1.1

678 80 49
                                    

"tamam burada duralım yeter"yangyang'ın durmasıyla diğerleride durdu. nefes nefese kalmıştı hepsi. donghyuck çaktırmadan markla birleştirdikleri ellerine baktı. biraz utansada belli etmedi. 

"ne maceraydı ama" renjun nefesini düzene sokmuş diğerlerini inceliyordu.

"evet tekrar yapalım." yangyang sevinçle ellerini çırptı. donghyuck ise yanındaki bedeni inceledi. terden siyah saçları alnına yapışmış ve oldukça seksi gözüküyordu.

"siz herhalde ayrılmayı düşünmüyorsunuz?" renjun tek kaşını kaldırmış elleri hala birleşik ikiliye bakıyordu. mark hızlıca ellerini çekti. donghyuck alıştığı sıcaklık ellerinden gidince üşüdüğünü hissetti ama belli etmedi.

şimdi ise bir kafeye girmiş bir şeyler içiyorlardı. donghyuck ve renjun, yangyang ve mark tam karşılarına oturmuştu.

"ee mark hyung koca kolejlerden seni  buraya getiren nedir?" yangyang heyecanla sordu. donghyuck sebebini bilsede cevabını merak etmiyor değildi. 

"manitam için geldim." donghyuck'un gözüne baktı sonra diğerlerine döndü.

"yani seolhyun için bilirsiniz sevdiğiniz kişiden ayrı kalmak zor oluyor." donghyuck hayal kırıklığına uğramıştı. ne demesini bekliyordu? donghyuck için mi geldin diyecekti? yada kardeşim için? belki de dediği gibi kız arkadaşı içindir kim bilir?

"ben bir lavaboya gideceğim gelirim on dakikaya " donghyuck ayağa kalkıp lavaboya ilerledi. musluğu açıp yüzüne su çarptı. cebinde hissettiği titreşimld eli cebine gitti telefonunu çıkardı.

renjun: hyuck iyi misin?

siz: iyiyim renjun-ah merak etme

telefonu tekrar cebine koydu bir kere daha yüzüne su çarptı. ellerini pantolonuna silip kapıya ilerledi. kapıyı tam açacakken kapı biri tarafından açıldı. donghyuck'u kolundan tutup duvarla arasına aldı karşısındaki beden. donghyuck kim olduğuna bakınca mark'ı görünce şaşırmıştı.

" ne istiyorsun hyung?"

sadece derin bir ifadeyle küçüğünün gözlerine bakıyordu. "hiç sadece iyi misin diye bakmak istedim."

"neden? bu seni neden ilgilendiriyor ki? sen beni hiçbirşeyin olarak görmüyorsun ki! niye merak ediyorsun?" donghyuck gözleri dolu dolu bakmaya başladı mark'a. mark titreyen eliyle küçüğün saçlarını okşadı.

" haklısın donghyuck." yavaşça oradan çıktı.

donghyuck'ta kendine gelip diğerlerinin yanına gitti.

"hiç gelmeyeceksin sandık hyuck." yangyang imada bulunarak konuştu. gözlerini devirdi donghyuck.

"ben gidiyorum." donghyuck çantasını aldı.

"e ama yeni geldin lavabodan" renjun dudaklarını büzmüştü. donghyuck hafifçe gülümsemiş arkadaşının saçlarını karıştırmış ve diğerlerine el sallayıp kafeden çıkmıştı.

otobüs durağına ilerledi. şanslıydı ki otobüs o geldiğinde hemen geldi. ücreti uzatıp arka koltuklardan birine oturdu. kulaklığını takıp yolu izlemeye başladı.

yarım saat sonra evinin oradaki durağa vardığında indi ve evine doğru ilerledi. eve geldiğinde kapıyı çaldı fakat kimse açmadı. bu yüzden kendi anahtarıyla içeri girdi. etrafı incelediğinde kimsenin olmadığını gördü. merdivenlerden çıkacakken duyduğu birkaç bağırma sesiyle irkilmiş çantasını merdivene bırakıp sesin geldiği yöne doğru ilerledi.  ses bir erkek bağırma sesiydi ve bu ses bayan song'un odasından geldiğini farkedince koşarak oraya doğru ilerledi.
gördüğü manzarayla şok olmuş bir şekilde gözlerini açtı donghyuck. mark'ın babası... annesinin biricik kocası bayan song'a tecavüz ediyordu. bayan song itmeye çalıştıkça o adamı, tokat yiyordu. donghyuck odaya bir çırpıda dalınca üvey babası korkuyla ona baktı.

stepbrother :: markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin