21

751 68 1
                                    

Pazartesi 00

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Pazartesi 00.38

Büyük bir sorunumuz vardı.

Hayır, büyük iki sorunumuz vardı.

Ve ben hangisinin daha kötü olduğunu anlayamıyordum. Kendimden geçmiştim, yemin ederim geçmiştim. Hissettiklerinin bir önemi yoktu. Geçer giderdi. Benden daha önemli ve büyük bir sorun vardı ki, ne yapacağımı bilmiyordum. Elim kolum bağlı gibiydi sanki.

Karşımda Taehyungla sarmaş dolaş bir şekilde oturan Jimin'i gördükçe içimdeki endişelere engel olamıyordum. Taehyung sürekli Jimin'in saçlarını okşuyor, küçük küçük öpücükler konduruyordu. Jimin'in tek yaptığıysa sadece boşluğa bakmaktı. Normalde olsa Taehyung'a aynı şekilde karşılık verecek olduğunu düşündükçe kendimi parçalamak istiyordum.

Ne zaman bu noktaya gelmiştik? Bilmiyordum. Ne olduysa bir anda olmuştu. Her şey normaldi. Her gün kliniğe gidiyordum. İkisi de sürekli benimle birlikte geliyordu. Doktor böyle giderse normale göre daha çabuk ilerleme göstereceğimi söylemişti. Bu gibi durumlarda en önemli olan şey psikolojik olarak iyi bir zemin hazırlamakmış, öyle söylemişti. Bununla ilgili bir sıkıntım yoktu. Jimin ve Taehyung yanımdayken, onların desteğini hissederken hiçbir şey beni durduramazmış gibiydi. Evimdeydim ve evimde olmaya devam edecektim. Onlar benim evim olmuştu.

Ama şimdi dayanamıyordum. Yemin ederim çok uğraşıyordum ama içim içimi kemiriyordu. Sanki bir kemirgen vardı ve tüm kemiklerimi tek tek kemiriyordu. İçimde benden hiçbir şey kalmayana kadar devam edeceklerdi. Öyle bir yoksunluk çekiyordum ki kafayı yiyecekmiş gibi hissediyordum.

Klinikte her gün psikoterapi ve grup terapilerine katılıyordum. Yatılı tedaviyi kabul etmediğim için daha zor bir süreç bizi beklese de bir şekilde bunu idare edebiliyorduk. Jimin her akşam ilaçlarımı kendi elleriyle veriyordu. Konuşmaya niyetli olduğum zamanlarda üçümüz birlikte oturuyorduk ve terapilerin nasıl geçtiğini anlatıyordum.

Hepsini anlayışla dinliyor ve bana destek oluyorlardı. Birbirimizi yormuyorduk. Sanki her şey olması gerektiği gibi ilerliyordu. Ne fazla ilgi yüzünden baskı altında hissedip kendimi geri çekiyor ne de kendimi fazlalık hissediyordum.

Hepsi iki gün öncesine kadardı.

Ne olduğunu anlayamıyordum. Son iki gündür Jimin'in bir sıkıntısı vardı. Sürekli dalıp gidiyor ve bir anda ağlamaya başlıyordu. Böyle zamanlarda Taehyung'a sarılarak sakinleşse de yüreğim sıkışıyormuş gibi geliyordu. Onunla konuşmaya çalışıyordum ama her seferinde geri çekiyordu kendisini. Her şeye rağmen iki gündür ilaçlarımı içip içmediğimi kontrol ediyor, terapinin nasıl gittiğini soruyordu. Belki biraz olsun havası değişir diye ona her şeyi anlatıyordum ama sıra benim sorularıma geldiği zaman susuyor ve bir daha konuşmuyordu. Gözleri sürekli boşluğa dalıyor ve gözyaşları akıtıyordu.

Taehyung'un üzerine gitmeden sadece yanında olduğunu hissettirmeye çalıştığını görebiliyordum. Bir şey yapamıyordu, yapamıyordu çünkü sorunun ne olduğunu bilmiyorduk.

𝓛𝔲𝔪𝔦è𝔯e *νḲσσкмιηWhere stories live. Discover now