55. BÖLÜM

4.4K 305 197
                                    


Bir yeni bölüme daha hoş geldiniz güzel okuyucularım.

Umarım bölümü çok çok beğenirsiniz ve bol bol yorum yapıp oy verirsiniz😄😄.

Hadi bakalım sizleri yeni bölüm ile baş başa bırakıyorum 😄

(Bu arada kitabımda bazı yazım yanlışları olabilir bunun farkındayım, kitabı final yaptıktan sonra o yanlışları telafi edeceğim.

Eğer bu bölümde de yanlışlarım varsa kusura bakmayın.)











Sahradan Devam

Topal ve Karanlık ölmüştü, Topal'ın b ölmesi benim için hiç ama hiç iyi olmamıştı, bir çok işi onunla birlikte yürütüyorduk ve Topal'ın ölmesi işleri iyice sarpa sardırıdı.

Topal'ın ölmesinde Türk devleti ve Türk askerinin parmağı vardı, bu yüzden önce onlardan sonra da Hayaletten intikamımı alacaktım.

Bir kaç yere köye saldırı düzenlenecek diye haber saldırdım, hali ile bu haber  Türk askerinin kulağına gitti. Köye adamlarımı gönderdim oldukça kalabalıklardı ama askerler tarafından etkisiz hale getirildiler, bunun üzerine en son devreye ben girdim.

Türk askerleri kazandıklarını düşündükleri zafer ile seviniyorlardı, ben onları izlerken içlerinden birisi dikkatimi çekti. Yıldız Bozkurt, Topal'ın kafaya taktığı yüzbaşı onu görür görmez ilk kurbanımın kim olacağını seçmiştim bile.

Fazlası ile mutlu görünüyordu, çocuklarla ilgileniyordu. Yıldız yüzbaşı çocuklarla konuşurken, tam o anda çocukların gözleri önünde onu vurdum, iki el ateş etmiştim ve ikiside sırtına denk gelmişti.

Herkes korku ile saklanırken o daha fazla dayanamadı ve yere yığıldı, il önce yanına Savaş denilen yüzbaşı koştu ardından da Poyraz koştu, onu görünce içimde bir hareketlilik oldu ben onu ne çok özlemiştim.

Ben Poyraza bakarken askerler dikkatimi çekti, ateş edilen bölgeye doğru geliyorlardı. Daha fazla orda duramazdım bu yüzden hemen aracıma bindim ve oradan uzaklaştım.

"İntikamını aldım Topal, çok yakında yanına yüzbaşıda gelecek."









Savaştan Devam

Yıldız vurulmuştu, benim meleğim kanlar içinde yerde yatıyordu, ben hızla onun yanına giderken timdekilerde çocukların güvenliğini sağlıyorlardı.

Vakit kaybetmeden Karargaha haber vermiştik ve hemen helikopter göndermişlerdi, helikopter gelince Yıldız'ı aldılar bende onunla bindim ve hastaneye gittik.

Hastaneye gelince Yıldızı hızlıca ameliyata aldılar, bende ameliyathanenin kapısının önünde kalbimdeki kaybetme korkusu ile kaldım. Çaresizlikle yere oturdum ve gözyaşlarımın dökülmesine izin verdim.

Yıldız şu an da büyük bir savaş veriyordu, halbuki vurulmadan bir kaç saniye önce çocuklarla mutlu bir şekilde konuşuyordu. Kardeşimin çocuklara karşı bir zaafının olduğunu biliyordum, onlara bakarken bile bir başka bakıyordu ama o çok sevdiği çocukların gözleri önünde kanlar içinde yere yığılmıştı.

Dakikalar sonra Rıza ve Ömer Albay geldi, onlarda perişan olmuşlardı ama elimizden beklemekten başka bir şey gelmiyordu, tek yapabilecek olduğumuz Allaha dua etmekti.


DAĞLARIN SÖNMEYEN YILDIZI(HAYALET)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin