50. BÖLÜM

5.3K 388 64
                                    

50. Bölüm ile karşınızdayım, ilk yazmaya başladığımda kitabımın bu kadar okunacağını hatta benim 50. Bölüme kadar yazacağımı hiç düşünmezdim.

Hepinize çok teşekkür ederim, okuyan herkese ama sadece okuyup geçmeyen arkadaşlarıma ayrıca teşekkür ederim.

Umarım daha güzel kitaplar yazarım ve sizlere sunarım, hadi bakalım artık bölüme geçelim.

İyi okumalar.😇😇😇😍






Topaldan Devam

Güvenli evlerden birinde oturmuş adamımdan gelecek olan haberi bekliyorduk ki telefonum çaldı, vakit kaybetmeden açtım, adamım bana tahmin ettiğim haberi verdi.

Telefonu kapattım ve bakışlarımı Sahraya çevirdim, o da ne söyleyeceğimi tahmin ediyordu ki ben söylemeden konuşmaya başladı.

"Saldırmışlar değil mi?"

"Aynen öyle, tahmin ettiğimiz gibi Berzan konuşmuş."

"Sağ kalan olmuş mu? Karanlık o yaşıyor mu?"

"Herkes geberip gitmiş, Karanlıktan bir iz yokmuş ama kaybolmadan önce ortalığı karıştırmış. Destek için gelen timleri tuzağa düşürmüş ve bir çoğunu yaralamış."

"Vay vay vay, aslında Karanlık çok akıllı, eğer sizin yalanlarınız ve yaptıklarınız olmasaydı bizim için fazlası ile güçlü bir yandaş olurdu.

Maalesef ki bazı gerçekler var ve sizin söylediğiniz yalanlar ortaya çıkarsa, yıllardır içinde büyüttüğü öfkesi bize döner ve bu bizim işimize hiç ama hiç gelmez."

"Şimdiye kadar öğrenmedi Sahra, bu saatten sonra öğrenmesi çok zor."

"Hiç bir sır gizli kalmaz Topal bunu sakın unutma, tamda bu yüzden Karanlık ortaya çıktığı an işini bitir.

Şimdi asıl konumuza dönelim, silahlardan bir haber var mı?"

"Var, bir kaç gün içinde sınıra gelecekler, ordanda biz teslim alacağız."

"Unutma Topal, bu silahlar bizim için önemli bu nedenle asla hata istemiyorum. Neyse ben gidiyorum, sende dediklerimi uygula."

Sahra odadan çıkınca tek başıma kaldım ve Karanlığı nasıl yok edeceğimizi düşünmeye başladım, kolay kolay tuzağa düşüremezdim sonuçta oldukça akıllı birisi.







Poyrazdan Devam

Kolumda hissettiğim acıyla uyandım ve bir daha da uyuyamadım, bende yatağımdan kalktım ve Savaş'ı görmek için yoğun bakıma ilerledim.

Tam koridora girmiştim ki Yıldız'ı gördüm, yanında bir erkek vardı ve o erkek Yıldız'a çok yakın duruyordu ayrıca da dikkatlice koluna bakıyordu.

Nedense bu yakınlık hiç hoşuma gitmemişti, daha sonra Yıldız'ın görev sırasında yaralanmış olabileceği düşüncesi geldi aklıma ve içime bir endişe doğdu, Yıldız kafasını kaldırınca beni gördü ve ayağa kalktı bende ona doğru ilerledim.

Öğrendiğime göre yanında ki kişi Rıza Albayın oğluymuş, ayrıca babası gibi onunda asker olduğunu öğredim ilk gözlemlerime göre iyi birisine benziyordu ve oldukça yakışıklıydı.

Bakışlarımı yoğun bakımın camına çevirdim ve savunmasız bir şekilde yatakta yatan, bir sürü makinaya bağlanmış olan Savaş'ı gördüğümde kalbime bir sızı girdi, ben kardeşimi ve silah arkadaşlarımı koruyamamıştım.

DAĞLARIN SÖNMEYEN YILDIZI(HAYALET)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin