"Kötü bir şey yok, hala hastanedeysen askerlere bir bak diyecektim. Ben durumları hakkında bilgi alıyorum ama sen yinede bir konuş onlarla,aileleri gelene kadar yalnız hissetmesinler."

"Emredersiniz komutanım."

Telefonu kapattım ve görevlilere askerlerin oda numaralarını sordum, öğrendiğim bilgilerden sonra asansöre bindim. Nerdeyse hepsi ile tek tek görüşmüştüm, durumları daha iyiydi ama yaptıkları şeyden dolayı utanç duyuyorlardı.

En sona Emir kalmıştı, yavaşça odasının önüne geldim ve kapıyı açıp içeriye girdim, önce kimin geldiğine bakmak için bakışlarını kapıya çevirdi, karşısında beni görünce bakışlarını yere indirdi. O da tıpkı arkadaşları gibi utanıyordu.

"Emir, geçmiş olsun."

"Sağolun komutanım."

"Asker, neden yüzüme bakmıyorsun?"

"Utanıyorum komutanım."

"Kaldır başını asker, bu olayda sizin suçunuz yok doktorunuzlada konuştum size çok güçlü bir ilaç verimişler, hatta bu yüzden bir iki gün tedavi göreceksiniz. Yani hepsi o soysuzların suçu."

"Komutanım, nasıl olurda böyle bir tuzağa düşeriz? Eğer siz olmasaydınız ben orda, meydanda kendi ellerimle yüzlerce masum cana kıymış olacaktım."

"Emir, yaşadıklarınız zor şeyler biliyorum ama kendini toparlaman lazım, ayrıca kimseye bir şey olmadı önemli olanda bu. Şimdi dinlen, zaten ailelerinizde yarına burda olacak, ayrıca bir ihtiyacın olursa hemen beni ara."

"Emredersiniz komutanım."

Tam odadan çıkmıştım ki birisi bana çarptı, bakışlarımı o kişiye çevirdiğimde doktor olduğunu gördüm ama beni görünce fazla tedirgin olmuştu.

"Kusura bakmayın."

"Önemli değil doktor hanım, bir problem mi var acaba? Fazlası ile tedirgin görünüyorsunuz."

"Ah, hayır sadece yoğun bir gün geçiriyorum, iyi günler."

Hızla yanımdan ayrıldı, yukarıya çıkmadan önce Rıza Albay ile kısa bir telefon görüşmesi yaptım ve buradaki durumu bildirdim. Ardından da Yıldız'ın yanına gitmek için asansöre bindim, asansör durunca indim ve askerlerin yanına gidip konuşmaya başladım.

"Bir sorun var mı? Ya da gelen giden?"

"Bir sorun yok komutanım ama az önce bir doktor içeriye girdi, Yıldız komutanı kontrol edecekmiş."

Askerin konuşması bittiği anda buraya doğru gelen Yıldız'ın doktorunu gördüm ve hızla askerlere baktım ve sinirle konuşmaya başladım.

"Lan! Yıldız'ın doktoru burda içerideki kim?"

"B-bilmiyorum komutanım, kadın doktor geldi ve Diğer doktorun işi olduğunu bu yüzden de kendisinin ilgileneceğini söyledi."

"Çekil lan şurdan!"

Hızla odanın kapısını açtım ve içeriye girdim, gördüklerim sinirlenmem için yeterli olmuştu. Az önce bana çarpan doktor sinsice sırıtarak bana bakıyordu ve Yıldız'ın damaryoluna bir iğne sokmuştu.

"Kaldır ellerini!"

"Aaaa bak burda kim varmış? Üzgünüm ama geç kaldın Poyraz yüzbaşı. Yapacak olduğum tek bir hamlede bu ilaç yüzbaşının damarlarında dolaşmaya başlayacak ve kalbi sonsuza kadar duracak."

DAĞLARIN SÖNMEYEN YILDIZI(HAYALET)Место, где живут истории. Откройте их для себя