19: COMMUOVERE

12.2K 1.3K 1K
                                    

Commuovere; İtalyanca içinizi ısıtan ve gözlerinizi yaşartan bir hikâye demek.

Commuovere; İtalyanca içinizi ısıtan ve gözlerinizi yaşartan bir hikâye demek

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Herkesten çok güldü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Herkesten çok güldü. Belli ki acı çekiyor. -Tolstoy

Zaman akıyor, günler birbirini kovalıyor. Küçüklüğümüzden beri müthiş bir döngünün içindeyiz, alışkanlıklar silsilesi kaplamış hayatımızı. Yanlışlar kime göre yanlış, doğrular kime göre doğru? Kaçarak, sığınarak, çokça korkarak yaşıyoruz hayatı. Yaşamak deniyorsa tabii hayatı...

Acı dolu bir hayat hikâyesi ruhuna dokunur insanın, kalbini parçalar. Hissettiğim şeyler kolay sindirelecek şeyler değildi, karşımdaki adam yıllardır sindirememişken ben nasıl hemen adapte olabilirdim ki? Göz yaşlarım akmaya hazırken, kabuk bağlayan yaralarım kanamaya yer ararken, onun hikâyesi yüreğime saplanırken, ben ona eski gözle bakamazdım. Yelkenleri suya indirmek değildi bu, anlamak ve anlaşılmaktı.

Şuan onun dizinin dibinde oturmaktan pişman değildim, geçmişini dinlediğim için şanslıydım. Trajediler, anlatılmaya muhtaç kalan cesetlerin hikâyeleriydi. Her bir ceset insanın kendi cinayeti, her bir cinayet ise kusursuzca işlenmiş zihinlerin planı. İnsan kendini zihninde bir kez öldürdüğü zaman, geri dönüşü olmazdı. Karşımdaki insan, zihninde kaçıncı kez darağacına çıkmıştı? Baba dediği adam hayatını çalmış, anne dediği kadın onu sevmemiş, sevdiği adam bile onun yanında olmamıştı belki de. Şimdi kim suçlayabilirdi ki onu? Şimdi kim hesap sorabilirdi ki ona?

Yere doğru kıvrılmış bedenine baktım, bir çocuk gibi savunmasız duruyordu. Sarı saçları alnına düşmüş, elleri bilinçsizce yerdeydi. Bir ölüden farksız bakıyordu gözleri, olması gerektiği gibi yaralıydı. Düşünmek istemedim, içimden geldiği gibi davranarak hemen karşısına uzattım bedenimi. Kıvrılan bedenim ona doğru dönerken, şimdi aynı hizadan bakıyorduk birbirimize. Ellerimi yanağımın altına koyarak bacaklarımı iyice kendime doğru çektim. Onunla olan konuşmamız henüz bitmemişti, "Zamir..." Dedim güçsüz çıkan sesimle, "Sevdiğin bir adam var mıydı?"

1049 | BxBWhere stories live. Discover now