32. bölüm

464 26 0
                                    

Bölüm şarkısı= ne olur gitme

Doruk

Bizimkilerle okula girdik. Berk bugün yoktu. Dün hastaneden çıkmıştı. Bugün nekadar okula gelmek istesede biz ve babasının yardımcısı izin vermemişti. Babası herzamanki gibi kendi kalkıp gelmek yerine birilerini yollamıştı. Annesinin zaten nerde olduğu belli değildi. Okuldan sonra direk yanına gidicektik. Sınıfa doğru giderken tolgayı gördüm. Kaşlarımı çattım. Bizimkilere dönüp "Benim bir işim var. Sonra görüşürüz." Diyip onlardan ayrıldım. Tolga beni görmüş duvara yaslanmış beni bekliyordu.

Hızla yanına gittim. "Dorukçum günaydın." Dedi gevşek bir şekilde. Suratına bir yumruk atıp yakasına yapıştım. "Berke bir şey yaptın mı?" Dedim sırtını duvara vurarak. Güldü. "Yoğ." Dedi rahatça. "Evet evet sen yaptın. Aybike ve berkin yakınlaşmasından rahatsız oldun diğmi?" Dedim alayla gülerek.

Ciddileşti. "Yok öyle bir şey. Biz aybikeyle sevgiliyiz. Sadece aybike gizli tutmaya çalışıyor." Dedi. Tek kaşımı kaldırdım. "Nedense biz böyle düşünmüyoruz. Sende bir boklar var. Kızlar senden çok rahatsız. Bunu biliyoruz. Berkide sen yaraladın. Şuan kanıtlayamıyoruz. Ama kanıtlıcaz. Ozaman sen görüceksin." Dedim kıravatını sertçe çekerek. Kıvranmaya başladı. O kıvrandıkça daha fazla çektim. En sonunda bıraktım. "Gözüm üzerinde." Diyip sınıfa gittim.

En arkadaki yerime geçtim. Bakışlarım tamamiyle asiyenin üzerindeydi. Ondan bir şeyler öğrenmem gerekiyordu. Hem berk hem asiye hemde aybike için. Aybikeye o partiden dolayı bir aralar sinirliydim. Ama şu aralar süsen berk ve talya gibi bir arkadaşım olarak görmeye başlamıştım. Zil çalana kadar zor dayandım.

Zil çalınca direk yanlarına gittim. Tolga tam diplerinde oturmuş aybikeye bakıyordu. Aybike tolgaya hiç bakmamıştı. İlk geldikleri günleri hatırlıyordum. Berkten hoşlanıyordu ve hep ona bakıyordu. Ama tolgayla sevgili olmasına rağmen yüzüne bile bakmamıştı. Hatta tolga ortalıktayken asiye ve aybike aşırı gergin oluyordu. Oğulcan ve ömerde bizim gibi bu durumu çözmeye çalışıyordu.

Aybike "Asiyeyle doruk birlikte ders çalışıcaklardı. Onlar sınıfta ders çalışsın. Bizde kafeye inelim." Dedi. "Siz bu aralar ne çok birlikte ders çalışıyorsunuz." Dedi ömer şüpheyle. "Asiye güzel ders anlatıyor." Dedim. "Abi hadi siz gidin." Dedi asiye. Ömer "Öyle olsun bakalım." Dedi aybikeyle beraber gittiler. Hemen asiyenin yanına oturdum. Tolgada sınıftan çıkıp gitti.

"Aybike gidince anında tolgada gitti. İkisi sevgiliymiş." Dedim. Asiye kafasını salladı. "Asiye kuzenlerinin veya kardeşlerinden birinin başına berkin başına gelen gelseydi napardın?" Dedim. Bir şey demedi. "Yapanı öğrenip bedelini ödetmek isterdin. Bende bunu yapmak istiyorum. Bak bu tolga denen herifin berke bir şey yaptığını düşünüyorum. Ama elimde bir şey yok." Dedim.

Bir şey demeyip çantasından bir kitap çıkartıp okumaya başladı ya da okuma numarası yapıyordu. "Peki asiye. Umarım başımıza daha büyük belalar açılmaz." Diyip kalkıcakken elimi tuttu. "Yanımda kalsana. Tenefüs bitene kadar yanımda dur. İstediğin şeyi yapabiliriz." Dediğinde sırıttım. "Benimle vakit geçirmek mi istiyorsun?" Dedim. Utangaç bir gülüşle kafasını salladı. Yanıma oturup elimi tuttu. "İstediğin her an yanındayım." Dedim. "Çok teşekkür ederim." Dedi.

Aybike

Bizimkilerle beraber kafeye indik. Yüzümde bir gülümseme vardı. En azından ikimizden birisinin mutlu olması güzeldi. Yerimize oturduk. Ömer neşeyle "Artık hepimizin birer telefonu olucak." Dedi. Oğulcan "Nasıl?" Dedi. "Bu aralar iyi kazanıyorum." Dedi ömer oğulcan "Farkettik." Dedi oda neşeyle. "Kadir abim hepimize telefon almayı düşünüyordu zaten. Bende de para birikince. Aybike ve kadir abimin telefonları onlarda kalıcak." Dedi. "Zaten telefonumu kimseye vermem." Dedim gülerek.

Telefona mesaj geldiğinde hemen açıp bakmadım kesin tolgaydı. Hemen açıp bakmıyımki indirim banka tarzı yerlerden geldiğini düşünsünler. Bizimkiler kendi aralarında sohbete dalınca mesajı açıp okudum.

