27. bölüm

487 23 0
                                    

Oğulcan

Sınıfta boş boş oturuyorduk. Ömer yokken okul çok sıkıcıydı. Aybike ise ayrı bir garipti. Dün çok kötü olan kız bir anda şeker kız cendye dönmüştü. Rol yaptığına emindim ama tam bir ketumdu. Ağzından laf almak imkansızdı. Yanımda oturmuş ders çalışıyordu. Bugün matematik sınavı vardı. Dersten kalıcağım şimdiden belliydi. Sınavdan önceki son dersti. Telefona bir mesaj geldi. Telefon bende olduğu için mesaja ben baktım.

Gönderen: Bilinmeyen numara
Oğulcan ben harika. Sınıftan çıkabilir misin? İtiraz etme lütfen. Ardayı uzun süre hapiste tuttucak şey var elimde. Sadece aybike değil bir çok kişiyi için gel.

Mesajı okuyunca gidip gitmemek arasında kaldım. Ya harika o herifle iş birliği içerisindeyse. Gitmeden öğrenebiliceğim bi şey değildi. Mesajı silip telefonu masaya bıraktım. Elimi kaldırıp "Hocam." Dedim. Hoca bana dönüp "Efendim oğulcan." Dedi. Ayağa kalktım. "Hocam lavaboya gidebilir miyim?" Dedim. Hoca kafasını salladı. "Tabi." Dedi. Sıradan çıkıp sınıfın kapısından çıktım. Harika koridorda bekliyordu. Yanına gittim. "Herkesi için önemli olan bu şey ne?" Dedim.

Elime şişkin bir zarf verdi. "Burda ardanın yaptığı tüm şeyler var. Ben bukadar adi biri olduğunu bilmiyordum." Dedi. Elindeki zarfı alıp "Ne gibi?" Dedim. "Tecavüz" dedi ve sustu. "Ne?" Dedim şaşkınlıkla. Sesim biraz yüksek çıkmıştı. "Bağırma." Dedi sesizce. "Gel şu sınıfta konuşalım." Dedi. Yandaki sınıfa girdi. Bende arkasından gittim. Sınıfın kapısını kapattım.

"Bir çok şey var burda. Gasp taciz tecavüz işkence. Yani aybike oldukça ucuz atlatmış. İnsanları tehdit ettiğinden dolayı kimse onu ihbar edemiyor. Siz edebilirsiniz." Dedi. Duyduklarımın şokunu atlatamamıştım. Bir süre öyle durduktan sonra "Saol." Diyip sınıftan çıkmak için arkamı döndüm. "Dur." Dedi. Sanki telkin edilmiş gibi aniden durdum.

Bana biraz yaklaştı. "Özür dilerim. Yeterli değil biliyorum ama özür dilerim." Dedi. Bana iycene yaklaşıp sırtıma kollarını sardı ve bedenini benimkiyle birleştirdi. Ne bir şey dedim nede hareket edebildim. Kalp atışlarım hızlanmış nefes alışlarım ise maratona çıkmış gibiydi. "Çok ama çok özür dilerim." Dedi. Sesi ağlamaklı çıkıyordu. Hızla kollarını kendimden çekip onu kendimden uzaklaştırdım ve hızla sınıftan çıkıp erkekler tuvaletine gittim.

Aybike

Asiye "Vay baya iyi yapıyorsun. Bu sinavdan kesinlikle seksenin üzerinde alırsın. Keşke berk seni çalıştırmaya devam etseydi." Dedi. Bütün vücudum gerildi. Tolga bana bakıyordu. Gülümsemeye çalışarak "Gerek yok ya. O zaten bana bütün taktiği gösterdi. Anlamadığım bir şey olursa sana sorarım." Dedim.

Zil çaldı. Oğulcan hala gelmemişti. Deliğe mi düşmüştü bu çocuk? Ben bukadar uzun süre gelmeseydim ağzıma ederdi. Tolga sürekli bana bakıp duruyordu. Telefonu elime alıp asiye göstermeden tolgaya mesaj attım.

Gönderilen: tolga
Bana bakıp durma.

Yazıp yolladım. Birinin sürekli olarak sizi izlemesi rahatsız ediciydi. Gülümsedi.

Gönderen tolga
Elimde değil güzelim. Aşırı güzelsin. Gözümü senden alamıyorum.

Mesajı okuyunca sinirle dişlerimi sıktım. "Aybike noluyor?" Dedi asiye. Gülümsemeye çalışarak "Hiiç. Eski okuldaki salak beyzayı hatırlıyor musun? O işte. Sinirimi bozmak için arada bir mesaj atıyor. Şunu engelleyim." Dedim. Hemen mesajı sildim.

Asiye ellerimi tuttu. "Bak aybike ben seni tanıyorum. Son zamanlarda gerçek  anlamda çok kötüsün. Ömer oğulcan veya kadir abimden çekiniyor olabilirsin. Ama benden hiçbir zaman çekinme." Diyip yanağımi öptü. Gözlerim doldu. Hemen kendimi topladım. Kaşlarımı çatıp "Ay asiye! Şimdi sırası mı ya? Sınava giricez." Dedim. Tam osırada zil çaldı ve oğulcan sınıfa girdi.

Oğulcana sataştım. "Abicim tuvalet nasıldı?" Dedim. Kaşlarını çatıp "Ne?" Dedi. Baya dalgındı. Gözdevirdim. "Bukadar zaman tuvalette naptın?" Dedim. "Ha şey karnım ağrıdı ya." Dedi. "Peki." Diyip konuyu kapattım. Zil çaldı. Bir iki dakika sonra hoca geldi. Tamamiyle sınava odaklandım. Ne sürekli bana bakan tolgayı nede berkin çaktırmadan arada bana bakmasına takıldım.

