1.5 final

759 85 7
                                    

ikilinin hayatı düzene girmiş, yeni bir hayata başlamışlardı. bayan song artık iyileşmişti. mark'ın babası hapse girmiş donghyuck'un anneside donghyuck'u terk etmişti. mark donghyuck'a destek olmuş zamanla bunu atlatmıştı. taeyong iyi bir üniversite kazanmış ve japonya'ya sevgilisiyle okumaya gitmişti. şimdi ise herkes mutluydu.

yangyang ve renjun ikilisiyle mark ve donghyuck ikiliside üniversiteye geçmiş hayatlarının tadını çıkarıyorlardı.

şimdi ise üniversitenin bahçesindeki çimliklerde dörtlü yere uzanmıştı, girdikleri ders onları yormuştu anlaşılan.

"nefret ediyorum,nefret!" yangyang söylenmeye başladı.

"abartma yangyang altı üstu profesör sana bir hafta ayak işlerini yaptıracak." donghyuck alayla güldü.

"yok kardeşim bundan sonra sınıfta uyuyacağım geceleri, geç kalmamak için."

"sevgilim onun yerine erken kalkmayı denesen?"

"bak renjun seninle aynı evde yaşasak ben geç kalmazdım anladın mı beni?"

"yine bana döndü okun ucu ya!"

donghyuck bu ikiliye gülerken saçlarında hissettiği parmaklarla durmuştu. kafasını sevgilisine çevirdi. sevgilisi yüzünde gülümsemeyle sevgilisine bakıyordu. "çok güzelsin donghyuck"

donghyuck'un yanakları kızarmıştı. utanarak sevgilisine sokuldu.

"en çok bu utangac halini seviyorum."

"yah mark lee!" hafif bir yumruk geçirdi karnına mark'ın. mark ayağa kalktı. sevgilisinide kaldırdı.

"hoop nereye?" yangyang balıklama atladı.

"donghyuck'la işimiz var  değil mi hyuck?"

donghyuck anlamasa da sevgilisine uyum sağladı.

"yangyang yalnız kalmak istiyorlar işte hem bizde kalalım yalnız olmaz mı?"

renjun sırıttı, mark donghyuck'u ordan kaçırdı.

donghyuck kendini lavaboya çeken mark'a göz devirdi.

"gerçekten mi mark?" mark onu bir kabine sokmuştu bile.

alnını donghyuck'un alnına yasladı mark.
"biliyorum güzelim çok uygun bir yer değil burası ama ben seni çok özledim." dudaklarına küçük öpücükler bırakırken.

"ama mark sürekli dip dibeyiz, sıkılmıyor musun yahu" öpücüğüne karşılık vermeye çalışırken söylendi donghyuck.

"ne yani? sen beni özlemedin mi?" geri çekildi mark kırılırcasına. "ya şapşal öyle mi demek istiyorum." mark'ı kendine çekti. "bende seni özledim." tekrar dudaklar birleşti. mark hyuck'un alt dudağını emerken dilini içeriye sokmak için izin istiyordu. gerekli izni alınca gülümsedi ve diller devreye girdi. nefessiz kaldıklarında ayrıldılar. mark donghyuck'un boynuna öpücükler atarken sürekli "seni seviyorum." diye fısıldıyordu. bu güzel anın bitmesini istemeselerde kapıyı çalan biri bu anı bozmuştu.

"sevişmenize sonra mı devam etseniz acaba? altıma sıçmak üzereyim!"

ikili bir yandan kızsada, söylenen çocukla gülümsemişlerdi.

"seni asla bırakmayacağım donghyuck "

"seni asla bırakmayacağım mark hyung."

*****

bitti.

gerçekten okuyup yorum yapan herkese en ictenligimle tesekkurlerimi sunuyorum. final icime sinmedi aslında ama eğer aklima daha guzeli gelirse finali degistirebilirim neyse öpüyorum sizi 💕❣️💞😭💞💕❣️

stepbrother :: markhyuckWhere stories live. Discover now