1.3

622 81 3
                                    

yemeklerini yiyip hızlıca kafeden ayrıldılar biraz dışarıda gezdiler sonra da hastaneye uğradılar kadının durumunun iyi olduğunu öğrendiklerinde sevindiler.

kadının yanına girdi ikili. kadın kapıya merakla baktı. gelen ikiliyi görünce gülümsedi kadın. donghyuck yanına oturdu. "iyi misiniz?"

"evet evladım." kadın derin bir nefes aldı.

"teşekkür ederim donghyuck evladım. sen olmasaydın bu işkence devam edecekti. ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. tanrı seni gönderdi bana. benim güzel oğlum."

donghyuck gözleri dolu kadına baktı.

"teşekkür etmeyin efendim ama neden bunu daha önce biriyle paylaşmadınız?"

kadın ic çekti. " kim inanırdı bana? ben o evde sıradan bir hizmetçiydim. eğer sen görmeseydin-"

"olan oldu efendim artık üzülmeyin. şimdi o adam hapislerde çürüyecek. içiniz rahat olsun."

mark uzaktan güzel kalpli sevdiğini izliyordu.

"içim rahat şükürler olsun ki." kadın gülümsedi.

donghyuck yavaştan ayağa kalktı. kadına veda edip hastaneden ayrıldılar.

"taeyong hyung'a ne zaman haber vereceğiz hyung?" donghyuck koltuğa uzanmış tavanı izliyordu.

"sınavları bittiğinde haber verelim bence."

donghyuck kafasını olumlu anlamda salladı. mark'ta küçüğünün yanına geldi.

"kay." donghyuck anlamaz gözlerle hyunguna baktı.

"kay haechan yanına yatacağım." gözlerini hızla açıp yana kaydı donghyuck.

"tavan ne güzel değil mi?" mark tavana bakarak konuştu. donghyuck gözlerini tavandan çekip yanındaki bedene baktı.

"değil mi? erik gibi kütür kütür." donghyuck'ta ona uyarak konuşmaya başladı. mark sevdiğine dönüp onu izledi.

"sanırım sen aynaya bakmamışsın daha." donghyuck mark'ın sözlerine gözlerini devirdi.

"düşmedim hyung üzgünüm." mark tek kaşını kaldırarak baktı esmer tenliye. bir çırpıda esmer gencin kucağına çıkıp gıdıklamaya başladı.

"demek düşmedin seni gidi seni."

"ya minhyung sende mi yahahhaahaha
off bir dur yahahshahsha tamam tamam düştüm yeter durrr." mark durdu.

"kanıtla, kanıtlamazsan gıdıklamaya devam ederim."

donghyuck hızlıca markın dudaklarına öpücük bıraktı ve kafasını koltuğa gömdü. mark hafifçe gülümsedi küçüğünün ona bakmasını sağladı.

"benim bebeğim utanmış mı?" bir öpücük o bırakmıştı.

"yah ben bebek değilim."

"yoo öylesin."

donghyuck mark'ı itip yerinden doğruldu. mark'ıda kaldırıp ona sımsıkı sarıldı.

"seni çok seviyorum minhyungie"

"bende seni seviyorum haechanie"

***

allah canımı alsın emi beynim durdu beynim

stepbrother :: markhyuckWhere stories live. Discover now