Final

329 24 51
                                    

~22 yıl sonra~

Dakikalardır yatakta doğrularak tavanı izleyen adam, oflayarak yataktan kalktı. Terliklerini giyerek banyoya ilerledi. Her yıl düzenlenen türler arası toplantı bugün onun kalesinde olacağı için son derece meşgul olacaktı. Yıllardır aynı işi yapmaktan, koskoca bir sürüye liderlik yapmaktan yorulmuştu. Dinlenmeye, soluklanmaya ve birazda duygularını dışa vurmaya ihtiyacı vardı. Ancak o bir liderdi, liderler duygularıyla hareket edemezdi. Güçlü görünmek zorundaydı. Yüzüne bir maske takıp duygularını gizlemek zorundaydı. Lider olduğunda çok şey öğrenmişti. Mesela her ne olursa olsun güçlüymüş gibi davranmalı, bazı duygularını bastırmak zorundaydı. Binlerce kurt onun gözüne bakıyordu. Eğer liderlerini güçsüz görürlerse onun için büyük bir itibar kaybı olurdu.

Kısa bir duş alıp, üzerine resmi bir şeyler giydi. Aynanın karşısında çenesinin hizasına gelen saçlarına şekil vermeye başladı. Saçları yıllar geçtikçe değişmiş, kahvelerinin arasına beyaz tutamlarda karışmıştı. Beyaz tutamlar kurdunun genleri sayesinde çıkmıştı. Yaşlı bir görünümden çok, güçlü ve sert görünmesini sağlıyordu. Kurtların o büyüleyici güzelliği artık onun içinde geçerliydi. Bunu halkının hayran bakışlarından anlayabiliyordu.

İşi bittiğinde kendini baştan aşağı süzdü. Gözü gömleğinin altında bile kendini belli eden parlaklığa takıldı. Kırmızı gözyaşını boynundan çıkarıp eline aldı. Gözyaşı öyle çok parlıyordu ki yıllar yalnızca onun parlaklıklığına dokunamamıştı.

Adam içli bir nefes alıp gözyaşına kısa bir bakış attı. Ardından bir çekmeceye koyup, tekrar aynanın karşısına geçti. Eşi yıllar önce kaybolmuştu. Her tarafta aramış, ancak bir türlü bulamamıştı. Birkaç yıl sonra artık umudunu kaybetmeye ve bu durumu kabullenmeye başlamıştı. Gözyaşına ne zaman baksa parıldıyordu. Ancak kimi zaman gözyaşının bozulduğunu düşünüyordu. Eşi hala kendisine bu kadar aşıksa neden yanına gelmemişti? Eşinin kokusuna, gülüşüne, desteğine o kadar çok ihtiyacı olduğu zamanlar olmuştu ki, ancak her defasında koca bir boşlukla sonuçlanmıştı. Kimi zaman pelerinli birini gördüğünde hemen yanına gidip bir umutla doluyor, daha sonra gördüğü gözlerle tekrar hayal kırıklığına uğruyordu. Hiçbir göz eşinin gözüne benzemiyordu. Eşinin kırmızı eşsiz gözlerini bulamıyordu.

Kafasındaki düşünceleri susturarak, odasından çıktı. Taht odasına giderken, önünde eğilen kurtlara kısa bir baş selamı verip ilerlemeye devam etti. Taht odasından içeri girdiğinde masasında biriken dosyalara yorgun bir bakış attı. Lider olmak kolay değildi, hele ki yerinde duramayan küçük kurtlarında bulunduğu bir sürüye liderlik yapıyorsanız. Henüz yeni kurduna ulaşmış kurtların bazıları kendilerini diğer türlerden üstün görüp, kimi zaman karmaşa çıkartabiliyordu. Ve tabiki bu durumlarla sürü lideri ilgilenmek zorunda kalıyordu. Diğer türlerle arasını iyi tutmaya çalışıyordu.

Birkaç saat dosyalarla ilgilendikten sonra derin bir nefes verip arkasına yaslandı. Belkide en çok bu durumlarda eşine ihtiyacı oluyordu. Sarılmasına ve kulağına güzel sözler fısıldamasına ihtiyacı oluyordu. Donald ve Armando eğer başka biriyle olursa eşini unutacağını söylüyorlardı. Çünkü sürüdeki herkes liderlerinin bir süredir durgun ve mutsuz olduğunun farkındaydı. Ancak Brian bunu kesin bir dille reddetmiş, üstüne bir daha kimsenin böyle bir şey söylememesini emretmişti. Eşini unutmak istemiyordu. Onun güzel gözlerini, kokusunu, varlığını... İstemiyordu işte, hiçbir şey yaşanmamış gibi davranmak istemiyordu. Çünkü hiçbir şeyin eşine benzeyemeyeceğini biliyordu. Başka biriyle olsa bile, yine onu hatırlayacaktı ve suçluluk hissedecekti.

Yine dipsiz düşüncelerine dalmışken, kapıya vurulmasıyla, daldığı düşüncelerinden çıktı. "Gel."

İçeriye giren Donald, Armando, Mark ve Patricia dörtlüsünü gördüğünde dik oturuşunu bozdu. Aradan geçen yıllar onları birbirlerine bağlamıştı. Özelliklede Brian'ın terk edilmesinin ardından sürekli yanında olmuşlardı. Bu da arkadaşlıklarını daha da sağlamlaştırmış, güçlendirmişti. Kötü günlerinde her zaman Brian'a destek olmuşlardı. Komik gelebilirdi belki ama Patricia bile Brian için bir motivasyon konuşması yapıp, birazcık bile olsa sevgisini göstermişti.

Ölü DolunayWhere stories live. Discover now