0.0 - Giriş

3.1K 208 163
                                    

Önceden yazdığım bir kitaptı. Wattpad'e ara verdiğimde kaldırmıştım, tekrar yayımlamaya karar verdim..😊

***

RUNA pudra renkli hanbokunun eteklerinden tutarak ağaçların arasında koşmaya devam eder. Birkaç metre uzaklığında kalan askerler onu kovalamaktadır.

1. ASKER
Durdurun onu!

2. ASKER
Yakalayın!

3. ASKER
Kaçmasına izin vermeyin!

Uçurumun kenarına gelen RUNA ani bir şekilde durur ve korkulu gözlerle arkasından gelmekte olan askerlere bakar.

(Kamera RUNA'nın yüzüne yavaşça yaklaşır)

4. ASKER
Yolun sonuna geldin! Kaçacak yerin kalmadı!

RUNA
Ölürüm, ama yine de size teslim olmam!

Arkasını dönen RUNA hiç düşünmeden kendini uçurumdan aşağı bırakır. Askerler şaşkın ifadelerle uçurumun kenarına yaklaşır ve uçurumun eteklerini kapatan ağaçlara bakarlar.

(Kamera uzak açıdan etrafı gösterir)

1.ASKER
Gidip aşağıya bakalım, acele edin!

Askerler uçurumun eteklerine inerler ve RUNA'nın bedenini ararlar. Fakat bulamazlar.

3. ASKER
Buradan sağ çıkması imkânsız!

1. ASKER
Onu bulmamız gerek! Değilse KRAL bizi yaşatmaz!

2. ASKER
Dağılıp arayalım şu kızı!

Askerler dört bir yana dağılır ve RUNA'yı arar. Fakat yine de bulamazlar...

(Kamera bir tur dönerek etrafı gösterir. Ardından RUNA'nın kanlı
bedenini göstererek ekran karartılır.)

**

"Herkes yerine geçsin! Son sahneyi çekeceğiz!"

Elimde senaryonun yazılı olduğu kâğıdı yanımdaki görevliye verip üzerime düşen rolü canlandırmak üzere yerime geçtim. Etraftaki hareketlilik yavaştan son bulurken yönetmenin bize komut vermesini bekliyordum.

Makyöz abla yanıma gelip son kez yüzümü kontrol ettikten sonra karşımda kalan ekibin arkasına geçmişti.

"Hazır..!"

Yönetmenin sesiyle arkamı dönüp karşımda kalan ağaçlara doğru baktım. Sahne ormanlık bir alanda çekiliyordu.

"Kayıt!"

Eteklerinden tuttuğum hanboku kaldırıp senaryoya uyarak koşmaya başlamıştım. Arada arkama bakıyor, asker rolünde olanların ne kadar yaklaştıklarını ölçüp gerçekmiş gibi tepkiler vermeye çalışıyordum.

Çekilen bu sahne 9. bölümün son sahnesiydi.

Senaryodaki gibi askerlerin arkamdan bağırışlarını duyabiliyordum. Sağ tarafımdan çekim yapan kamera için bir kez daha başımı çevirip arkama baktıktan sonra önüme dönüp koşmaya devam ettim. Düşmemek için büyük uğraş veriyordum.

Son durağa yaklaştığım vakitlerde fark ettiğim değişiklik yüzünden adımlarımı yavaşlatıp duraksamıştım. Bakışlarım arkama döndüğünde görmeyi beklediğim askerleri görememiştim. Sadece onlar değil, sette görevli olan hiçkimse yoktu.

"Yönetmenim?!"

Beni duymaları adına seslenmiştim fakat hiçbir şekilde geri dönüş yapan olmamıştı. Yanlış yola mı girmiştim ki? Fakat öyle olsaydı muhakkak beni uyarırlardı. Tanrı aşkına neler oluyordu?

"İşte orada! Yakalayın!"

Duyduğum yabancı sesle bakışlarım birkaç metre ötede üzerime doğru koşturmakta olan askerleri bulduğunda kaşlarımı çattım. Giydikleri kıyafetler oyuncuların giydiklerinden tamamen farklıydı. Giderek yaklaşmalarından kaynaklı daha net gördüğüm yüzleri de yabancıydı. Tanrım gerçekten neler oluyordu burada?!

Alacaklı gibi üzerime gelmeleri beni korkuttuğundan geriye doğru adımlayıp ardından koşmaya başlamıştım. İçerisinde olduğum bu saçma durumu anlayamıyordum.

Uçurumun ucuna kadar gelip ani bir şekilde durmuş, aşağıya doğru bakmıştım. Yüksekliği gözümü korkutuyordu. Bakışlarım arkamdan gelen askerlere dönerken nefesimi düzenlemeye çalışmıştım. Hızlı nefes alıp verdiğimden genzim yanıyordu.

Birkaç metre kala önümde duran üç asker oklarını bana doğru doğrultmuştu. Genelde buraya kadar gelip durmamız gerekiyordu. Uçurumdan düşüş anı montaj olmalıydı fakat büyük bir sorun vardı. Diziyi çeken bir kameraman, yöneten bir yönetmen ve de asker rolüne seçilmiş askerler yoktu. Karşımda daha önce görmediğim kişiler vardı ve gerçekten fazla ciddiydiler.

"Bizi daha fazla uğraştırma ve buraya gel!"

Ellerimi kaldırıp önüme siper ederken durmalarını işaret etmiştim.

"Durun! Bir yanlışlık var sanırım.."

"Yanlışlık falan yok! Majestelerini daha fazla kızdırmak istemiyorsan teslim ol!"

"Bakın gerçekten bir yanlışlık var. Biz burada dizi çekimi yapıyoruz.."

"Saçmalamayı kes! Yakalayın!"

Gür çıkan sesiyle iki yanında bulunan asker üzerime doğru gelince refleks olarak geriye doğru adımlamıştım. Fakat bu pek de iyi bir karar olmamıştı. Boşluğa geçen ayağımın ardından aşağı geçen bedenim öylece havada süzülmüştü. O ara duyduğum tek ses yankı yapan çığlığımın sesiydi..

•••••••

Beğenmeniz dileğiyle...💜

Görüşmek üzere, iyi geceler💜💋🌸

- Jimse🦅

Veliaht Prens ᴹʸᴳWhere stories live. Discover now