Gönderen: Bilinmeyen numara
O ikiliyi nasılda güzel yalnız bıraktın. Keşke ikimizide öyle yalnız bıraksan.

Gönderilen: bilinmeyen numara
Seninle bundan sonra biraz zor yalnız kalırım.

Gönderen: bilinmeyen numara
Doğru. Senin kuzen kaplan gibi. Nereye gitse gölge gibi seni peşinde sürüklüyor.

Gönderilen : bilinmeyen numara
E tabi doğal olarak beji senin senin gibi bir manyakla tek bırakmak istemiyor.

Gönderen: bilinmeyen numara
Neden bana geri dönmek istemiyorsun?

Gönderilen: bilinmeyen numara
Çünkü seni istemiyorum. Çünkü sen cani bir sosyopatsın. Oldu mu? İkimizdende uzak dur!

Yazıp yolladım. Herhangi bir cevap gelmeyince rahatlayarak telefonun ekranını kapatıp kadir abimin getirdiği atıştırmalıklardan yedim. Birde berki görebilsem müthiş olucaktı.

Okul çıkışı telefonları almaya gittik. Tabiki ikinci eldi. Benimkide ikinci eldi zaten. Ama bu bile bizim için büyüktü. Bu günler nezaman geçiceğini bilmiyordum. Telefonları aldıktan sonra yürüyerek eve gittik ömerde pilav arabasına gitti. Eve gittiğimizde yemek yiyip direk derse oturduk. Hava kararana kadar ders çalıştık. Sonrasında ben sıkılıp bahçeye çıktım.

Bahçede telefonla oynayıp müzik dinlerken telefonum çaldı. Arayan berkti. İstemeye istemeye kapattım.

Gönderen: kızıl şeytan
Madem bukadar üzülücektin neden telefonu suratıma kapattın?

Mesajı okur okumaz etrafıma bakındım. Kimseyi göremedim.

Gönderilen: kızıl şeytan
Nerdesin sen?

Gönderen: kızıl şeytan
Tam karşındaki kaldırımdayım

Karşımdaki kaldırıma baktım. Berk bana gülümseyerek el sallıyordu. Onu takmayıp arkamı döndüm ama suratımda bir gülümseme vardı. İyi görünüyordu. İçim rahatlamıştı onu görünce. Aslında yanına gitmek istiyordum ama ya tolga görürse. Adım sesleri yaklaşınca gözlerim kocaman oldu. Hemen bahceden dışarı çıktım. Neredeyse bahçeye giricekti.

"Berk napıyorsun sen?" Dedim sinirle. Tam en sesinde bir bandaj vardı. Bandajı görünce anında yüzüm yumuşadı. Tekrar içim bir tuhaf oldu. "İyiyim merak etme." Dedi. "İyi olmana sevindim." Dedim yumuşak bir şekilde. Gülümsedi. "Neyse. Hadi geç oldu." Dedim sertleşerek. "Hadi git evine. Diyip kümese giricekken bileğimden tutup beni durdurdu. Hemen bileğimi elinden kurtardım. Zaten zorlamamıştı.

"Gitme." Dedi. "Berk biri görcek." Dedim. "Umrumda değil. Okulda hiç konuşulmaz seninle. Neyden çekiniyorsan artık." Dedi. "Bir şey çekindiğim yok. Sonuçta seninle arkadaş değiliz. Ayrıca benim" diyip sustum. "Evet. Devam et." Dedi bana yaklaşarak. "Benim sevgilim var biliyorsun." Dedim istemeye istemeye.

Güldü. "Sanki kafana silah dayanmiş gibi konuşuyorsun." Dedi. Bir nevi öyledi. Kendimi zorlayarak güldüm. "Berk saçmalama. Kafana darbe alınca biraz afalladın sanırım." Dedim. Ellerimi tuttu. "Aybike. Lütfen anlat bana. Bak sana bir şey olmasından korkuyorum." Dedi. Ellerimi ellerinden kurtardım. Gözdevirip umursamaz olmaya çalıştım. "Yok öyle bir şey. Ayrıca sevgilisi olan bir kızın elini tutamazsın." Diyip arkamı döndüm.

Tam içeri gircekken emel kümesten çıkıp koşarak yanımıza geldi. "Aybike abla bu abi neden burda? A ben bu abiyi hatırladım. O gün bizim buraya gelmişlerdi. Kavga etmiştiniz." Dedi emel. Berk eğilerek boylarını eşitledi. "Evet biraz kavga ettik. Ama şimdi aramız iyi. Ablanı ziyarete geldim. Emel berkin kafasının arkasındaki bandajı göterek "Kafana noldu?" Dedi merakla. "Bir kaza." Dedi berk. "Peki madem sen yaralandın neden aybike ablamı ziyarete geldin. Onun gelmesi gerekmez mi?" Dedi. Berk bana bakıp ardından tekrar emele döndü. "Bugün aybike ablan yoğundu. Onun için ben geldim." Dedi.
"Hoşgeldin." Dedi emel neşeyle. Berkin bu tatlı hallerini sevmemek mümkün değildi zaten. "Emel berk abin gidiyor. Hadi bizde içeri gidelim." Dedim. Kafasını sallayıp berke dönüp "İyi akşamlar." Dedi. Berkte doğrulup "İyi akşamlar küçük hanım." Diyip gitti.

Ataman KolejiOnde as histórias ganham vida. Descobre agora