elli bir

14.7K 890 495
                                    

bu bölüm cinsellik içermektedir, rahatsız olacakların okumaması tavsiye edilir.

+18

————

"Yavrum nerede kaldın? Ağaç old-" Onur'un sitemi beni görür görmez kesildiğinde heyecanım anbean artarken yutkundum.

"Hoş geldin." diye mırıldandım zar zor.

Kapıya elini koyup ittirdi ve tamamen içeriye girdi. Baştan aşağı vücudumu süzmeye başladı. Gözleri her bir nüansımda dolaştı. Dudaklarımda, bacaklarımda, gözlerimde, karnımda...

Kalbim artık ağzımda atıyor heyecandan dizlerim titriyordu. Bakışlarındaki ifadeyi çözememiş olmak bile beni daha çok geriyordu.

Beni beğenmemiş olmasından değil de iğrenmesinden korkuyordum. Öyle bir şey yapmayacağını biliyordum ama girdiğim kılığın ne kadar tuhaf olduğunu düşünmesini istemiyordum. İlk defa ben bir şeylerden fazlasıyla eminken bu olmamalıydı.

Hiçbir şey söylememesi aramızdaki sessizliği arttırdığında omuzlarımı düşürdüm. Heyecandan yerimde sallanmayı kestim.

Beğenmemişti.

Beğenseydi bir şeyler söylerdi değil mi?

Neden beğenmemişti ki?

Aramızdaki sessizlik biraz daha sürdüğünde daha fazla dayanamayıp arkamı döneceğim esnada kolumdan tuttu. Çok fazla afallamış gibi duruyordu.

"Yemin ederim nefes almayı unuttum. Öyle çok- Öyle çok güzelsin ki Bulut... Aklımı kaçıracağım. Sen..."

Kalbim yeniden heyecanla çarpmaya başladığında gülümsedim. Yüzündeki garip ifade derin bir hayranlığa bürünmüştü.

Vakit kaybetmeden dudaklarıma doğru eğildiğinde arkasını dönmeden kapıyı kapatıp bana yaslandı. Parmak uçlarımda yükselip boyuna yetişmeye çalışarak dudaklarına izin verdim.

Birkaç dakika kapının önünde oyalandığımızda elini kalçama koyup kendine bastırdığında kollarımı boynuna doladım. Hemen beni kucağına alıp bir elini kalçama koydu. Dili ağzımın içinde geziniyordu.

Nefes nefese geri çekilip burnumun ucundan öptü.

"Sana yemin ederim... Öl desen ölürüm." diye mırıldandığında yanağımı omzuna yasladım.

Ben kucağındayken yukarıya, odamıza, çıkmaya başladı.

Odaya girdiğimizde kapıyı diziyle açıp hemen arkasından kapattı. Sırtım yatağın üzerine gelecek şekilde bıraktıktan sonra üzerime eğildi ve dudaklarımı öpmeye devam etti.

Dilini dudaklarımın üzerinde gezdirip zor durumdaymış gibi konuştu.
"Siktir, dudakların..." Bacak içlerimde dolaşan elleriyle beraber dudağımı sertçe ısırdığında ensesindeki saçları çekiştirip inledim.

Dili çenemden boynuma ıslak bir hat çizip ulaştığında başımı geriye atıp ona daha çok alan sundum. Hareketlerimiz fazlasıyla hızlıydı ve ben heyecandan ne yapacağımı bilmiyordum. Hâlâ içimde çok hafif bir korku vardı ama bu sefer arzularım daha baskındı.

Kulağımın hemen altını, ezbere bildiği hassas noktamı ısırdığında kıvranıyordum. Belimdeki ellerinden birini indirip kalçama getirdi ve sanki bu kadar kıvranmam az geliyormuş gibi sertçe sıktı.

"Ah!" İnleyip başını biraz daha boynuma bastırdım.

"Bu istekli hallerin beni mahvediyor, kendimi kaybedeceğim." dedi dişlerinin arasından.

Elma Ağacı (bxb)Where stories live. Discover now