𝐶ℎ𝑎𝑝𝑡𝑒𝑟 𝟚𝟡

1.2K 104 32
                                    

Tam bu bölüme uygun şarkı bırakıyorum x.

*

Mutfaktaki tezgaha eğilip düşünürken arkamdan gelen ses irkilmeme sebep oldu.

"Birisi-"

"Merlin'in Sakalı!"

Tom kaşlarını çatıp bana bakarken elimi alnıma attım. "Düşünürken birden arkamdan çıkma."

Tuhaf gözlerle bakmaya devam etti.

"Dikkatimi bozuyorsun." diye ekledim. "Şu anda da düşünüyorsun ve düşünmende benim düşünmemi engelliyor, o yüzden konuşma."

Birkaç saniyelik, kısa süreliğine olsada odaklanmama yardımcı oldu.

Tom sessizliği tekrar bozdu. "Konuşmandan bana fırsat kaldığını düşünmüyorum."

"Pardon..." diye mırıldandım. "Ne diyordun?"

"İhanet edenler bitmiyor." dedi sandalye çekip otururken. "Biri ölüyor, arkasından diğeri ihanet ediyor."

Tek kaşım merakla kalktı. "Yemin ettikleri halde? Nasıl cesaret ediyorlar."

Cevap vermek yerine omuz silkti. Tom'un önünde kimse bu kadar rahat ihanet edip yalan söyleyemezdi. Yapanlar gerçekten canına susardı.

"Kimmiş peki?" diye sordum.

"Bir fikrim yok." dedi dişleri arasından. Sesinde alışık olduğum öfkeyi sezmek mümkündü. "Birazdan toplantı yapıp hepsinin ağzını arayıp göz kontağı kuracağım. Üstelik hepsinin önüne bir bardak su koyup, içlerine doğruluk iksiri katacağım."

"Saçmalama." dedim alayla. "Kimse senin suratına baka baka yalan söyleyemez, ben hariç orası ayrı. Ayrıca neden su ne alaka? Ateş viskisi yerine?"

"Demek ki söyleyebilenler varmış. Su, viskiden daha iyi."

İç çekip tezgaha oturdum ve kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Ateş viskisi daha çok tatmin eder. O gergin ortamda su içerler mi sence?" dedim bir bardağa içki doldururken.

Bakışlarını düşünceli bir şekilde zemine çevirdi. Birkaç dakika düşündü.

"O halde yalnızca gözlemleyeceğiz."

Omuz silktim. "Bana uyar."

Tom saate bakıp ayağa kalktı. "On beş dakika sonra hepsi gelmiş olur. Düzgün şekilde gel."

Göz devirip elimde tuttuğum bardakta ki içkinin kalanını da tek yudumda içip mutfaktan çıktım.

* * *

Toplantıya uygun, siyah düz, korseli elbisemi giyip saçlarımı taradım ve bir toplantı için yeterince geniş salona indim. Ölüm yiyenlerin sayısı çok çok fazlaydı, bu yüzden Tom yalnızca şüphelendiklerini toplantıya çağırmıştı.

Bu yüzden çok kişi yoktu. Yaklaşık kırk kişi.

Her zamanki yerime oturup herkesin üzerinde gözümü gezdirdim. Tom yine geç geldiğimden dolayı kınayan bakışlarla bana bakarken onu umursamadım.

Neredeyse yarım saat geçmişti. Tom çok fazla konuşmasada, onları strese sokabilmek için göz temasında her biri için bulunuyordu. En sonunda dizimi hafifçe yanımda, masanın başında oturan Tom'un dizine değdirdim. Bana sorar gözlerle baktığında gözlerimle ötede oturan Gryffindor ölüm yiyeni işaret ettim.

Sırf ordusunu büyütmek için Gryffindor'dan bile birilerini almıştı zamanında.

"Kolyesi muggle dünyasından alınmış." dedim sessizce. Kaşlarını çattığında Tom'un kulağına yaklaştım. "Muhtemelen muggle doğumlu biriyle çıkıyor çünkü kolyesinin hediye olduğu belli. Ayrıca büyücülük dünyasında öyle bir kolye bulamazsın. Eğer sevgilisi muggle doğumluysada sana ihanet etmesi çok kolay."

𝗧𝘂𝘁𝘀𝗮𝗸 || 𝗧𝗼𝗺 𝗠𝗮𝗿𝘃𝗼𝗹𝗼 𝗥𝗶𝗱𝗱𝗹𝗲Where stories live. Discover now