiğim zamanlar güçlü ve zor lanetler denerdim ancak kendi asamı kullanmazdım. Her zaman bir yerlerden cebime attığım asalar oluyordu. Sahipsiz asalar. Hobi haline gelsede, tek bir yedek asam kalmıştı ve onunda kulübede olmasını umuyordum.

𝗧𝘂𝘁𝘀𝗮𝗸 || 𝗧𝗼𝗺 𝗠𝗮𝗿𝘃𝗼𝗹𝗼 𝗥𝗶𝗱𝗱𝗹𝗲Where stories live. Discover now