Uyarı! Kalp rahatsızlığı olanlar bu bölümde dikkat etsinler. Zira fazla çarpıntı sizi öteki tarafa uğurlayabilir.
Pazartesi 20.58
Dudaklarımın üzerine kapanan dudaklarla tüm vücudumda boşluktan aşağı düşüyormuş hissi baş göstermişti. Bu hisle başa çıkamıyordum. O kadar yoğun ve hisliydi ki daha fazlasını istiyordum. Daha fazlası ve sonra yine daha fazlası. Taehyung'un elleri saçlarımdayken bedenime temas ettirerek yavaş yavaş belime indirdi. Birlikte geriye doğru ilerlerken yatağa çarpmamızla sendeleyerek bulunduğum yere oturdum. Nefes nefese bir halde ona bakarken Jimin'in yanıma oturmasıyla ona döndü bakışlarım.
Pembeleşmiş dudakları dudaklarıma uzanırken içimde dalgalanan hisler artmıştı. Dudaklarımız temas ettiğinde yavaşça üzerine doğru eğildim ve yumuşak bir şekilde emdim üst dudağını. Ellerimi yüzüne yerleştirirken dudaklarımın arasına boğuk bir inleme bıraktı. Benden farksızdı. Birbirimize dokunmak ve yanıp tutuşmak için sabırsızlanıyorduk. Dudaklarımı biraz daha dudaklarına bastırarak dilimi içeri yolladım. Dillerimizin temasıyla bir titreme geçti vücudumdan. Başımın üstünde yıldızlar dönüyor olabilirdi. Ilık bir his boğazımdan kayıyor ve tüm vücudumu tırmalıyordu.
Dudaklarımı ondan ayırarak tekrar Taehyung'a yöneldiğimde dudakları yarı yolda karşılamıştı beni. Hareketleri hırçındı. Kafayı yiyecekmiş gibi hissediyordum. Bunun verdiği his bambaşkaydı. Sanki üçümüzün dudaklarının tadı birbirine karışıyordu. Aynı anda iki kişiyi öpmek gibi hissettiriyordu. Daha fazlası gerekiyordu, tenlerimiz birbirine karışmalıydı.
Dudaklarım Taehyung'un dudaklarındayken Jimin'in enseme kondurduğu küçük öpücükleri hissedebiliyordum. İçim gıdıklanıyordu. Jimin'in elleri hiç durmadan tişörtümün içine kaydığında kendimi Taehyung'a daha çok bastırdım.
Ellerim Taehyung'un omuzlarına tutunurken yumuşak dudaklarım dudaklarının arasında eziliyordu. Alt dudağımı dudaklarının arasına alarak emdiğinde ellerim kazağını sıyırarak yavaşça sırtına kaydı ve sıcak teninde dolaştı. Dokunduğum her yer beni yakıyordu. Her zerremle yanıyordum. Bir tek Taehyung ve Jimin söndürebilirdi beni. Derinden gelen bir arzuydu bu. Birbirimize karışalım istiyordum. Karışalım ve artık tamamen birbirimizin yansıması olalım.
Taehyung'un dudakları dudaklarımdan ayrılarak yumuşak öpücüklerle boynuma yöneldiğinde boynumu yana yatırarak yer açtım ona. Öpücükleri o kadar hafif ve narindi ki incitmekten korkuyormuş gibi davranıyordu. İstemsizce ellerim Jimin'in ellerini bulurken kulağımın dibindeki öpücükleriyle kendimden geçiyordum. Dokunuşlar ve temaslar her yerdeydi. İçime işliyordu. "Dayanamıyorum sana Jungkook." diye mırıldandı Taehyung.
"Kafayı yedirteceksin bana." Kelimeleri bir ok gibi kalbimin üzerine saplanıyordu. Bana hissettirdiklerinin yanında bunun bir hiç olduğunu söylemek istiyordum. İçimden geçen tek şey sevgi sözcükleri kurmaktı. Duygularım çok yoğundu.
BINABASA MO ANG
𝓛𝔲𝔪𝔦è𝔯e *νḲσσкмιη
Fanfiction"Karanlığın içinde bir ışık parlıyor, artık yalnız değilsin Jungkook." *Tamamlandı. Bu hikayenin yazarı 'lishalish1' olup, hikaye ile ilgili tüm haklar kendisine aittir.