61.BÖLÜM

30.3K 1.8K 2K
                                    

Bir derdim olsun isterdim. Sadece onu düşüneyim, ona kafa yorayım, ona üzüleyim...Ama hayat buna hiç izin vermiyordu. Bir dert veriyor, arkasından başka dertleri peşinden sürüklüyordu. Sanki dert için doğmuş gibiydim. Hayat beni sürekli sınav ediyordu ve ben hangisinde başarılı olduğumu bilmiyordum. Bu kaçıncı sınavdı acaba? Kaçıncı dertti?

Güçlü olduğumu biliyordum, ama yenilmez değildim. Bir gün bir derdimi kaldıramayabilir ona yenik düşebilirdim. Bu, bugünde olabilirdi, yarında. Korktuğum şey bir gün gerçekleşecek olmasıydı.

Ve sanırım o gün gelmişti!

Pamir'in söylediği şeyle büyük bir şaşkınlık yaşarken doğru duyduğumdan emin olmak istedim. Beni yanında istiyordu değil mi? Kulaklarım bana ihanet eder gibi yanlış duymamı sağlamamıştı?

"Kafayı mı yedin sen?" diye bağırınca geniş bir gülümseme yayıldı yüzüne "Şartım bu, kabul edip etmemek sana kalmış."

"Elbette kabul etmeyeceğim!"

Yerine geçti ve sandalyesine oturdu. "O zaman arkadaşın Aysun benimle çalışır."

Aysun'a baktım. Yüzünde şaşkınlıkla harmanlanmış bir korku ifadesi vardı. Pamir'in umduğu gibi biri olmadığını görmek dehşete kapılmasına neden olmuştu. Ona bu adamla çalışmayacağını söyleyip rahatlamasını sağlamak istiyordum ama şu an daha büyük bir sorunum vardı. O da Pamir Yaman'dı. Konuşmam gereken kişi de oydu.

Bakışlarım yeniden ona kayınca gözlerinin benim üzerimde olduğunu gördüm. Asla ayırmıyordu. Beyninde benimle ilgili neler dönüyordu bilmiyordum ama bu bakışlardan aşırı rahatsız olmuştum.

Ses tonum sinirimden sebep epey yükselirken "Kimsin sen? Ne iş yapıyorsun, hiçbir şey bilmiyoruz. Ayrıca Aysun'la yaptığın sözleşmeye maddeler ekleyeceğini kendi ağzınla söyledin. Nasıl biri olduğun belli, neden seninle çalışalım?" diye sordum.

Birkaç saniye sustu ve o saniyeleri beni süzerek geçirdi "Benden korkuyor gibisin."

"Seni tanımıyorum!"

"Kendimi tanıttığımı zannediyordum."

"Sadece adını biliyorum."

"Daha fazlasını bilmek istiyorsan sözleşme imzalamalısın."

"Bunu asla yapmam!"

"Sen bilirsin." deyip ona hala korkuyla bakan Aysun'a çevirdi gözlerini "Yarın akşam saat dokuzda yanımda ol."

Aysun'un korkudan gözleri kocaman olurken sinirle masasına elimi vurdum. "Hayır!"

"Zorlama istersen." dedi sakin görünürken

"Asıl zorlayan sensin! Onu zorla yanında tutamazsın."

"Ben kimseyi zorla yanımda tutmuyorum." diyerek masada duran mavi dosyanın içinden iki sayfalık bir kağıt çıkardı. Kağıtların sözleşme olduğunu görünce yutkundum. Bu resmen Aysun elimde deme şekliydi. Çünkü Pamir'in işaret parmağı Aysun'un ıslak imzasının üzerinde duruyordu. "Diyecek başka bir şeyiniz yoksa gidebilirsiniz."

Bize başka bir şansımız olmadığını gösterirken Aysun'a baktım. Yüzü çok kötüydü. Onu bu şekilde en son ne zaman gördüğümü bile hatırlamıyordum.

Sesi ağlamaklı çıkarken "Ben seninle çalışmak istemiyorum!" dedi. Korktuğu belliydi ama yine de cesaret edip böyle bir şeyi söylemişti.

Pamir bunu anlayamamış gibi kaşlarını çattığında "Kararını değiştiren nedir Aysun?" diye sordu. Alay ettiği belliydi. Sebebini bilmiyor muydu?

ÇETEWhere stories live. Discover now