17- Kavga

19.1K 1.9K 1.2K
                                    

Duman - Kırmış Kalbini

İyi okumalar.

Rüya, son soruyu da çözdükten sonra elinden kalemini bırakıp kollarını havaya kaldırdı ve esneyerek kaslarını rahatlatmaya çalıştı. Ardıç, beraber sabah koşusuna çıkmayı teklif etmişse de genç kız bu fikre sıcak bakmamıştı. Dışarıdaki hava yağmurlu ve soğuktu, Rüya bünyesini zorlamak istemiyordu. Hem...

Ardıç'a da saçma sapan bir şekilde kırgındı.

Rüya, derin bir nefes alarak çözdüğü testin cevap anahtarını bulmaya çalıştı. Aslında sebepleri hiç de saçma değildi. Onu ömrünün yarısından da uzun bir süredir tanıyordu. 12 yıl, dile kolay ancak oldukça uzun bir zamandı. Bu kadar uzun bir süreyi hep beraber geçirmişlerdi ve Rüya, ona hiçbir zaman yalan söylememişti. Ardıç'ın hâlihazırda incinen güvenini kıracak hiçbir hareketi olmamıştı. Buna rağmen Ardıç, özel alanlarına onu dâhil etmiyordu.

Ama Beyza onun evinde Rüya'dan daha uzun kalabiliyordu.

Rüya, sinirle cevap anahtarını bulup sayfaları dövercesine doğru çözdüğü sorulara ufak bir tik işareti attı. 20 soruluk testte hiç yanlışı çıkmamıştı. Kitabın kapağını kapatıp ileriye doğru itti ve saate baktı. 45 dakikadır test çözüyordu ve biraz uyuşmaya başlamıştı.

Kendine su alma niyetiyle sandalyesinden ayaklandığı anda dışarıdan büyük bir gürültü koptu. Rüya, hızlı bir şekilde penceresinin önüne gelip perdeyi çekti ve kafasını uzatarak aşağıda ne olduğuna baktı. İki adam, birbirlerine bağırıyor ve yumruklarını konuşturuyorlardı.

Rüya'nın kalbi korkuyla tekledi.

Adamlardan biri, Ardıç'tı.

Rüya, şok içerisinde Ardıç'ın diğer adamı sertçe duvara yapıştırmasını izlerken içerisindeki korku da gittikçe büyüdü. Ardıç, asla böyle bir şey yapmazdı. Ring dışında dövüşmezdi, bir kavgadan olabildiğince kaçardı. Uzun boylu ve yapılı biri olduğu için de kimse onunla kavga etmeye yanaşmazdı.

Üstelik ciddi bir yaralama durumunda Ardıç'ın lisansını kaybetmesi de söz konusu olabilirdi.

Rüya, üzerindeki şaşkınlığı attığı anda ikinci kez düşünmeden odasından çıktı. Evin dış kapısını açıp köşedeki terliklere uzanırken aklına ne ayakkabısını giymek ne de üzerine bir hırka geçirmek gelmişti. Hızla merdivenlere yöneldiğinde evinin anahtarını da yanına almadığını fark etti ancak bunlar umurunda değildi. Bunların hiçbiri önemli değildi.

Ardıç'ı durdurmalıydı.

Bu, şu anda önemli olan tek şeydi.

***

Ardıç, karşısındaki adamın çenesine sağlam bir yumruk geçirdikten sonra yakalarını sıkıca kavrayarak onu binanın duvarına yapıştırdı. "Geberteceğim ulan seni," diye konuştu dişlerinin arasından. Bir saniye sonra söylediklerini desteklercesine tek elini adamın boğazına sarıp sıkmaya başlamıştı.

Adam, nefes nefese kalmış bir şekilde ellerini Ardıç'ın koluna doladı ve onun elini boğazından çekmeye çalıştı. Ancak Ardıç'ın tutuşu çok sıkıydı ve hiçbir kuvvet o eli oradan çekemezdi. En sonunda gerçekten de katil olacaktı. Bu adamı kesinlikle öldürecekti, gözü kararmıştı.

"Ardıç-..." Adamın nefesi yetmedi, sesi gittikçe zayıflarken Ardıç, adamın boynuna sardığı elini kullanarak onun ayaklarını yerden kesti. "Buraya gelmen bile bir hataydı."

NAKAVTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin