0.2

1K 102 46
                                    

" wow odan harika" kendini yatağa attı donghyuck.

"bari ayakkabılarını çıkarsaydın pis herif." mark homurdanarak bavulu bırakıp tekli koltuğa oturdu. "bana bak benim ayakkabılarıma kurban ol sen bir kere" mark gözlerini devirmekle yetinmişti.

donghyuck ayağa kalkıp bavuluna  doğru ilerledi. bavulundan kısa bir şort ve beyaz tişört çıkardı. "hey banyo ne tarafta?" mark genç oğlanın yüzüne bakmadan eliyle odanın sonunu işaret etti ve donghyuck'ta banyoya doğru adımladı.

..

üzerini değiştirip değiştirmez banyodan çıktı donghyuck tabi gördüğü şeyle kaşları çatıldı. mark yatağa geçmiş uzanıyordu.  hızlıca oraya gidip başında bekledi markın.

mark başında bekleyen çocuğa bakmadan videosunu izlemeye devam ediyordu. çocuğun başından ayrılmadığını anlayınca genç oğlana baktı. "ne var? benim yerde yatmamı beklemiyorsun herhalde?"

"aynen öyle bekliyorum kalk yatağımdan!"

"hey hey nerden senin yatağın oluyor? bu benim yatağım kendine gel velet!"

"bana bak seni döverim!"

mark hafifçe doğruldu  "dövsene ulan"
donghyuck ilk günden kavga etmek istemiyordu bu yüzden geri çekildi ve yatağın sonundaki yatak yorganı yere serdi. içine girer girmez telefonu çaldı. arayan biricik arkadaşı renjun'di.

"Efendim injunie"

"hey, hyuck nasılsın?"

"nasıl görünüyorum?"

"seni göremiyorum ki donghyuck nerden bileyim?"

küçük bir gülme patlattı donghyuck.

"tamam ya ne oldu sen onu söyle"

"ha şey, eğer çok yorgun değilsen iki el pubg girek mi dicektim hem seni tanıştırmam gereken iki çıtır var."

"çıtır derkene renjun açık olur musun?"

"şey jeno ve jaemin var ya hani yan sınıfımızdalardı."

"ee renjun ben tanıyorum zaten onları niye tanışayım ki?"

"işte beni onlarla kaynaştıracaksın"

"yarın yapsak olmaz mı? uykum varda"

"jeno ve jaemin seolhyun ile arkadaş unuttun mu seninle onun arasını yapabilir."

"NE DEDİN SEOLHYUN MU?!'

mark donghyuck'un kafasına yastık fırlatmıştı birden bağırdığı için.

"sessiz konuş biraz velet."

donghyuck gözlerini devirdi.

"peki hadi oynayalım istek at."

.....

"Fak yu arabik" hyuck sinirden hem bağırıyor hemde tepiniyordu. "ulan injunie senin yüzünden yenileceğiz şu araplarla güzel savaş salak mısın?"

"ama donghyuck çok tatlılar."  donghyuck sinirden kıpkırmızı olmuştu. "huang renjun beni sinir etme, jeno şu renjun'in yanında kal nolur biz jaeminle şunları öldürelim."

"hay hay"

mark kafasını yorganının içine gömmüş, sinirden köpürüyordu. odasındaki esmer çocuğun sesinden uyuyamamıştı ve huzuru bozulmuştu. en sonunda dayanamayıp ayağa kalktı sonuçta gece onun için zor geçiyordu.

hızlı adımlarda yerde oturan çocuğun elinden telefonu aldı oyunu kapattı.

"napıyosun sen ya!" hemen ayağa kalktı tabi donghyuck.

"asıl sen ne yapıyorsun uyumaya çalışıyorum ve sen beni rahatsız edip duruyorsun kaç kere uyardım seni velet."

"1 ben velet değilim 2 senin yüzünden afk yiyeceğim"

"bu beni alakadar etmez şimdi yat zıbar ve sessiz ol."

donghyuck somurtarak yatağına yattı, mark ise çoktan uykuya daldı.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

donghyuck gözlerini çalan telefonuyla açtı. bir yandan arayan kişiye lanetler ediyordu. kim olduğuna bakmadan açtı.

"efendim?"  "günaydın donghyuck ben seolhyun." donghyuck gelen uykusunu unutmuştu ve hemen ayılmıştı.

"g-günaydın seolhyun" 

"şey numaranı jeno'dan aldım proje ödevi için biz eşleşmişiz de hani sende istersen bugün buluşup bu konu hakkında tartışabiliriz."

"t-tabi ne zaman ve nerde olacağını sana konum olarak atarım."

"tamamdır, görüşürüz o zaman?"

"görüşürüz seolhyun."

donghyuck çok masumdu ama başkalarının çıkarları için kullanıldığını bilmiyordu henüz.

****

ya niye kısa yazıyorum böyle ölcem

her neyse kocaman öptüm☘️

stepbrother :: markhyuckWhere stories live. Discover now