Hoca kağıtları dağıttı. Soruların hepsini yaptım. Sonlara doğru oğulcana kıyamayıp kopya verdim. Geçicek kadar yaptı. Tabi zor olanları göstermedim yoksa hoca anlardı. Sınav bitti. Hoca kağıtları topladı. Hoca sınıftan çıktığında oğulcana yanağıma bir öpücük kondurup "Oy oy abisine kıyamazmış." Diyip yanaklarımı sıktı. Kendimi geri çektim. "Şımarma hemen. Bazı çıkarlarım var tabi." Dedim. "Ne istersen kardeşlerin en güzeli." Dedi. "Sıcak çikolata dedim. Gülümsedi. "Ya istediğin sıcak çikolata olsun. Gel sana alalım." Dedi. Gülümseyerek kafamı salladım.

O sırada tolga gözüyle çaktırmadan dışarıyı işaret ediyordu. "Tamam ozaman. Siz kantine inin ben arkanızdan gelirim." Dedim. "Tamam." Diyip gittiler. Bende koridorda tolgayı beklemeye başladım. Ben bu çocuktan nasıl kurtulucaktım ya.

Tolga tam karşımda durdu. "Eee ne istiyorsun?" Dedim. "Daha sakin bir yere geçelim." Diyip beni bahçediki sakin bir yere götürdü. "Tolga ne istiyorsan hemen söyle." Dedim. Elini duvara koyup dibime kadar sokuldu. "Napıyorsun sen?" Diyip onu itmeye çalıştım. Ama bir milim dahi kımıldamadı. "Seni özledim. Ayrıca senin şu gönüllü öğretmenin az ötemizde." Dedi. Kaşlarımı çatıp "Ne?" Dedim. "Çaktırmadan bak." Dedi. Dediğini yaptım. Gerçektende berk ordaydı.

"Bu işi burda halledebiliriz. Senin için daha rahat olur." Dedi. "Ne?" Dedim. "Yani burda seni öpsem sende karşı çıkmasan berk peşini bırakır. Nasıl fikir?" Dedi. "Olmaz." Dedim sinirle. "Bizi böyle görmesi yetmiştir." Dedim. "Bence çok ikna olmadı. Riske atmak ister misin?" Dedi. "Olmaz diyorum." Dedim dişlerimin arasından. Omuz silkti. "Peki. Ozaman ailenin bir ay boyunca onlara yalan söyliyip benimle buluştuğunu benimle yattığını öğrenmelerinde bir sorun yok. Öyle mi?" Dedi.

Dudaklarımı birbirine bastırıp öfkeli gözlerle ona baktım. "Bencede." Diyip dudaklarıma yaklaştı. Dudaklarımı araladım. Dudağıma yapışıp beni öpmeye başladı. Bense put gibi duruyordum. Bir süre sonra tolganın elleri kalçama gitti. Hemen gözlerimi açıp dudağını sertçe ısırdım. Dudağı kanamıştı ağzıma kanı gelmişti. Geri çekildi. Gülerek parmağını dudağına götürdü. "Vay bugün vahşiyiz." Dedi gülerek. Suratına tokat atıp ona vurmaya başladım. Bir tepki vermiyordu. Geri çekildim ve koşarak oradan uzaklaştım.

Hızla tuvalete girdim. Gözyaşlarım akmaya başladı. Musluğu açıp yüzümü yıkadım. Ağlamamı bir şekilde durdurdum ama yüzüm bembeyazdı. Derin bir nefes alıp kendimi toplamaya çalıştım. Tuvaletin kapısı açılınca hemen oraya döndüm. Gelen talyaydı. Bana şaşkın şaşkın bakıyordu. "Nevar?" Dedim sinirle. "Bi bir şey yok." Dedi kekeleyerek. Onu iterek tuvaletten çıktım.

Kafeye indim. Beni gören ilk asiye oldu. Kaşları çatıldı. Of yine sorguya çekiceklerdi. O an karnım ağrıyor yalanı aklıma geldi. Evet evet. Havalar soğuk ve ben üşüttüm. Gidip masaya oturdum. "Aybike bu halin ne?" Dedi oğulcan. Elimle karnımı tutup sessizce "İshal oldum." Dedim. Oğulcan "İshal oldun?" Dedi. Kafamı salladım. "Sıcak çikolatımı alıyım. Birde yanına çikolata." Dedim. Hala bana şüpheyle bakıyordu. "Ya hadi sözünü tut." Dedim normal davranmaya çalışarak.

"Peki aybike. Umarım bize anlatmadığın bu şeyler bize zarar olarak dönmez. Sana bir şey olursa senden çok biz üzlürüz." Dedi oğulcan. Öylece kaldım. Gerçektende çok ciddi demişti bunu. Yutkundum. "Bi bir şey yok." Dedim. Derin bir nefes alıp verdi. "Aybike sen istemediğin sürece söylemiceksin  belli. Oyüzden daha sormuyorum." Dedi ve ayağa kalkıp kadir abimin yanına gitti. Büyük ihtimalle istediklerimi alıcaktı.

Asiye "Oğulcan bırakmış olabilir ama ben bırakmıcam. Sen ister söv ister kız hep sorucam." Dedi. "Of yeter ama. Şuan hiçbirinizi takmıyorum." Dedim. Elimle masayı gösterip "Ben sıcak çikolatamı içip çikolata yicem." Dedim umursamazca. "Öyle olsun aybike." Dedi asiye. Oda sustu. Kadir abim üçümüzede koymuştu. Gülümsedim. "Canım abim ya. " diyip sıcak çikolatamı aldım. Onlarda aldı. Zil çalana kadar orada oturup sonra sınıfa çıktık.

Ataman KolejiWhere stories live. Discover now