Olağanüstü Sen ✅

2.9

Bugün bu sokakta sana bir söz veriyorum, -her ne kadar senin haberin olmasa da- asla mutsuz olmayacaksın. Bunun için elimden geleni yapacağım ve seni dünyanın en mutlu kadını yapacağım.


Köşeden döndüğümüzde bir karadelik belirdi karşımızda. Dikkatle baktığımda içinden birinin çıktığını fark ettim. İlk önce beyaz takım elbisesi gözüktü ve sonra yüzünün gözükmesiyle bu kişinin boş işler müdürü olduğunu anladım. Nalan şaşkınlık ve korku içinde bana sokuldu. Boş işler müdürü karadelikten çıktığı an karadelik ortadan kayboldu.

Saçını geriye doğru savurdu ve sanki çok büyük bir günahın bedelini ödetmek üzere gelmiş gibi baktı yüzüme.

“Sana sakın aşık olma demiştim. “
Anlamamış gibi kaşlarımı çattım. Aşık olmanın yanlış bir yanı yoktu.

“Seni uyardığımı hatırlıyorum. “
Şiddetli bir rüzgar esti yanımızda. Sanki onun öfkesini yansıtıyormuş gibiydi ve kıpırdasak bizi uçuracaktı.

“Ne var ki bunda? “ sorum onu daha da çıldırtmıştı.

“Çok önemli bir kuralı çiğnedin. Cezalandırılacaksın. “

“Ne yaparsan yap, umurumda değil. “ diye çıkıştım bir anlık cesaretle. Bana vereceği ceza her ne olursa olsun, beni buradan ayırmayacağını bildiğim için her türlü cezaya razıyım. Nalan'a doğru baktı ve elini havada sallayarak bir işaret çizdi. Sonrasında Nalan'ın kıpırdamadığını fark ettim.

“Böyle daha rahat konuşuruz. “

“Bana her ne ceza vereceksen hızlı karar ver. “ Korkmadığımı belli etmek için gözlerinin içine baktım. Bir anda yüz ifadesi tamamen değişti ve etraftaki rüzgar da anında kayboldu.

“İçindeki hislerin sana ait olduğuna emin misin? “ Şüpheci gözlerle bana öyle bir bakıyordu ki hislerimi sorgulamanın eşiğindeydim.

“Eminim.” Kararlılığımı ses tonuma yansıtmaya çalıştım.
Dışa doğru seslice nefes vererek başını iki yana salladı.

“Çaban sonucu burada bir şeyleri değiştirerek Demir'in yerine geçtin. Hissettiğin o duyguların Demir'in değil de senin olmadığı ne belli? “

“Nasıl yani? “

“Bir yalana inanıyorsun. “ dedi elini dostça omzuma vurarak.
“Aç gözlerini de gör gerçeği. Bu dünya seni yutuyor. Hissettiğin o duyguların hiç biri sana ait değil. Hem aşk dediğin şey ilk görüşte gerçekleşmez mi, ne diye şimdi birden aşık oldun?"

“Ne demek istediğini anlamıyorum. Ben hissettiğim duyguların gerçek olduğuna eminim. Lütfen, kafamı karıştırma. “

Bakışlarını göğe dikip derin bir nefes aldı.

“Hani kendini fillerin lordu sanan bir adam vardı ya, onu hatırlasana. O oynanmış anıların gerçek olduğunu nasıl da savunuyordu. Anlatırken sanki o anı yaşıyormuş gibi aynı tepkileri veriyordu. Demir karakteri seni ele geçiriyor. Sen de bunu fark etmiyorsun ve bu durum görevini tehlikeye atıyor. “

Başımı iki yana sallayarak olduğum yerde bir o taraf bir bu taraf gidip geldim. Her şey daha yeni başlamışken ne diye ortaya çıkıp böyle şeyler söylüyor ki? Amacı kafamı karıştırmaksa gayet başarılı oldu.

Dedikleri gerçek bile olsa ben bu duygulara karşı koyamam. Bu saatten sonra kalbime nasıl söz geçireceğim? Kalbim böyle delicesine çarparken nasıl diyeceğim bu atan benim kalbim değil diye?