hold me - 19

9.2K 450 239
                                    

merhaba! medyadaki fotoğrafa kalbimi bıraktım...

keyifli okumalar dilerim, oyları ve yorumları unutmayalım lütfen 👉🏻👈🏻

Son sınavıma girmiştim ve fırsat bulduğum ilk anda kızlarla görüntülü konuşmuştum. Daha doğrusu onlar konuşmuştu, ben dinlemiştim...

Bir haftadır bütün magazin sayfaları Henry ve benim haberlerimle çalkalanıyordu. Gazeteciler nefes alabileceğimiz kadar bile yer bırakmıyordu.

Çoğu zaman yolda yürürken insanlar kim olduğumdan emin olmak için ilk önce yüzüme cins cins bakıyor, tanıyınca da fısıldaşmaya başlıyorlardı.

Henry dışarı tek çıkmamı istemiyordu. En azından yanımda koruma olmasını istiyordu ama ben bunu istemiyordum. Evet, gerçekten bunalmıştım ama ne zaman Henry'le vakit geçirecek olsak her şeyi unutuyordum.

Ailem... Bu konuya gelmek bile istemiyordum çünkü ne annem ne de babam aramalarımı cevaplıyorlardı. İlk zamanlar bu duruma dayanamıyordum ama sonradan sonraya biraz da olsa alışmıştım. Yine de annem ve babam tarafından görmezden gelinmek içimi acıtıyordu.

Özellikle babam sadece bir kere aramalarıma cevap vermişti, onda da bir daha aramamı istemediğini söyleyip telefonu kapatmıştı. Annem belki dayanamazdı ama babamın kalbinde artık yerim var mıydı emin bile değildim.

Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde kafamı yukarıya doğru kaldırdım ve yutkundum. İçimde bir boşluk vardı.

Oturduğum banktan kalktığımda çıkışa doğru dalgın bir şekilde ilerlemeye başladım. Canım sıkkındı, Blue'da yoktu çünkü sınavlarını verip sevgilisiyle tatile çıkmıştı. Yanımda olabilecek sadece Henry vardı, o da bu akşam televizyon programına katılacaktı. Yurtta oturup programı seyredecektim.

Hızlıca yurda geçtiğimde yemekhaneye inmiş karnımı doyurmuştum. Odama çıktığımda etrafın dağınık olması sinirlerimi bozmuştu.

Her şeyi yerli yerine koyarken zaman geçmiyordu. Bir süre kitap okumak için kitabımı elime aldığımda üstünden kaç saat geçmişti bilmiyordum ama kitabı bıraktığımda gözlerimde bir ağrı vardı. Usulca saatime baktığımda programın başlamasına birkaç dakika olduğunu gördüm. Programı açtığımda sunucu Henry'nin ismini duyuru yaptı ve güçlü bir alkış sesi koptu.

Henry bütün ihtişamıyla stüdyoya giriş yapıp sunucunun elini sıktığında yerlerine geçtiler ve Henry'nin projeleri hakkında konuşmaya başladılar.

Henry konuşurken o kadar tatlı mimikler yapıyordu ki onu altı üstü bir gün görmememe rağmen özlediğimi hissetmiştim.

Şu an orada oturan ve tepeden tırnağa kusursuz diyebileceğim adamla uyuyup uyanıyordum. Birlikte eğleniyorduk, özel anlarımızı paylaşıyorduk. Üstelik onun için tek olduğumu biliyordum.

Birkaç dakika düşüncelerimin arasında kaldığımda sunucunun sorusuyla bütün dikkatimi ekrana verdim. "Hayattaki en büyük hayalin nedir?" Elimi yanağıma yaslanmış, gülümseyerek vereceği cevabı bekliyordum. Ne söyleyeceğini merak ediyordum.

"Bu çok güzel bir soru," deyip sustuğunda gözleri bir an yere daldı. "Dürüst olmak gerekirse, hayattaki en büyük hayalim bir aile kurmak."

Duyduğum cevapla birlikte, zaten her şeye ağlamakla geçirdiğim haftanın etkisiyle gözlerim doldu. Ben neden böyle tepkiler veriyordum ki? İyice saçmalamaya başlamıştım.

just hold me • henry cavillHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin