10. BÖLÜM: Ne Dilediğine Dikkat Et! 1

Start from the beginning
                                    

Basamakları ikişerli atlayarak çıktık. Nöbetçileri geçip Eğitmen Moiz'in söylediği tek girişi olan ana kapıdan içeriye girdik. Kapı ardımızdan sonsuza kadar sürecekmiş gibi gelen gürültülü gıcırdamayla kapandı. Tekrar basamakları çıkmaya başladığımızda bu kez bir adam önümüze çıkıp bizi selamladı.

"Hoş geldiniz, Varis" dedi hiç beklemediğim heyecanlı tavrıyla. "Lordum sizi bekliyor," diye ekleyip kibarca gideceğimiz yönü işaret etti.

Aynı samimiyetle karşılık verdim: "Teşekkür ederim. Cehennem Kayalıklarında iyi karşılanmak hoşuma gitti," deyince adam kibar ve samimice gülümsedi.

Gösterdiği yöne doğru ilerlerken Kaya ağabeyim sağımda biraz geride, Ekin ağabeyim ise sol yanımda konuşlandılar. Royan ağabeyim ise geriden bizi takip ediyordu. Rehberimiz ise nezaket sınırları içerisinde biraz daha önden ilerliyordu. Lord Fang'ın söylentilerdeki gibi kaba biri olmadığını anladım. Astlarını iyi eğitmişti.

Şapkamın tülü yüzümü örtmeseydi, sarayın görkemi karşısında tam bir aptal gibi görünebilirdim. Her bir taş, oyuk bir sanatkâr zarafetindeki zanaatkârların elinden çıkmış gibiydi. Tüm o siyah duvarlar cilalanmış gibi parlıyordu. Kelimelerde çirkin olan şey bu kadar güzel başka bir şeye dönüştürülebilir miydi? Başkalarını bilmem ama ben sarayın siyahlığımdan çok hoşlandım. Emeği takdir ettim.

Coşkulu sesleri kulağıma ilişince hayallerden sıyrıldım. Rehber kenara çekilip "Varis, Lordum karşıda sizi bekliyor" dedi.

Teşekkür edip çılgın izleyicilerin bulunduğu platforma doğru ilerledim. Ama karşıya bölge temsilcilerinin olduğu bölüme geçebilmek için karşılaşma sahnesinin yanından geçmem gerekiyordu. Ve bunu öylece yapmam riskliydi. O yüzden olduğum yerde kalıp izlemeye karar verdim. Çünkü bazen insanları anlayabilmek için onların seviyesine inmek gerekirdi. Bunu Lord koltuğunun yanında oturarak yapamazdım.

Karşılaşma platformu oldukça genişti. Tarafsız bölgeden gelen tarafsız hakem platformun gerisinde karşılaşmayı izliyordu. Yarışmacıların etrafı mavi şeffaf kalkanla korunuyordu. Bu kalkanı nasıl yaptıkları konusunda bir fikrim yoktu. Lakin platformun hemen yanındaki sütuna beş ya da dört güç eli sahibi gücünü yükleyince, kalkanın aktifleştiğini biliyordum. Bu yılki katılımcılar arasında her yıl olduğu gibi yine Dağcaz'dan kimse yoktu. Yani kalkan zayıf ama bu zayıflık sadece ruh güç elini taşıyanlar içindi. Çünkü diğer güç eli sahiplerinden hiçbiri ruh güç eline sahip olmadığı sürece kalkandan geçemezdi.

Olduğun yerde kalmaya devam ederken Lord Fang'ın beni gördüğünü ve yakınındaki adama işaret verdiğini fark ettim. Hiç istifimi bozmadan bakışlarımı karşılaşmacılara çevirdim. Buz ve Ateş güç eline sahipti karşılaşmacılar. Ezeli düşmanlık sahibi rakipler beni gülümsetti, karşılaşma eğlenceli geçecekti.

"Varis!" Lordun işaret ettiği adamdı bana seslenen. "Size eşlik etmek için görevlendirildim," deyince başımı sallayarak onay verdim. Lord Fang ayağıma kadar adam göndermişken itiraz etmek nezaketsizlik olurdu.

Adam yolumuza açarak ilerlerken biz de peşi sıra takip ettik. Platforma yaklaştığımız vakit bir şey durmama sebep oldu. Bu her neyse hem bir anda üşümemi sağlayıp tüylerimi dikenleştirirken, bir yandan da kucaklıyormuş gibiydi. Boğucu olmayan sıcaklık dalga dalga bedenime yayıldı. O an karşılaşmacılardan biriyle daha önce karşılaştığımı fark ettim. Bu kişi Karagolas Eyaletinde kurtardığım Dağhan Noyan'dı.

Sanki aynı anı bekliyormuş gibi rakibin elinde ansızın beliren kılıcın gücüyle geriye doğru savrulmuştu. Doğrulmaya çalışırken rakibi hala üstüne doğru ilerliyordu. Seyirci bölümünden itirazlı haykırışlar yükseldiğinde nedenini hatırladım. Karşılaşma rakiplerden birinin silah eşleşmesi ile sona erdi. Kimse silahı olmayan rakibin üzerine gitmezdi.

2. Buz ve Rüzgarın KızıWhere stories live. Discover now