26.bölüm - E.

172 16 10
                                    

Savaşın o şeyi demesinin üzerinden 1 hafta geçmişti. Hergün aynı şey oluyordu. Merdiveni dayıyor, bende ittiriyordum. Bir yerinin  kırılmamasına şaşırmıştım doğrusu.

"Elmas?" Dedi ve gitti. Bende atayı aradım. Kaç yıldır konuşamamıştık.

"Alo?"

"Ataaaaaaağğ"

"Lan! Elmas! Sen bizi sattın be koçum! Kaç senedir sana ulaşamıyorum!"

"Ata varya neler oldu bir bilsen"

"En azından yapılmadığına emin olduğum bir şey söyleyebilirim!"

"Söyle? Merak ettim cidden"

"Evlenmedin? Öyle olsa magazine yansırdı"

"Yanlış cevap."

"NE!?"

"Ohooo düğünüm bile basıldı reis"

"Oha"

"Neyse neler yapıyorsun"

"Yakında evleniyorum İşte öyle" arkadan ses geldi "ATAAAAAA BU YERLERİ NASIL SİLMİŞSİN LAN! BAŞINDAN SAVMA OLMUŞ SANKİ! CEZA OLARAK TUVALETİ SEN TEMİZLİYORSUN!"

Kahkaha attım. O büyük ihtimalle Gazeldi. Çocukluğumuzdan beri ata ondan hoşlanırdı.

"GAZEEEEEL!" Diye bağırdım

"Ata o kim? ELMASAŞKIMMI YOKSA!"

"Benim benim gazelaşkım"

"Aa kız sen yoktun"

"Ata bizi salsana hasret giderelim" Dedim. Gazel telefona el koydu

"Savaşla nasıl? Ata susmamıştı yıllar önce spa!"

"Vay piç vay.. Neyse kötü"

Ona olayları anlattım. En başından en sonuna kadar. Savaşla tanılmamızı bile anlattım. Bunları yazsam 3 kitaplık seri çıkardı resmen!

"Elmas? Sana ne diyeceğim. Affet.. Çünkü bir zaman sonra onu kaybedersin. Çocuk 1 haftadır Çatı katına tırmanıyor bence affedilmeyi hakediyor. Ayrıca sonra kaybedersin"

Sahi kaybeder miydim?

Savaşı kaybetsem ne olurdu?

Çok üzülürdüm..

"Gazel kapat kapat! Kapat!" Diye bağırarak skype ı kapattım.

Evden koşarak çıktım. Anneannemin bakışlarının üstümde olduğunu hissedebiliyordum.

-

Taksiye binip Savaşların kaldığı eve ilerledim. Kimse yoktu. Sadece siyah Porsche ve kırmızı Porsche vardı. Demekki sadece o buradaydı.

Kapıyı tıklatmama rağmen ses gelmeyince cama baktım. Arka bahçede gördüğüm manzarayla taş kesildim..







Savaş, karların arasında havuzdaydı!

Koşarak yanına gittim "orada havalar Nası-" diyecekken buz tuttuğunu fark ettim,

Dişlerinin arasından konuştu "E..Elmas.. H..hareket edemiyorum.." demesiyle dondum.

Savaş donmuştu. Tek şansım havuza girmekti

Üstündekilerde havuza atlayınca savaş bana şaşkınca baktı. Korkumu yendiğimi bilmiyordu.

Ona yaklaştığımda bedeninin çok sıcak olduğunu fark ettim. Aynı zamanda titriyordu. Onu havuzdan zar zor sürükleyerek çıkardım.

Belimin ağrımasını umursamayarak evin içine soktum. Yerdeki halının üstüne yatırıp yukarıdan battaniyeleri getirdim. İyice sardım.

Buzdolabından ateş ölçeği alıp ateşini ölçtüm : 39.2 Siktir!

"Ü...üşüyorum." Arkadan gelen sesle döndüm. Büyük ihtimalle beni tanımamıştı. Titriyor ve gözleri kapalı sayıklıyordu. Bezi kafasına koydum. O sırada bana sarıldı. Yanına uzandım. Belki biraz ateşi azalır diye.

Oda kollarıyla bana sarıldı. Bedeninin sıcaklığıyla yanıyordum. Gece 7-8 kez alnındaki bezini değiştirdim. Diğerlerinin nerde olduğu hakkında bir fikrim yoktu. Ama üzülmüştüm. Orada o soğukta durmasının benim suçum olduğuna karar vermiştim.

Savaştan

Uyandığımda birine sarılmıştım. Ne!? Kime?! Diye düşünürken kızıl  saçları gördüm. Dün tek hatırladığım havuza düştüğüm sonra da çıkamayarak çok üşüdüğümdü..

Ama kollarımın arasında çok huzurluydu. Beni affetmiş miydi ki?

Affetmese buraya kadar gelir mi!

Gelmez.. dimi

Sence!

Kafamdaki bezin yüzüne düşmesiyle uyandı. Benim kafamda bez mi vardı.

"Günaydın.." dedi uykulu bir sesle

"Günaydın..." dedim. "Elmas özür dilerim. Öyle demek istememiştim. Biliyorsun sinir sorunlarım var. İstemediğim şeyleri söyleyebiliyorum. Bu nedenle hatta 2 güne doktor randevum var.."

"Tamam. Pekala. Sana çok kırgınım. Ama seni kaybetmeyi de göze alamıyorum. Bu nedenle hadi iyi tarafımdasın. Birde üstüne tişört giymeye ne dersin?" Yanaklarının kızarmasına güldüm. Ama bırakmayacaktım!

Elmasa geri

"Saavaaaş! Kolunu çekecek misin artık!" Diye bağırdım

"Yo" demesiyle yanaklarım iyice kızardı.

"Bak tekrar sana küserim." Dememle at kaç mantığıyla fırlattı beni. "Ow!" Diyerek koltuğa çarpan kafamı ovuşturdum.

"İyi misin!" Diye bağırdığında ona baktım. Yüzüne dik dil baktım. Neden acaba kafamı vurmuştum? Sanki çarpan o değildi.

"Öyle bakma öpesim geliyor" demesiyle yanaklarım tekrar yandı. "Tamam kalk!" Diye bağırdığımda sırıttı. Ayağa kalkıp üstümü silkeledim. Gece cidden halıda mı uyumuştum.

"Sen kaç kilosun Ya! Kolum koptu" demesiyle ona baktım

"52 kiloyum savaş!"

"Benim takıldığım kızlar 50nin altındaydı!" Demesiyle sinirlendim

"Sen sana yiyecekmiş gibi bakan kıza gitsene" diye bağırarak odama çıktım. Kapıyı kapattım. Ve kitledim

"Elmas! Şakaydı!"

"Ne güzel bir şakaymış!" Diye bağırdım.

"Kapıyı aç!" Çok beklersin! Açmıyorum. Kapının yumruklanmasıyla yerimde yayıldım. Nasılsa açamazdı.  Tam o anda kapı patlayarak açıldı.

Bu kapıyı nasıl kırmıştı bu!! Sinirle üstüme yürüdü. Gerçekten de kızgın bir boğayı andırıyordu. Sinir sorunu olduğuna  tamamen ikna olmuştum. Korkudan köşeye sindiğimde üstüme gelmeye devam etti.

"Gelme!" Dedim korkuyla. Sonra da aralıktan kaçarak gittim.

Slm

Bu bölüm de bitti

Ne düşünüyorsunuz

?

Nasıldı?

Buraya da siz düşüncelerinizi yazın

Bu bölüm 1600 kelimeyle diğerlerinden uzundu

Bbs

Düşman Sınıflar - 2.Kitap -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin