3.2

197 133 21
                                    

Kalabalığın sesi doluşuyordu kulaklarıma. Fısıltılar ve bağrışmalar ve bardakların tokuşturulma sesleri. Başımda bir ağrıyla açtım gözlerimi. Başıma toplanan kalabalığa bakıp nerede olduğumu çözmeye çalıştım. Baloda mıydım? Toplaşan kalabalığın üzerinde eski dönem kıyafetler vardı ve buradan yola çıkarak varmıştım bu kanıya.


Kahverengi saçını arkadan kocaman topuz yaptırmış kadın mor rengi elbisesinin eteğini düzelterek bana doğru eğildi.


“İyi misin tatlım? “


Tatlım mı? Kaşlarım çatıldı ve onun bu sorusu üzerine giydiğim kıyafetleri inceledim. Mavi renk bir elbiseydi üzerimdeki ve elimi başıma ağırlık veren saçıma götürdüğümde saçımın topuz yapıldığını fark ettim.
Bir kadın bedeninde miydim?! Şaşkınlıktan gözlerim fal taşı gibi aralanırken bu dediklerime inanmayarak elimle yüzümü kontrol etti.


Birden kadın ağlamaya başladı.
“Kesin bir şey oldu. “
Mendilini çıkarıp göz yaşlarını kurulamaya çalışırken bir yandan da bana bakıp yüzünde üzgün bir ifadeyle konuşuyordu.


“Benim güzeller güzeli Victoria’ma büyü yaptılar kesin. Şu kızın haline bakın. “


İçinde bulunduğum durumun şokunu daha atlatamamışken bir adam geldi ve beni kucağına alarak yerden kaldırdı. Bu sanki çok normal bir durummuş gibi hiç kimsenin dikkatini çekmedi ve o mor elbiseli kadında elimden tutarak peşime takıldı.


O karadelikten geçip başka bir kitabın içine ışınlanmış olmalıydım. Ama tanrı aşkına neden kadın oldum?
Beni taşıyan adama baktım dikkatle. Yaşlı birine benziyordu, saçı sakalı beyazlamıştı ve ikide bir de mor elbiseli kadına bakıp gülümsüyordu.


“Merak etme, doktor çağırdım. “ dedi kadını sakinleştirmek istercesine. Onların bu tepkisine bakılırsa zaten bir hastalığım varmış. Bayılmama bile aşırı tepki vermediler ve sanki her zaman başıma gelen bir olaymış gibi davrandılar.


“Siz kimsiniz? “ işte hafızasını kaybetmiş gibi harika bir oyunculuk sergilemenin tam zamanı.


Adam durdu ve bana ne olduğunu anlamaya çalışarak baktı yüzüme. Kadın da kaskatı kesilmişti sanki.
Biraz sonra bayılacakmış gibi bir bakış attı bana ve hıçkırıklara boğuldu.


“Aman tanrım! Yarın prens Richard'la görüşmemek için ailene oyun mu oynuyorsun?”


Ne dediğini anlamamış gibi kaşlarımı çattım.


“Sanırım gerçekten hatırlamıyor Elena. “


“Hayır! “ diye çıkıştı adının Elena olduğunu duyduğum kadın.
“Bu kız bu sefer de oyun oynuyor bize. “


Öfkeyle bana bakarak somurttu. Elini beline koyup bana doğru yaklaştı.


“Steve, Victoria'yı indir.”
Adamın korkudan eli ayağına dolaştı ve beni bir anda yere attı. Yere düştüğümde hissettiğim acıdan ses çıkarmak istesem de kadının Steve'e karşı attığı tehditkar bakış beni korkutmaya fazlasıyla yetti.


“Ayağa kalk! “ Elena'nın sesi son derece otoriter çıktı.
Bir anda ayağa fırladım. Saçım ağırlık yaptığı için rahatsızca kıpırdandım ve aniden uyku basınca esnedim. Boynum tutulmuş gibi hissediyordum başımı iki yana eğerek boynumu kütletmeye çalışıyordum.


“Aman tanrım! “ Elena’nın bağırmasıyla irkildim ve kötü bir şey olduğunu düşünerek korktuğumu belli edercesine baktım kadına.

Olağanüstü Sen ✅Where stories live. Discover now