8:Dönüşüm?

391 32 8
                                    

Mia'nın gidişinden sonra Kraliçe Amy'nin kurduğu tuzak ortaya çıkmıştı. Ceza olarak ise kendi güney ormanının üç de ikisini kurtlara vermişti. Ve bir daha ormana sızmaya kalkışırsa büyücülere Kraliçe Amy yerine başka bir lider atanacaktı.

Herkes yavaş yavaş salondan dağılmaya başlamıştı. Kral İan'nın üzerinden bir yük kalktığı belliydi. Ancak hala kendini belli eden öfke kalıntıları duruyordu. Yanımda ki David ve Mark'a baktım.

David oldukça düşünceli ve huzursuz görünüyordu. Mark ise büyücülerin ceza almasına sevinmiş gibiydi. Ancak yine de yüzünde belli etmemeye çalışsa da bariz bir hüzün vardı.

"Suratındaki ifadede ne ihtiyar?" Mark'ın sorusuyla David bir hipnozdan çıkmış gibi gözlerini bize çevirdi.

"Mia'nın gelmesi çok garipti."

"Türünü korumak için geldi. Sürüden atılsa bile sonuçta bir kurt. Kurtların liderlerine ne kadar bağlı olduğunu biliyorsun."

"Büyücülerle savaş halindeyken bile gelip yardım etmemişti. Şimdi gelmesi kafamı karıştırıyor. Kesinlikle başka bir nedeni olmalı."

Mark bir elini David'in omzuna koyarken merdivenlere ilerlemeye başladık. "Bu kadar çok düşünme ihtiyar. Yaşlı beyni fazla düşünmekten öldü deseler, bir hayalet için bile oldukça onur kırıcı."

"Merak etme Mark, hayalet olduğumda musallat olacağım kişiler listesinde ilk sıradasın."

David omzundaki eli ittirdikten sonra, konuşmaya hazırlanan Mark'ı daha fazla umursamayarak hızlı adımlarla yanımızdan ayrıldı. "Sözünü geri al ihtiyar!" diye seslendi arkasından. Ancak David çoktan duyamayacak kadar uzaklaşmıştı. "Hayalet David." diye mırıldandı yanımda yürüyen Mark. Ardından başını hızla iki yana sallayarak "Düşüncesi bile korkunç." dedi.

Dedikleri gülümsememi sağladı. Mark diğerlerine göre daha sıcak kanlıydı. Sosyal ve enerjik biri gibiydi. Biraz geveze bir tipe benziyordu. Ancak Donald'ın asık suratı yerine kesinlikle Mark'ın çenesini tercih ederdim.

"Mia'yı tanıyor musun?"

Mark diğerlerine göre daha kolay lokma gibiydi. Belki de onun ağzından geçmişe dair yararlı bilgiler koparabilirdim. "Neden soruyorsun?"

"Merak ettim sadece. Malum diğer liderler bile ondan korkuyor gibi görünüyor."

Sıkıntılı bir şekilde nefes alıp merdivenlerden inmeye başladık. "Çocukluk arkadaşıyız. Küçükken yaşıtım olan kurtlara göre daha korkaktım." Sessiz kalarak anlatmasına izin verdim. "Dolayısıyla dışlanıyor ve zorbalığa uğruyordum. O dönemlerde tanıştık işte." Bu konuyu anlatmanın onun için zor olduğu anlaşılıyordu. Bir süre sessiz kalıp yürümeye devam ettik. Gülümseyerek bana baktı. Devam etmesini beklerken başını yana yatırarak bakmaya devam etti. Onun gibi bozuntuya vermeden gülümsedim. "Geçmişimi senin gibi birine anlatmayacağım yeni çocuk. Geveze olabilirim, ama sadece yerine göre."

Pekâlâ, plan iptal. Mark kolay lokma falan değil. "İstediğin zaman öldürebileceğin birine neden anlatmaktan çekiniyorsun?"

"Seni istediğim zaman öldüremem Brian. Kral İan Mia'nın neden seni öldürmediğini öğrenene kadar kimsenin sana zarar vermemesi konusunda uyardı."

Alaycı bir gülüşle "Donald blöf yapıyordu demek." dedim yürümeye devam ederek.

Eş zamanlı adımlar atarak uzun koridorda yürürken ilerdeki kalabalığı görmemizle adımlarımız durdu. Bana dönerek "Blöf?" diye sordu.

"Beni her gördüğünde kafamı kopartmakla tehdit ediyor. Sanırım bunu hobi edindi."

"Donald İan'ın yeğeni olmanın verdiği cesaretle genellikle kuralları önemsemez. Yani büyük ihtimalle seni ciddi anlamda tehdit ediyordu."

Ölü DolunayWhere stories live. Discover now