30. Bölüm |FİNAL 2|

157 13 9
                                    

Tekrardan uzun bir aradan sonra merhaba, bana özelden gelen mesajlardan da anladığım kadarıyla çoğunuz yeni bölüm istiyorsunuz artık. İşte-

Yazardan

Mina'nın yere düşmesinden sonra bir bağırış duyuldu. Doruk bağırıyordu. "Lanet olsun!!" Diye bağırarak koşuyor, ardından da diğerleri geliyordu. Doruk Mina'nın yanına gitti ve kafasını kaldırdı. Yerdeki mıcır zemin kana bulanmıştı.

Doruk sanki ihanet edilmiş gibi baktı elmasa. Haklıydı da aslında, çok büyük bir ihanet yaşamışlardı. Çete olarak elmasın en iyi arkadaşlarından birine zarar verebileceği hiç akıllarının ucundan geçmezdi ama olmuştu. Enarkadan savaş geliyordu.

Hepsine göre bu tam bir cehennemdi. Silüet ve Elmas dışındaki herkese..

Savaş sanki yürürken bacağı yaralı olup da yerdeki ölü asker aşkadaşlarına bakan bir asker edasıyla geliyordu. Gördüklerine inanmakta zorluk çekercesine gözlerini manzaradan ayırmıyordu. Nasıl olabilirdi? Nasıl?..

Yerdeki Mina'ya kaydı gözleri yerde kanlar içinde yatıyordu. Yüzü de yerdeki kanlara bulanmış, kıpkırmızı olmuştu. Yerdehala kan izleri vardı. Bakışları yavaş yavaş elinde hala buharı çıkan silahla duran elmasa kaydı. Nasil olabilirdi?.. ona İnanmıştı..

Elindeki silah yere düştü.

Hala inanmakta zorluk çekiyor, sindirmeye çalışıyordu. O sırada doruk Mina'yı uyandırmaya çalışıyor, gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Aynı zamanda bağırıyordu. Savaş bu bağırışların herbirini boğuk şekilde veya da kesik kesik duyuyordu.

Doruk bağırıyordu. Sadece ikisi gelmişlerdi.

Mina'nın kafası en sonunda yana doğru yattı, yolun sonuna gelmiş, dünyanın düz bir tepsi olduğunu düşünen ve ucundan düşen bir kaşif gibi son nefesini verdi. Yada verdiğini sandı.

Karanlıktan çıkan silüetin kim olduğunu görünce daha çok şaşırdılar. Silüetlerin demeliydi belki de..

Marco,

Savaşın babası,

Ve bir adam gözüktü.

Ölmemişti. Babasının öldüğünü düşünüyordu. Ama ölmemişti. Doruk Mina'yı kucağına alıp oradan uzaklaşmaya başladı. Ta ki bacağından vurulana kadar. Savaşın babası elindeki silahı yere indirdi. Savaş döndüğünde yerde yatan Mina'yı ve yanındaki doruğu gördü. Buğulu bir şekilde görüyordu.

Enkazda tüyler ürperten bir kahkaha duyuldu. Elmas gülüyordu. Böyle bir durumda, arkadaşlarının iki tanesi cam çekişirken o gülüyordu. Savaş olanları sindirmiş, içini bir sinir kaplamıştı. Bunu nasıl yapabilirdi!?

Eğildi ve yerdeki silahı eline aldı tetiği çekti ve silahı elmasa doğrulttu. Yüzü ifadesiz bakıyordu. Arkadaşlarına ihanet eden birine ihtiyacı yoktu. Sanki bu planlanmamış bir şeymiş gibi ağır çekimde üçlü atıldılar. Ama çok geçti. Savaş silahı ateşlemiş ve elması karnından ve bacağından vurmuştu.

Kız yere düştü.

Aynı zamanda savaştan bir parça da götürdü.

Son anda cebinden bir mektup parçası çıkardı. Daha doğrusu ucunu çıkardı. Üçlü sanki çok büyük bir şey bozulmuş gibi baktılar.

O sırada bir range Rover geldi ve içinden kalanlar geldi.

Savaşın elindeki silah yere düştü. Düştüğünde de tok bir ses çıkardı. Diğer dörtlü neler olduğunu kavramak istercesine bakıyor, olayı kavramaya çalışıyorlardı.

Yerdeki Mina'ya, doruk'a elmasa ve savaşa bakıyorlardı. Elmasın cebinden çıkan mektuba doğru gitti savaş. Çıkardı ve okudu

".............................!"

Okuduğuyla yere çakıldı. Nasıl böyle bir şey yapabilmişti? Elması nasıl öldürebilmişti? Ya da nasıl çalışabilmişti?.. anlaması gerekirdi...


Sizce ne yazıyor mektupta?

Biraz kısa oldu fakat olsun.

Yakında diğer bölümü de atmaya çalışacağım.

Byesss🖤

Düşman Sınıflar - 2.Kitap -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin