elli iki

13.4K 805 174
                                    

Boynumun ve dudaklarımın kaşınmasıyla dağılmak üzere olan uykumda gözlerimi açtığımda önce dudağımdaki eli ittirmeyi denedim. Çünkü uykum vardı ve şimdi uyumak istiyordum. Hafif bir gülme sesi işittiğimde dudaklarımın kenarında dolaşan parmakları da çabucak ittirip kolumu dudağıma sürttüm. Kaşlarım çatılmıştı.

"Bulut." Onur'un keyifli sesini işittiğimde oralı olmadım.

"Bulut." Üzerimde ağır bir yük hissettimde sinirlenip omzundan ittirmeye çalıştım.

"Iğğh- bırak!"

"Akşam oldu ama uyan hadi."

"İstemiyorum, bana ne." Omuz silkip dikkatlice ona sırtımı döndüm. Bir elimi yastığın altından geçirip uykuma devam etmeye çalıştım.

"Acıktın ama, hem üşüyeceksin üzerine ceket giyin."

"Onur... Yaz ayındayız." Uykulu uykulu mırıldandığımda güldü.

"Olsun, kalk hadi."

"Çok uykum var." dedim omuz silkerek. Aslında uykum biraz dağılmıştı ama onu böyle zorlamak da hoşuma gidiyordu.

"İyi ben de uyurum o zaman." Ellerini belime dolayıp sırtımı göğsüne yasladı ve saçlarımın tepesinden öptü. Aniden kendine biraz daha çekmesi acıyla küçük bir çığlık atmama sebep oldu.

Çabucak omzumun üzerinden ona baktım.

"Yavaş olsana!"

Bir süre anlamıyormuş gibi yüzüme baksa da sonradan dudaklarını gülmemek için birbirine bastırdı.

"Çok mu serttim?"

Başımı salladım.
"Evet, duralım dediğimde duracaktık işte."

Dün gece gerçekten normalde ne kadar yumuşak ve toleranslıysa yatakta da o kadar sert olduğunu anlamıştım. Artık gerçekten dayanamayacakmışım gibi geldiğinde o da yorulmuştu. Tüm yorgunluğuma ve sızlanmama rağmen beni kucaklamış ve banyoya götürmüştü. Yorgunluktan göz kapaklarımı bile kontrol edemediğim için her bir köşemi -özellikle arkama- özenle yıkamış ikimizin de tertemiz olmasını sağlamıştı. Kıyafetlerimi giydirmeden önce her ne kadar kalçama krem sürmek istese de onu bekleyemeden uyukladığımı görünce yanıma uzanmış, beni kolları arasına almış ve nemli saçlarıma öpücükler kondurarak uyumamıza izin vermişti.

Boynumdan sertçe öpüp ellerini kalçama indirdi. Hafifçe okşadı.

"Ama ne yapayım. Sıkı deliğin penisimi öyle bir sarıyor ki..." Sızlanır gibi mırıldanıp kalçamı sertçe sıktığında daha büyük bir çığlık atıp kalçama dikkat ederek doğruldum.

"Ağrıyor diyorum ağrıyor! Hayvan!"

Gülerek başını geriye attığından sinirli sinirli eşofmanım üzerinden kalçamı ovuşturdum. Cidden ağrıyordu.

O da doğruldu ve yan tarafa kısa bir an dönüp sonra elindeki tepsiyle tekrar bana doğru döndü. Şaşkınca bir ona bir tepsiye baktım. Resmen kahvaltı masamızı tepsiye taşımıştı. Kahvaltılıklar, krep, meyve suyu... Hatta küçük bir vazoda çiçek bile vardı!

Oturuşumu biraz daha düzeltip tepsiyi kucağıma aldım.

"Onuur bu ne?" dedim heyecanla.

"Senin için hazırlamak istedim. Beğendin mi?"

Tepsiyi yatağa dikkatlice bırakıp ona sıkıca sarıldım.
"Seni çok seviyorum."

"Ben de seni kurban olduğum."

Elma Ağacı (bxb)Where stories live. Discover now