6: İLK TEMAS

24.3K 2K 1.7K
                                    

Gerçek tehlike karanlık değildi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gerçek tehlike karanlık değildi. Esas tehlikeli olan aradaki durumdu, ışığın yanıltıcı olduğu nokta. İyi ile kötünün birbirine karıştığı ve birbirlerinden ayırt edilmedikleri yer. -Donato Carrisi

İnsanların duygularının ne denli karışık ve belirsiz olduğunu biliyordum. Ne yaparsam yapayım, ne kadar karşı koyaysam koyayım, neticede bende bir insandım ve er yada geç bu duyguların akışına kapılacaktım.

Hissettiğim şeyler şimdilik sadece soğuk bir kış gecesinin ardında bıraktığı döküntülere benziyordu. Ben hep bir sonraki günü bu kalan döküntülerle yaşayamaya çalışırdım, çünkü hayat bana bunu öğretmişti. Hiçbir zaman başarıyı elde edemeyen mahrum bir adamın öyküsüydü hayatım, hayatıma giren kişiler de bu mahrumluğumu hissederlerdi mutlaka.

Bir yanım çok güçlüydü, yıkılmazdı. Duvar gibi sağlam bir direncin, kırılmaz camlarla döşenmiş odalarım vardı. Diğer yanım ise aciz bir çocuğun anne sevgisine muhtaç ruhuydu. Ben bu ikisi arasında mekik dokumaya alışmıştım ama her bir darbenin arkasında bıraktığı izi de unutamıyordum. Bir yandan nefret doluydum hayata, bir yandan da hâlâ küçücük de olsa umut dolu...

Şimdi ise tüm gerçekliği ile bana doğru bakan mavi gözler karşısında, yine dolmuşu o umut duygusu. Dudaklarımı okuduğunu biliyordum, zira sandalyesinden kalkacak gibi oluyor ama ardından kendini dizginleyerek geri oturuyordu. Bir şeyler yapmak istiyordu, bende bir şeyler yapmasını istiyordum. Kolumdan tutup beni çekebilirdi, buradan çıktığımızda artık onun takımında olabilirdim. Öyleyse neden duruyordu? Neden susuyordu karşımda?

Barbaros gözlerini bana doğru dikmiş, net bir cevap duymak istiyordu. Ayrıcalıktan bahsetmişti değil mi? Ona ve onlara zerre güvenmiyordum, yine de üçüncü günün sonunda takımlarından birine seçilmezsem ne halt yiyecektim? Başımı yere doğru hafifçe eğerek düşünmeye başladım. Eğer Korhan hâlâ gelmiyorsa, tek çarem buydu sanırım. Dudaklarımı aralayarak konuşmak istediğim sırada arkamdaki sandalyeden yüksek bir ses geldi.

Kafamı arkaya doğru çevirdiğimde ayaklanmış olarak gördüğüm Zamir, beklediğim kişi değildi. Ellerini ceplerine koyarak rahat bir tavırla buraya doğru gelirken, bakışları doğrudan yanımdaki liderdeydi. Onunla birlikte yanında dikilen iki kişi bir kavganın habercisi gibi dursa da, sessiz kalarak hareketlerini izlemeyi tercih ettim.

"Onu kendi tarafına çekiyorsun demek, hemde oldukça basit bir yöntemle." Alayla çıkan sesi üzerine tüm bakışlar bize doğru dönerken, Barbaros rahatlığını bozmayarak geriye doğru yaslandı ve erkeksi bir şekilde bacak bacak üstüne attı. Güvendiği gücün aslında fiziksel olduğunu biliyordum, yine de Zamir'in aklıyla baş edebilir miydi?

"Buradaki her liderin onu istediği aşikâr, kavga çıkaracaksan geldiğin gibi geri git derim." Barbaros tok bir sesle amacını belli ederken, kollarını göğsünde birleştirerek kaşlarını çattı. Bu rahatlığı güzel bir göz dağı veriyordu aslında.

1049 | BxBOn viuen les histories. Descobreix ara