18. bölüm

663 24 1
                                    

Bölüm +18

Aybike

Evde dinlenirken kafamda son yaşadığım şeyle dönüyordu. Ne çok şey olmuştu. Hem benim başıma gelenler hem asiye ve kadir abime olanlar. Herşey sarpa sarmıştı. Somurttum.

Oğulcan "Abicim." Dedi tatlı tavrıyla. Nezaman bana kötü bir şey olsa bana karşı hemencecik yumuşardı. "Efendim." Dedim. "Kadir abim aradı. Ömeri bulup yanında kalması gerektiğini söyledi. Evde tek kalabilirsin di mi?" Dediğinde ona tek kaşımı kaldırarak baktım. "Oğulcan ben senden sadece bir yaş küçüğüm. Evde tek başıma kalabiliyorum." Dedim. Gülüp yanağımı öptü. "Tamam. Sonra görüşürüz. Kadir abim bizden önce gelirse açıklarsın." Dedi. Sabahki olaydan bahsediyordu. Kadir abiye anlatmamıştık. Allahtan onunda kulağına gitmemişti.

Oğulcan çıktığında bende tekrar yatağıma uzandım. Uzun bir süre yatağımdan çıkmak istemiyordum. Yaklaşık bir beş dakika sonra kapı çaldı. Kaşlarımı çattım. Of oğulcan allah bilir ne unuttun gene. Somurttum. Ayağa kalkıp kapıya doğru giderken "Ulan oğulcan bi kerede evden tam çık bir şeyini unutma." Dedim.

Kapıyı açtığımda gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Gelen oğulcan değil tolgaydı. Tola gülümseyerek "Selam" dedi. Bj süre ona bön bön baktım. "Kafan nasıl?" Dedi. "Senin burda neyşin var? Burayı nereden buldun?" Dedim korkuyla. "Söz konusu sen olunca bir adresi bulmak çocuk oyuncağı." Dedi.

"Siktir git!" Diyip kapıyı yüzüne kapatıcakken kapıyı tutup durdurdu. "Ne istiyorsun benden?" Dedim kapıyı kapatmaya çalışırken. Ama malesefki benden güçlüydü. "Sadece eskisi gibi olmak. İlk randevumuzu unuttun mu? Çok güzeldi. Ogünden bugündene ne değişti?" Dedi yumuşak bir sesle.

**altı ay önce**

Tolgayla iki gündür konuşuyorduk. Çok iyi anlaşıyorduk. Hatta bugün bir randevuya çıkıyorduk. Bu biriyle ilk randevumdu. Acaba çok mu hızlı gidiyorduk diye düşünmeden edemiyordum. Yinede umursamadım. Bizimkiler anlamasın diye çok fazla bir şey yapamadım. Ama makyaj malzemelerini yanıma aldım.

Bizimkilere kızlarla buluşucağımı söyleyip çıktım. Engel olmaya çalışmadılar. Çünkü beni biliyorlardı. Ben kıyameti kopartır yinede çıkardım. Ayakkabılarımı giyinip evden çıktım. Amcam ve yengem şansıma komşuya gitmişlerdi. Bu randevu için resmen kalbim yerinden çıkıcakmış gibi atıyordu. Bir münübüse binip buluşma yerine gittim.

Burası efsane güzel bir kafeydi. Çok lüks olduğu belliydi. Bu çocuk zengindi galiba. Mutlulukla gülümsedim. Hiç hesapta yokken zengin birini bulmuştum. Makyaj yapmaktan vazgeçtim. Zaten çıkmadan önce yeteri kadar yapmıştım. Daha fazlasını yaparsam yanlış anlamasından korktum. Zaten ben güzel bir kızdım. Makyaja çok ihtyacım yoktu.

İçeri girdim. Görevlilerden biri yanıma gelip "Merhaba efendim? Rezervasyonunuz var mı?" Dedi. "Ben tolga beye bakmıştım." Dedim. Adam gülümseyip "Aybike eren diğmi?" Dedi. Kafamı salladım. "Buyrun. Tolga bey yukarı katta." Diyip önden yürümeye başladı. Bende arkasından.

Üst kata çıktık. Çok güzel bir yerdi. Bütün yıldızları görebiliyordum. Harika bir yerdi. Yemek için burayı seçmesi ayrı bir hoştu. "Aybike." Tolganın bana seslenmesiyle gözüme yıldızlardan çekip ona odaklandım. Üzerinde beyaz bi bir tişört ve pantolon vardı şaşırdım. Daha ciddi giyinmesini beklerdim. Benim üzerimde ise beyaz tüllü bir elbise siyah bir babet vardı. Saçımıda düzleştirmiştim.

"Gel oturalım." Dediğinde kafamı sallayıp onu takipettim. Demirliklerin yanındaki bir masaya oturduk. "Kusura bakma. Ben senin kadar özenmedim. Seninde bukadar özeniceğini tahmin etmedim." Dedi. Gülümsedim. "Önemli değil. Sen nasıl rahat hissediyorsan öyle giyin." Dedim. Ardından "İlk randevum olduğu için biraz gerildim." Dedim. Nedense bunu bilmesini istemiştim.

Ataman KolejiWhere stories live. Discover now