0.9

341 172 44
                                    

Ah, tanrım bu sessizlik bana işkence veriyor. Düşünmeden ağzımdan çıkan söz ne kadar yanlış anlaşılabilirdi ki, yanlış bir şey de söylemedim. Bir sanatkarın sanatıyla övünmesinin nesi yanlış? Hayır, kesinlikle benimle alakası yok. Öğlen olan olay aklına gelmiştir belki. O zaman da yüz ifadesi tuhaf bir hal almıştı ve eve gelmek için ısrar etmişti.

“Şey-“ ikimizde aynı anda söylediğimiz için sırıttık.


“Sen söyle. “ dediğimde

“Hayır, sen söyle. “ dedi. Elimle saçımı karıştırarak dağıttım ve bakışlarımı yerde gezdirerek söyleyeceklerimi toparlamaya çalıştım.


“Pekala, aslında kurgun çok güçlü. Yazım yanlışlarına dikkat etmelisin biraz. Bilirsin de da’lara takıntılı bir topluluk var ve ne kadar haklı olduklarını da bilirsin, sonuçta edebi bir şeyler yazıyorsan Türkçenin anasını ağlatmamalısın. Böyle büyük bir günahtan uzak durmalısın. “


“İyi de yazarak gelişir insan. Ben de uzun zamandır bir şeyler yazıyorum. Eğer sen nerelerde hata yaptığımı söylersen ben gelecek sefer aynı hatayı yapmam ve bu şekilde üzerine bir şeyler katarak daha iyi bir şey çıkarabilirim ortaya. “


Farkında olmadan konuşarak bir birimize yaklaşıyorduk.


“Hayır, kim sokuyor bu zırvalıkları senin aklına? İnsan okuyarak gelişir, yazmak ise hayal dünyanı insanlara aktarman için bir araçtır. “


Gece boyunca birlikte bu konuları tartıştık. Ona yazma hakkında birkaç ipucu verdim ve kendi oluşturduğum yazma programından bahsettim biraz. Bazı yapıcı eleştirilerde de bulunma fırsatını kaçırmadım. Yazdıklarını yeniden gözden geçirdik ve bu çok eğlenceliydi. Eğlenceli, bu kelimeye ne kadar da yabancılaşmışım son zamanlarda. Hayatımda ikinci defa yanaklarım kasılana kadar gülmüştüm, ilkinin sonu tam bir faciayla bitmişti.

“Sabahın ilk ışıkları odaya dahil olurken.”


Hayır, hayır bekle bir dakika. Buraya nasıl geldim?


“Alarmın çalan sesi rüyalarımla senkronize oluyordu. Rüyamda çalan alarm sesini duyar duymaz, sanki bir bataklığın içinde çabalıyormuşum gibi bu uyku bataklığından çıkmak için çabaladım. “


Aman tanrım! Bu dış ses bana bir yerden tanıdık geliyor, lakin bu mümkün olmamalı. Gözlerimle gördüğüm bu görüntü de kesinlikle bir kabus olmalı.


“Bir an önce uyanmalıyım, yoksa bay buzdolabı gün boyu canıma okur. Yeryüzünde en nefret ettiğim kişi Ferit Karatay. İnadına kalkacağım ve hazırlanıp o iş yerine geleceğim. “


Neyin kafasını yaşıyorsun, ha güzelim?


Bakışlarımı yukarıya, tavana diktim ve sanki sesimi duyurabilecekmişim gibi bağırdım.


“Ulan, bukleli bukalemun! Bu şakaysa komik değil, gerçekse hiç komik değil. Ortaya çık ve o buklelerini nasıl tek tek yolacağımı seyret! “


İçim soğumuyordu, dün geceki mutluluğum ardından böyle kabus gibi bir sabaha uyanacağımı tahmin etmemiştim.


“Ferit Karatay alçak herif. Beni köle gibi çalıştırarak istifa ettireceğini sanıyorsan yanılıyorsun. Bütün bu yaptıklarına rağmen pes etmeden dimdik duracağım karşında. “

Olağanüstü Sen ✅Where stories live. Discover now