Bölüm 14

64 17 51
                                    

İyi okumalar canlarım... bu bölüm çokk...

Baran'ın ağzından~

Sesler aniden yükselmişti ve Miram kollarıma yığılmıştı. Bu iki olmuştu. Sevdiğim kadın ikince kez kucağımda benim yüzümden canı ile cebelleşiyordu.

"Miram sakın gözlerini kapatma. Sakın."Dedim feryat ederek.

"Bu sefer ölüyor muyum Baran?" Dedi fısıltıyla.

"Çok canım yanıyor."

"Hayır hayır ölüm yok biz daha evlenicez. Mutlu olucaz. Herşey çok güzel olucak bebeğim. Bırakma kendini." Dedim.

"Baran hayatımda ilk defa ölmek istemiyorum sevgilim."

"Sen varsın. Seni arkamda bir enkaz gibi bırakmak bu hayatta istiyeceğim son şey."

"Gitmiceksin. Biz seninle evlenicez. Sen dünyanın en mutlu kadını olucaksın. Her şey çok güzel olucak. Yalvarıyorum kapatma gözlerini." Dedim.
Gözleri ağır ağır kapanıyordu.

"Kapatma güzel gözlerini. Saklama onları benden."

"Seni seviyorum sevgilim. İyiki hayatıma girdin." Dedi Mira ve gözlerini kapattı.

"Ben seni çok seviyorum. Yeni bulmuşken kaybedemem seni!"

"Mira!"

"Yalvarıyorum aç gözlerini güzelim!"
Gitmişti.
Dokunmaya kıyamadığım kadın birdaha kollarımda can çekişmişti. Ve bu sefer soğuklaşmıştı. Pembe dudakları mosmor olmuştu. O mor rengini sevmezdiki.

Miramın hastaneye giderken iki kere kalbi durmuştu. KALBİ DURMUŞTU.

Ameliyathaneye almışlardı. Yine o kapının arkasında can çekişiyordu. Yine benim yüzümden. Ben onun hayatını tepetakla etmiştim.

2 saat geçmişti. Hala kimse çıkmamıştı. Dizlerimi kendime çekip ağlamaya başladım. Evet ağlıyordum. Sevdiğim kadın içerde ölümle savaşıyordu ve ben nalet olsunki sadece ağlayabiliyordum.

"Abi."

"Söyle mert." Bu yakın korumalarımdan birisi Mertdi.

"Abi kimin yaptığını öğrendik."

"Söylesene Mert kim. Kim Miramın canına kıydı."

"Şey abi."

"Söyle!" Diye kükredim.

"Ikbal Demiroğlu." Dedi.

"Ne!" Babaannem bu kadar ileri gitmiş olamazdı.

"Yengeyi vuran adamı yakaladık. Konuşturduk. İlk sustu. Sonra kendi ailesi hakkında tehdit edilince öttü."

"Tamam Mert. Hiç kimseye bir şey belli etme. Mira iyi olsun. Türkiyeye geri döndüğümüzde herkesin icabına bakacağım." Dedim.

"Tamam abi Allah yengeye şifa versin." Dedi.

"Sağol aslanım."

Ameliyathanenin kapısı açılmıştı. Doktor çıktı.
Doktora ingilizce Miranın nasıl olduğunu sormuştum. Kalbinin mucizevi şekilde iki kere durup tekrardan atmaya başladığını durumunun kritik olduğunu, felç kalma ihtimalinin olduğunu söylemişti. Kurşun omuriliğini delip geçmişti. Uyanmasını beklemekten başka çağremizin olmadığını söylemişti.

Benim güzel gözlüm beni bırakmamıştı. Her zaman olduğu gibi savaşmıştı ve beni bırakmamıştı.

3 gün geçmişti. Mira daha uyanmamıştı. Yoğum bakımda her gün camın arkasından onu izliyordum. Nalet olası doktorlar uyanmadan içeri almayacaklarını söylemişlerdi. O kadar masum uyuyorduki. Ben onsuz uyuyamıyordum. Onun kokusunu içime çekmeden uykular bana haramdı. Ben ilk defa hayatımda bu duyguları yaşıyordum. 2 sene boyunca çok istemiştim onun karşısına çıkmayı. İşte sırf bu yüzden çıkmamıştım. Hayatını maffetmiştim.
Babaannemden bunun hesabını çok ağır şekilde alıcaktım. Benim sevdiğim kadına kim dokunursa aynı cezayı veririm.

İkinci şansWhere stories live. Discover now