hold me - 29

7.3K 397 166
                                    

selamlar, keyifli okumalar dilerim...

winter aid - the wisp sings

bir de bol yorum yapar mısınız? 👉🏻👈🏻

Şu an bildiğim bir şey varsa o da boşlukta olduğumdu. Ders çalışamıyordum, yemek yemek zor hale gelmişti çünkü canım istemiyordu. Varsa yoksa sağlıksız şeylerle besleniyordum. Pınar'ın onlara iletmesini istediğim cümle ise içime oturmuştu.

Dönemi burada tamamlayacaktım, bütün derslerden geçmiştim ama buna doğru düzgün sevinememiştim bile. Üniversitede kalmak ve hocalık yapmak istiyordum ama bu kafayla ders çalışmadığım için başarısız olacaktım.

Beni zehirlenmiş ve öylece bırakmışlardı. Hayat enerjimi çalıp yerine böyle bir insanı koymuşlardı. Bunu asla affetmeyecektim.

Kitaplarım önümde açıkken bir şeyler okuyup öğrenmeye çalışıyordum ancak kafam almıyordu. Henry evde değildi, önemli bir görüşmesi vardı. Evden çıkalı çok olmuştu ve birazdan gelirdi.

Açık saçlarımı bileğimdeki lastikle tepeden rastgele bir topuz yaptığımda masanın başından kalktım. Mutfağa indiğimde kahve yapıp kendime gelmeyi amaçlıyordum ancak kahve bitmişti. Oflayarak mutfaktan çıkıp askılığa doğru yürüdüğümde askılıktaki şapkamı başıma geçirdim ve montumu alarak evden çıktım. Yakınlarda bir market vardı, işimi hemen hallederdim.

Markete geldiğimde şükürler olsun ki kimse beni tanımamıştı ve bütün rafları boşaltıp çıkmıştım. Bu sıralar doğru düzgün yemekler yemek yerine hep bir abur cubur düşkünlüğüm ortaya çıkmıştı. Eğer yediklerimden kilo alsaydım şu an yüz kilo bile olmuştum...

Ağır adımlarla eve geldiğimde cebimden anahtarı çıkardım ve kilidi açmaya çalıştım ancak anahtar girmiyordu. Büyük ihtimalle Henry anahtarı diğer tarafta unutmuştu.
Zili çaldığımda sert adım seslerini duydum ardından kapı hızla açıldı. "Seni merak ettim, geç içeri üşüme." dediğinde aceleyle içeri girdim ve mutfağa adımladım. Aldığım şeyleri tezgahın üzerine bıraktığımda mutfakta adım sesleri duymamla Henry'nin de peşimden geldiğini anlayarak adım seslerine doğru döndüm.

"Bunları yiyerek kendine zarar veriyorsun ve vücut direncin iyice düştü, Arya. Fark etmiyor musun?" diye konuştuğunda onun haklı olduğunu biliyordum. Suçlulukla kafamı eğdiğimde bana yaklaşarak çenemden tuttu. Kafamı usulca kaldırdığında parlayan gözlerini gözlerime dikti. "Pes mi edeceksin?" diyerek yumuşakça sorduğunda omuzlarım iyice düştü. "Biliyorum ailenin desteğini hissetmemek senin için çok zor ama onlara inat bir şeyleri başarmak zorundasın," Eliyle kendisini işaret etti, "Ben buradayım, hep yanındayım." Son cümlesiyle birlikte omuzlarımdan tutup kendine doğru nazikçe çekip sarıldığında göğsüne sokuldum.

Her ne olursa olsun yine günün sonunda burada soluklanıyordum. İyileşiyordum, kendime gelmeye çalışıyordum. Onun desteğini hissetmek bile iyi geliyordu.

Geri çekildiğimde bakışlarımı ilgiyle yüzünde gezdirdim. "Şimdi sen kendine gelmek için duşa giriyorsun ve ben de sana kahve yapıyorum. Daha sonra güzel bir planlamayla her şeyi halledeceğiz." diyerek bana cesaret verdiğinde dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. İçimde yükselen şefkatle saçlarını okşadım.

"İyi ki varsın."

Fısıltılı bir şekilde söylediğim şeyi duyduğunu anladığımda gülümsedim ve yanından ayrıldım. Birkaç gündür beni bunaltmamak için müsamaha gösteriyordu ancak o da daha fazla dayanamamıştı. İçten içe kendimi bitirdiğimi görüyordu.

just hold me • henry cavillHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin