kırk bir

15.3K 1K 449
                                    

Onur'dan,

Gözüm tahtada, aklım yine başka yerlerdeydi. Eğer 2. kez sınıfta kalmayacağıma emin olsam her şeyi siktir eder yıl sonuna kadar okulun kapısından geçmezdim. Beni bu okula bağlayacak hiçbir şey kalmamıştı zaten.

Tek bir noktada sabit tutmaya çalıştığım gözlerim yeniden ona doğru kaydığında fazla direnemedim çünkü şimdi dirensem birkaç saniye sonra kendiliğimden onu izliyor olacaktım.

Kıvırcık saçları tutam tutam alnına dökülmüş, normalden biraz daha fazla uzamıştı. Yeşil gözleri kısıktı ama tüm dikkati dersteydi. Elinde bir kalem vardı ve parmakları arasında dolaştırıyordu. Diğer eli yanağının altındaydı, yanağına baskı yapan eli hafifçe dudaklarının da büzülmesine sebep olmuştu. Biraz uykusu var gibiydi ama yine de dikkatle dersi dinliyor arada bir önündeki deftere notlar alıyordu.

Öyle şirin duruyordu ki ciddi anlamda özlemimden ölecekmiş gibi hissetmeye başlamıştım.

Hoş, özlemimden ölüp ölüp dirilsem de dönüp bana bakmazdı. Sürekli bir şekilde onunla konuşmaya çalışıyordum ama susmaya yeminli gibiydi.

Gözleri bana hiç değmiyor değildi, bakıyordu ama herkese nasıl bakıyorsa öyle bakıyordu ve ben o zamanlar keşke bakmasa diyordum. Canım yanıyordu, istemeden canımı acıtıyordu. O kadar naifti ki bunu bilerek yapmasına gerek bile kalmadan hallediyordu.

Ben onu yaşatmak için kendi fermanımı imzalanmıştım ama onun bundan haberi bile yoktu. İşte en acısı da buydu.

"Onur ve Bulut yapsın." Öğretmenin sesi beni günlerdir döngüsel olarak girdiğimden transtan çıkardığında kaşlarımı çatıp baktım.

"Neyi hocam ben tam anlayamadım?" Önlerden birisi sorduğunda ben de merak ettiğimden döndüm.

Günler sonra aynı cümlede adımız geçtiğinde bile benim kalbim ısındı.

"Performans ödeviniz, yani not vereceğim. Vereceğim konuyla ilgili araştırma ve mümkünse bilgisayardan sunum yapmanız gerekiyor. Birazdan gruba atacağım konuları ve dağılımları. İkişer kişilik gruplar olacaksınız."

Bulut ve ben. Ödev. Konuşmak. Çalışmak. Onu görmek.

"Hocam şey eşleri kendimiz seçemez miyiz?" Bulut'un söylediği şey yine canımı yaksa da bir şey söylemedim.

"Maalesef, kafama göre eşleştirme yapmıyorum aslında notlarınıza göre dengelemeye çalışıyorum."

"Hocam ben Bulut'la yapabilirim!" Atlas heyecanla konuştuğunda ağzını bantlayıp sırasına bağlamamak için kendimi zor tutmuştum.

Onu biraz daha fazla görme ihtimalimi elimden alan herkes beni sinirlendiriyordu.

"Hocam ben Atlas'la yaparım yemin ederim!" Yanımda uyuyan Mete bir anda kalktığında kaşlarımı kaldırdım. Aniden herkes kimle yapmak istediğini söylemeye başladığında hoca masaya vurdu birkaç kere.

"Aaa sakin olun! Söylediklerim yapsın beraber! Bulut ve Onur, Atlas ve Mete..."

Grupları saydığında itiraz istemediğini belli etmek için kağıtlarına döndü.

Bulut'a doğru baktığımda bana baktığını gördüm ama yine öyle bakıyordu. Sanki sınıftaki herhangi biriymişim gibiydi ve ben onun için herhangi birisi olmak istemiyordum.

Zil çaldığında son ders olduğunu hatırlayıp çantamı aldıktan sonra sırasına doğru ilerledim. Biliyor muydu bilmiyordum ama onunla konuşurken kendimi 12'lere açılan 9. sınıf kızları gibi hissediyordum resmen.

Elma Ağacı (bxb)Where stories live. Discover now