9. bölüm

840 36 9
                                    

Bölüm şarkısı = meyhaneler sen

Doruk

"Acaba bugün hangi mükemmel küçük kardeşin doğum günüymüş." Dedim. Melisa gülüp elini çenesine koyup ciddi bir tavır takındı. "Dur bir düşiniyim. Ben!" Diyip boynuma sarıldı. Bende sarıldım. Nekadar zıt olsakta severdik birbirimizi.

Parti hazırlıkları tamamlanmıştı. Bizim ekip önceden gelmişti. Kardeşimin hediyelerini verdik. Hepsini beğendi. Gerçi çöp dahi alsanız melisa beğenirdi. Onun için hatırlamanız yeterdi. Benim pek umrumda değildi doğum günlerim.

Bir yıl önce doğum günüme gelmeyi unutup bir barda sızınca ailem bana bir daha doğum yapmadı. Haklılardı valla. Bende yapmazdım.

"Artık partiye inelim. Konuklar gelmeye başlamıştır." Dedi melisa. Kafamı salladım. Aşağıya indik. Nerdeyse herkes gelmişti. Gerizekalı erenlerde dahil. "Abi sakın bir olay çıkarma." Dedi melisa. Kafamı salladım.

Bizimkilerin yanına geçtik. Kendi alemlerine dalmışlardı bile. "Garson." Diye bağırdı berk. Kadir elinde içecek tepsisiyle yanımıza geldi. Bizimkiler birer içicek aldı. Bende bir içicek aldım. İçim yanmıştı. Sinirim şuan normal bir seviyede olsada bu ortam bunaltıyordu beni.

"Berk biz kızları baş başa bırakalım. Şuraya bir yere geçelim." Dedim. Kafa sallayıp ayağa kalktı. Beraber küçük masalardan birine geçtik. "Noldu?" Dedi berk. "Burdan onlarla daha uğraşırız." Dedim. Berkin yüzünde bir sırıtış oluştu.

Etrafa bakınırken aybike denen kızın alttan alttan berki süzdüğünü farkettim. Berki dürttüm. Kafasını bana çevirdi. "Kanka şu kız sana bakıyor." Dedim. "Arkama bakmadan kaçarım kanka bak çok net çok net." Dedi gülerek. Bende güldüm. Berk talyadan başkasına bakmazdı. Baksa bile bu kıza bakmazdı. Gözüm bir an asiyeye kaydı. Güzel olmuştu. Gerçi bu beni ilgilendirmezdi.

Ömer ve oğulcan bize doğru yaklaştığını farkettim. "Kanka şu ikili bize doğru geliyor." Dedi berk. "Farkettim." Diyip yanımıza gelmelerini bekledim. "Sakin bir yere geçelim. Orada size olan borcumuzu kapatıcam." Dedi.

"Tamam." Dedim. Önden yürümeye başladım. Onlarda arkamdan gelmeye başladı. Arka bahçeye çıktık. Havuz geceleri daha bir güzel görünürdü gözüme. Sinirlendiğimde yaz kış farketmez havuza girerdim veya müzik dinlerdim.

Havuzun kenarına gelip onlara döndüm. Ömer cebinden para çıkartıp bana uzattı. Parayı alıp saymaya başladım. "Dokuz bin lira var orada." Dedi. Saymaya devam ettim. "Bir yeri falan mı soydunuz?" Dedi berk. Ömer kaşlarını çatıp "Ne soygunu? Biz öyle bir şey yapmayız." Dedi.

Parayı cebime koyup "Peki borcunuz kapandı. Artık yaptığınız şeylere dikkat edersiniz." Dedim ve yürümeye başladım. Kadiri yürürken farkettim. Bir köşede durmuş bize garip garip bakıyordu. Büyük ihtimalle nolduğunu anlamaya çalışıyordu. Berk göz kırptı. Bende cebimdeki parayı çıkartıp salladım. Kaşlarını çattı. İçeri girdik.

Ömer

"Kuzen sonunda kapattık borcu." Dedi oğulcan. Borcu kapatmıştık evet. Ama benim içimde kötü bir his vardı. Bu borcu tefeciden almakla hata mı etti acaba?

"Ömer." Kadir abimin sesini duyunca ona döndüm. "Abi." Dedim. "Nerden buldunuz o parayı?" Dedi. "Nerden buldunuz on beş bin lirayı!" Diye bağırdı. "Hayır abi. Dokuz bin lira. Ömer basket maçında bu salakları güzelce tokatladı." Dedi oğulcan.

Kadir abim daha da sinirlendi. "Nerden buldunuz o parayı dedim." Dedi dişlerinin arasından. "Tefeci." Dedim çekinerek. "Ne?" Diye bağırdı kadir abim. "Abi kızma. Valla canımıza tak etti. Sürekli seninle uğraşmalar bize sürekli aşağılamaya çalışmaları son noktaya getirtti bizi." Dedi oğulcan.

Ataman KolejiWhere stories live. Discover now