Bölüm 13

275 19 17
                                    

Şimdi herşey mutlu olacak diye düşünüyorsunuz...

Benim de içimde öyle bir his olmasını çok isterdim.. O kadar isterdim ki..

Ama ben Elmas isem hislerim hep doğru çıkar...

Sabah kalktım. Mutfağa ilerledim. Bir anda gördüğüm manzara ile yere çakıldım..

Yerde temizlikçi çalışanın bedeni kanlar içinde yatıyordu.. Kana bulanmış bir Gül tutuyordu elinde. Birde yine kana bulanmış bir zarf. Kadının gözleri çıkarılmıştı ve bedenine bir bıçak saplanmıştı...

Yerde koca bir kan gölünün ortasında cansız bir şekilde yatıyordu...

Bu evden acilen ayrılmam gerekiyordu..

Burası benim de ölümüm olacaktı...

Ne kadar orada oturdum bilmiyorum. Zilin bir kaç kere çaldığını duydum. Ama gidip açmadım. Çünkü yerdeki kadına bakıyor, gerçek olup olmadığını, kabus olup olmadığını sorguluyordum.

Böyle ölmesini hiç istemezdim. O sırada yukarıdan gelen seslerle kadının bedenindeki bıçağı kavrayıp çıkardım. Merdivene yürüdüm be gördüğüm karaltıyı duvara yaslayıp boğazına bıçağı dayadım.

"Hey..hey hey hey..! Sakin!" Dedi Savaş

"Böyle bir durumda nasıl sakin olabilirim!? Salonumun ortasında yatan cansız gözleri oyulmuş Gül tutan ve zarf taşıyan cesetle aynı evdeyken basık sakin olabilirim ha?!"

"Ne?.," dedi anlamayarak. Elinden çektim ve salonun ortasına çektim.

"Bir saniye... sen nasıl girdin? Bunu yapan da öyle girmiş olabilir!"

"Ben sen kapıyı açmayınca senin odanın camından girdim."

"3. Kattan?!"

"Doktoralıyım. Sayende- Aman tanrım!" Yerdeki cesede kilitlendi gözleri "Ben senin şizofren olduğunu düşünmüştüm!"

"Çok açıksözlüsün." Dedim gözlerimi devirerek. "Cesedi ne yapacağız?"

"Kuyuya atak." Dediği şeyle ona garip garip bakmaya başladım. "Ne? Filmlerde öyle yapılıyor!" Allah'ın malı

O sırada kapının önünde çalan polis sirenleri ile yere çakıldım.. Siktir!

"Savaaş?" Dedim

"He?.."

"Sıçtık..."

"Biliyorum.." kapının patlayarak açılmasıyla yukarı koştuk. Neden kaçtığımız bilmiyordum ama sanki bir refleks gibiydi.

Polis ekipleri arkamızdan geliyordu...

Benim odama çıktık. Kapısını işe yaramayacağını bile bile kitledim. Daha sonra savaşla cama yürüdük.

"Bunu nasıl yaptığını bilmiyorum.." dedim

"Bana güveniyor musun?" Ona güveniyor muydum? Ona güveniyor muydum? Ona güveniyor muydum? Ona güveniyor muydum?

"Evet. Başka şansım yok." Dedim ve elini tuttum

"1"dedi

"2"dedim

"3" diye bağırdık ve balkon camından aşağı atladık. Bu nereye kadar sürecekti. Uzun atlayıştan sonra çalılarla doldurulmuş çöp bidonuna girdik.

"Iy.. Biraz kötü kokuyor sanki.."

"Neden acaba" diye terslendim. O sırada polis ekiplerinin tüm taraflarımızı kuşattığını fark ettim..

Yolun sonu bu muydu?..

Tam bunu düşünürken önüme drift atarak hatta dönerek gelen koca karartmalı  camlı minibüs ile polisler kenara çekildiler. Bir tanesi arabanın tekeri altında kalınca ağzımı elimle kapattım..

Arabanın kapısı açıldı. Kim olduğunu bilmesem bile şuan için müddet hapisten daha iç açıcı geldiği için çöp bidonundan çıktım. Bir yandan da savaşı sürüklüyordum.

Koşarak açık kapıdan içeri zıpladık. Kapı anında kapandı. Minibüs aynı şekilde drift atarak polisleri arkada bıraktı.

"İyi misiniz?" Diye sordu öndeki kişi. Eğilerek baktığımda önde Burak ve Selin'in oturduğunu gördüm. Minübüse göz gezdirdiğimde tüm çetenin burada olduğunu fark ettim.

"İyiyiz. Sayenizde. Bizi nasıl buldunuz?"

"Neden aranıyorsunuz?"Dedi Mina

"Pekala seni ziyarete gelicektik. Sonra yolda 16 tane polis arabası görünce ve senin  eve gittiklerini fark edince plakayı döktük ve onları takip ettik. Şimdi neden aranıyorsunuz?"

"Evime gelen temizlikçi kadın gözleri oyularak ve bıçak saplanılarak öldürüldü. Üzerine de kırmızı bir Gül ve zarf bırakılmıştı.. ZARF?! ZARFI UNUTTUK SİKTİR!"

"Ben aldım sakin.." dedi savaş. "Bu arada pijamaların yakıyor." Üstüme baktığımda siyah, üstünde kanat resimleri olan pijamalarımla durduğumu fark ettim. Ve kızardım. Konuyu değiştirmeye çalıştım

"Şimdi ne olacak?

"Yaklaşık yarım saat içinde en çok arananlar listesinde yerinizi alacaksınız hayırlı uğurlu olsun. Ne yapacağız? Yurtdışına kaçsak?"

"Bilmiyorum.. Lanet olsun bilmiyorum. Ama sanmıyorum"

"Yeraltında saklanabiliriz.  Orada herkes aranıyor.. Davaş şu zarfı ver."

Elime aldığım zarfla bulaşan kanlarla yüzümü buruşturdum.

"Merhaba Elmas

Beni özledin mi?

O gün oradan kaçtığınızda Her şeyin ama her şeyin bittiğini sandınız

Acıklı..

Oysa ben oynamaya yeni başlıyorum..

Kaçın bakalım..

Nereye kadar?

Sizi bulacağım. Bulduğumda da doğrayacağım.

Küp küp..

İnsan eti yemeyeli çok olmadı nasılsa..

Kardeşine aşık olmak da büyük başarı tabi..

Oyunumuz yeni başlıyor küçük melek.

Ben daha piyonumu seçmemiştim.

Şimdi başlıyoruz.

İlelebet bulunacaksın.

Nereye kadar kaçabilirsin ki?

Her şeyi elinden alacağım

Oyun yeni başlıyor.

Tik..tak..tik..tak...

Marco~













Merhabaaa

Bu bölüm nasıldı?

Sizce neler olacak?

Yorum ve oylarınızı esirgemeyin lütfen

Seviliyorsunuz🥀🖤

Düşman Sınıflar - 2.Kitap -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin