Bölüm 3

358 27 11
                                    

"Yani diyorsunuz ki Elmas bizi hatırlamıyor?" Dedi Mina anlamak istercesine

"Evet.." dedi Burak "Savaşın babası Murat amca da söylemişti hatırlasanıza?"

"8 yıl oldu.." Dedi Selin. "Yani Elmas gideli sanırım."

"Savaş? Uyandın mı abi!" Diye bağırdı doruk

"Uyanmasam gözüm açık olur muydu sence?"

"Bak şimdi şöyle-"

"Kız nerede doruk? O kızla bir sürü hatıram var.. kaykay pisti, okul sırası, bir adamın karnına sıkıp yakması,.."

"Nasıl yani?! Hatırlıyor musun?!"

"Sadece onunla olan hatıralarımı.." o sırada açılan kapıyla içeri babam girdi.

"Konuşulanları duydum." Dedi soğuk bir sesle "Doruk ve Caner benimle geliyorsunuz. Diğerleri zaten konuyu biliyor."

Doruk ve Caner istemeyerek odadan babamla çıktılar.

Doruktan

Murat amcanın peşinden gitmek istemiyordum ama zorundaydım. Bizi hastanenin köşesine götürdü ve bağırmaya başladı.

"Ne hatırladı!" Dedi "Söyle! Elmas salağını hatırladı mı?! Konuşsanıza!" İkimiz de arkadaşımıza ihanet etmek istemiyorduk bu nedenle susmayı tercih ettik.

"KONUŞUN LAN KONUŞUN! OĞLUMA BEN HAFIZASINI KAYBETSİN DİYE ELEKTROŞOK BOŞA MI VERDİM LAN! BOŞA MI MAFYA TAHTINDAKİ YERİNDEN VAZGEÇTİM OĞLUMUN?!"

"Biz arkadaşımıza sadığızdır Murat amca" dediğim cümle ile Caner de konuştu

"Murat amca sizi yıllarca babamız gibi gördük. Bir dediğinizi ikiletmedik. Hepimizi Savaşa hafıza kaybının nedenini anlatmamak üzere tehtid ettiniz. Bu nedenle söyleyemedik. Hepimizin bir ailesi vardı. Siz bunları tehtit ettiniz. Size karşı koyacak gücümüz yoktu ama artık var.

Savaşa ihanet etmeyeceğiz!"

Birlikte tekrardan odaya gittik. Hastane odasına tam gidecekken savaş çıktı.

"Hadi gidelim. Burada daha fazla kalmamıza gerek yok."

Hastaneden çıktıktan sonra öğleden sonra olan bir ders daha vardı. Bu nedenle tekrar üniversiteye gittik.

Ben ve Savaş işletme okuyorduk. Doruk, mühendislik, Burak, hukuk. Selin, hukuk, Mina bilgisayar mühendisliği, Cansu ise güzel sanatlar okuyordu.

Burak ve Selin geçen sene evlenmişlerdi. Okula birlikte gidip geliyor, aynı evde yaşıyorlardı. Bu nedenle onların evi bizim ortak evimiz haline gelmişti.

Eski düşmanlıktan ise eser yoktu. Savaş ve Elmas bıraktıktan sonra gerisi çorap söküğü gibi gelmişti.

Mina ve Ben çıkıyorduk. Ona gerçekleri anlatmıştım. O kızı öpmeye zorlandığımı, aksi taktirde birisinin kız kardeşimi tehtit ettiğini söylemiştim. Bu doğruydu.

Cansu ile Caner de çıkıyorlardı. Onlar ise bizden 2 yıl önce çıkmaya başlamışlardı.

İşletme sınıfına girdiğimizde ilk gördüğümüz kafa kızıl tonda oldu. Bu ton tanıdıklarım arasında sadece Elmas da vardı.- görsel hafızam çok iyidir.

"Sen de mi işletmedesin?"

"Oh hayır! Siz akıl hastaları yine beni buldu!"

Kaçıp gitti. Ders bittikten sonra Elmas'a bizi hatırlatmak için savaşın ilerlediğini gördüm. Fakat Elmas kampüsten çıktı.

Kampüs bahçesinde duyduğum şeyle yere çakıldım.

"Merhaba baba!" Elmas Alp olarak bildiğimiz Marcoya koştu ve sarıldı..

Baba mı?

Merhaba

Bu bölümde kısaydı

Umarım beğenmişsinizdir

Nasıldı?

Heyecanlı mıydı?

Hafızalarını alabilecekler mi?

Sizce baba demesinin nedeni ne?

Görüşürüz🖤

Düşman Sınıflar - 2.Kitap -Where stories live. Discover now