24. BÖLÜM: Rüzgarın Kızı 1

466 82 5
                                    

Yeni güne gülümseyerek uyandım. İyi uyuduğumdan kendimi hafiflemiş hissediyordum. Sabaha karşı odama sessizce banyo suyu taşımış olan Melodi anneyi duymuştum. Buna rağmen uykum bölünmemişti. Gerinerek paravanın arkasına geçtim. İçi temiz su ve hanımeli kokusu ile dolu küvete girmeden önce elimi suya daldırdım. Güç elim sayesinde suyu ısıttıktan sonra geceliğimi çıkarıp suyun içine girdim.

Artık eskisi gibi üşümüyordum. Lakin eski alışkanlıkları bırakmak kolay değildi. Belki zamanla değişir, alıştırdım. Gözlerimi kapatıp sıcak suyun ve tatlı çiçek kokularının keyfini çıkarırken, unuttuğum önemli mesela aklıma geldi. Dün Fagön Veliahdını reddetmiştim. Arastein ise hala benden cevap bekliyordu. Bugün Âsi Sigrun'a cevap yazmalıydım.

Kuşların cıvıltılarını işittim. Ardından Melodi annenin ve aşçıların kahvaltı hazırlama telaşı geldi kulaklarıma. Eğitmen Moiz'in çılgın emektar horozu Gulliver üçüncü kez kulağımı tırmaladı. Yavaşça küvetin içine kaydım, suyun içine gömüldüm. Kalbimin atışı kulaklarıma ulaştığında dışarıyla bağlantım tamamen kopmuştu. Kolumdaki tenimi yarıp çıkmak için can atan tüyün etime direnişini hissettim.

Kanımın ara vermeden bedenimde gezinişini, vücuduma depolanan havanın yavaşça beynimi oradan kalbimi uyarışını hissettim. Bedenimin farkına vardım: İnsanın akıl almaz güce ihtiyacı yoktu. Aslında insanın var oluş sırrı, akıl almaz büyük bir güçtü. Ansızın bir gariplik hissetmeye başladım. Ama bedenimde sorun yoktu. Su! Vücuduma darbe vuruyor gibi rahatsız ediciydi bu.

"Şimdi değil! Vakti değil!" diye gürledi kızgın güç elim anlamsızca.

Gözlerimi açtım, suyun üzerine çıktım. Hayır, nefes nefese değildim. Ama istemsice yine başıma ne gelecek acaba, diye düşünmeden edemedim.

Kapıyı tıklatma sesini duydum o sıra. "Büyük Usta!" diye seslendi Leon. "Arastein Elçisi Alasya Adası'na dönmeden evvel sizinle görüşme talep ediyor."

Etrafa su sıçratarak küvetten çıktım. Melodi annenin yeni aldığı yumuşacık bornozu üzerime geçirdim. "Elçi'yi çalışma salonuna davet ettiğimi iletin. Melodi anneye ikimiz için kahvaltı hazırlanmasını rica edin ve Leon Elçi'ye ben gelene kadar eşlik edin, lütfen."

"Emredersiniz, Büyük Usta!" dedikten sonra kapıdan uzaklaştığını duydum.

Bedenimi ve saçlarımı iyice kuruladıktan sonra Han'ın Alazkış'tan getirdiği elbiselerden sarı renkli ipek elbiseyi seçip giyindim. Süs eşyalarına bayılan Bin Şemsiye takıları benim için seçtiğinde Elçi ile görüşmek için hazırdım. Bin şemsiye kolumda her zamanki gibi yer alırken yelpazemi alıp odadan çıktım.

Kahvaltı yapmak üzere odalarından çıkan öğrencilerin saygı ve sevgi dolu esenliği sayesinde keyfim iyice arttı. Yürüyüş boyunca yüzümden tebessümü eksiltmeden vadi halkına karşılık verdim. Çalışma salonuna varmak üzereyken burnuma gelen ateşin tanıdık kokusuyla Han'ın yakınlarda olduğunu anladım. Bu beni gülümsetti. Bir bahaneyle daha sonra yanıma uğrayacağını biliyordum. Ya da ben onun yanına uğrayacaktım. O yüzden şimdilik işime odaklanmalıydım.

Hala gülümseyerek salondan içeriye girdiğimde, Leon'un kahvaltı masasını düzenlemede görevliye yardım ettiğini gördüm. Gelişimin çoktan haberini almış olan Elçi kibarlık edip ayağı doğrulduğunda, oturmasını işaret ettim. "Günaydın ve hoş geldiniz," dedim gülümseyerek. Teşekkür edip aynı dilekleri samimice iletti. Leon çıkmasını işaret ettikten sonra önce kahvaltı etmeyi teklif ettim. Elçi acıkmış olacak ki teklifime itiraz etmedi.

Kahvaltı bittiğinde Leon tekrar salona girdi. Bulaşıkları görevli ile birlikte topladı. Çay servisini de yaptıktan sonra yeniden salondan çıktı. Elçi merakla ama sabırlı halde vereceğim cevabı bekliyordu. O yüzden vakit kaybetmeden kısa ama etkili bir mektup yazdıktan sonra mührümü zarfa bastırdım ve zarfı Elçi'ye uzattım. "Cevap burada" dedim fısıltıyla. Beni duyamayacağına dair endişem yoktu.

2. Buz ve Rüzgarın KızıWhere stories live. Discover now