"Nasılsın komutan? Ben çok iyiyim neden biliyor musun yıllardır aradığım birini buldum.

Sen şimdi kim olduğunu merak ediyorsundur , seni daha fazla merakta bırakmamak için hemen söylüyorum, YİĞİT benimle komutan.

Eminim sen Yiğit'in şu an ki kimliğini bile bilmiyorsundur ama sen hiç merak etme ben sizi tanıştıracağım.

Topal şerefsizinin komutu ile kamera sağa döndü ve ekranda elleri ayakları bağlı bir şekilde baygın duran Savaş çıktı karşıma, abimi beklerken karşımda Savaşı görünce şaşırdım tabiki de.

" Hahahaha eminim şu an fazlası ile şaşkınsındır, hatta bana inanmıyorda olabilirsin ama Rıza Albaya sorarsan Savaş Yüzbaşının senin abin olduğu gerçeğine inanırsın .

Sana dediğim gibi abini buldum ve şu an da yanımda ne yapacağını bilyorsun komutan, ya sen kendin gelirsin ya da ben seni de tıpkı abini aldığım gibi alırım.

Sonra da abinle ikiniz birlikte hop anne ve babanızın yanına gidersiniz ama sen biraz geç gidersin, gitmeden önce senin gibi güzelikle biraz eğleniriz ne dersin hahahahahaha."

Topal şerefsinin pis gülüşünden sonra ekran bir anda karardı, ben de  o şerefsizin söylediklerinden sonra daha fazla sinirlerime hakim olamadım ve bilgisayarı yere fırlattım o sinirle de etrafı bayağı dağıttım, beni durduran ise Karan'ın bana sarılması oldu .

"K-karan bu olamaz, abim savaş olamaz, Topal onu benden önce bulmuş olamaz ."

"Sakin ol Yıldız, önce sen bir sakin ol daha sonra her şeyi detaylıca öğreneceğiz hiç merak etme. Hadi gel elini yüzünü yıkayalım."

Karan'ın yardımı ile elimi yüzümü yıkadıktan sonra biraz kendime geldim, şimdi de odada ki koltuklarda karşılıklı oturuyoruz.

Ben bir yandan da Topalın söylediklerini zihnimden geçiriyordum ki aklıma Rıza Albaya sor dediği geldi .

"Yok artık."

"Ne oldu Yıldız?"

"Sinan bana normal hayatta kullandığım telefonu getirir misin?"

"Tamam getiririm de ne oldu?"

"Rıza amcayı arayacağım, hadi getir bekliyorum."

Sinan'ın telefonumu vermesi ile hemen ekranı açtım ve ekranda gördüğümle şok oldum, Rıza amca bir çok kez bana ulaşmaya çalışmış ben de daha fazla zaman kaybetmeden onu geri aradım.

Rıza amca da beni çok bekletmeden telefonumu açtı, ben hemen konuşmaya başladım.

"Doğru mu?"

"Ne doğru mu Yıldız?"

"Savaş benim abim mi Rıza amca? DOĞRU MU BU?"

"Kızım bak-"

"Tek cevap istiyorum, doğru mu değil mi?"

"Doğru kızım, Savaş senin abin."

"Neden ya, neden bana söylemedin? O şerefsiz abimi almış."

"Bak kızım ben de daha yeni öğrendim, emin olmadan da söylemek istemedim daha bugün kesin olarak abin olduğunu öğrendim."

"Rıza amca o şerefsiz abime bir şey yapacak, ne yapıp ne edip benim onu bulmam lazım."

"Olmaz kızım, seni de ateşe atamam. Hem sen nerden öğrendin bu olanları?"

"Belli ki senin söyleyemeye niyetin yoktu ama o şerefsiz bana video çekip atmış ."

DAĞLARIN SÖNMEYEN YILDIZI(HAYALET)Onde histórias criam vida. Descubra agora