Sadece ikimizin duyabileceği bir tonda söylediğim cümleden sonra üstüne basa basa, "Kesinlikle," dedi ve tekrar etti, "Kesinlikle tekrar yaşanmalı." Aynı zamanda sesini fısıltılı tutmuştu.

Gözleri gözlerimden kayarak göğüslerime düştüğünde gülerek önüne döndü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gözleri gözlerimden kayarak göğüslerime düştüğünde gülerek önüne döndü. O son surat ifadesi de neydi öyle? Bunu evde yapmış olsaydı şu an çok ateşli bir sevişmenin tam ortasındaydık...

Bir öksürme sesi duyduğumda ifademi toparlayarak bakışlarımı Blue'ya çevirdim. "Evlilik teklifin harikaydı. Seni aradım ama telefonlarıma bakmadın, Arya!"

Blue gücenmiş gibi konuştuğunda masanın üstündeki elini tuttum, "İnan bana telefonu elime almak istemedim, hiç susmuyordu bile..."

"Tatiliniz nasıl geçti peki?" Hem Henry'e hem bana bakarak sorduğu soruya ilk cevap veren Henry oldu, "Önceden tek başıma gezdiğim yerleri yanımda Arya varken gezdiğimde Fransa anlam kazandı."

Blue ve Ethan inanamıyorum der gibi güldüğünde Henry'de onlara katıldı ve söylediği şeyi vurguladı, "Çok ciddiyim..."

Sahte bir şımarıklıkla saçlarımı geriye attığımda, "Anlatmaya gerek yok... Görüyorsunuz... Aşık bana." diyerek Henry'e yandan bir bakış attım. Masada herkes güldüğünde küçük bir tebessümle konuyu Blue'ya döndürdüm, "Hamileliğin nasıl gidiyor?"

Blue refleksle elini karnına koyup içimi ısıtacak kadar güzel bir gülümsemeyle bana baktığında gözleri parlıyordu. "Her şey yolunda, cinsiyetini çok merak ediyoruz." Ethan, Blue'nun elini tuttuğunda birbirlerine bakarak gülümsediler.

"Eğer bir durum olursa beni ara Blue, biliyorsun her zaman yanında olurum."

Ona verdiğim güvence onu gülümsettiğinde, "Teşekkür ederim kızıl," dedi, "Sen olmasan ne yapardım?"

Sahte bir duygusallıkla işaret parmaklarımı göz altlarıma götürdüğümde gözlerim dolmuş gibi yaptım, "Ağlatacaksın beni!"

İkimizin bu konuşması Henry ve Ethan'ı güldürdüğünde konu değişti fakat benim gözlerim Blue'da takılı kaldı. Bakışlarım karnında gezinirken, içimden ne kadar şanslı olduğunu geçiriyordum.

Her ne kadar onun adına mutlu olsam da kendi adıma üzgündüm. Daha iyiydim ama hiçbir şey tam olarak geçip gitmiyordu.

Durgunlaştığımı hissettiğimde Henry'nin elini tekrar tuttum. Omzuna yaslandığımda kolaylık sağlamak adına olsa gerek, bana biraz daha yaklaştı.

Bir süre daha olduğumuz mekanda oturduk. Onlar sohbet ederken ben dinlemeyi tercih ettim. Bazen espri döndüğünde gülüyordum ancak bir anda ruh hâlim değiştiği için eski ruh hâlimi yakalayamıyordum.

Masada bir sessizlik oluştuğunda, "Yoruldum," diye mırıldandım. Henry yanağımı okşadığında, "Kalkabiliriz?" diye sorar gibi konuştu. Yavaşça başımı salladığımda Henry'le birlikte ayaklandık.

just hold me • henry cavillWhere stories live. Discover now