Yavaşça ayaklanıp elini bana uzattığında hevesle sandalyemi geriye doğru kaydırarak ayağa kalktım. Elini tutarak çantamı aldım ve yanında ilerlemeye başladım.

Zaten pahalı bir otelde olduğumuz için otelin restoranında ücret ödememize gerek kalmıyordu. Bütün ücretler otel girişine dahildi, bunu bilerek direkt çıkışa yöneldik.
"Nereye gideceğiz?"

Meraklı soruma karşı, "Biraz eğleniriz diye düşündüm, gece kulübü iyi bir seçenek gibi görünüyor." diyerek beni yanıtladı.

Sevinçle güldüğümde üstümdeki kıyafetlere kısa bir bakış attım. Üstümde siyah ince askılı mini bir elbise vardı, Henry ise zaten spor giyinmişti ve gayet iyi görünüyorduk. Kıyafet değiştirmek gibi bir duruma gerek yoktu.

Arabaya bindiğimizde kısa sürede Henry'nin seçtiği bir mekana geldik ve girdik. Mekan oldukça kaliteliydi, içeri ferahtı. Kaliteli bir DJ kabindeydi, insanları gerçek anlamda harika bir şekilde eğlendiriyordu.

El ele oturacağımız yere ilerlerken kalabalığın arasından yavaş yavaş sıyrılıyorduk. Mekanın köşesinde her yeri gören yüksek bir yere geldiğimizde siyah koltuklara geçerek oturduk.

Oturmamızla birlikte bir garson gelip siparişlerimizi alırken, Henry sağ ayağının bileğini dizine koyarak arkasına yaslanmış bir şekilde oturuyordu. Hafif yayvan duruşu onun resmen, ben bu mekanın en alfa erkeğiyim, dermiş gibi bir görüntü çizmesini sağlıyordu.

Garson siparişleri aldıktan sonra yanımızdan ayrıldığında Henry bir elini bacağıma koydu ve bacağımı hafifçe sıkarak kavradı. Bu hareketi içimde bir şeylerin kıpraşmasını sağladığında ona daha da yaklaşarak omzuna yaslandım.

Eli bacağımı hafif hafif okşuyorken kulağıma yaklaştı, "Mekanı sevdin mi bebeğim?" diye sordu. Aynı şekilde kulağına yaklaştığımda, "Harika bir yermiş." diyerek onu cevapladım.

Bana katıldığını belirtircesine başını salladığında çalan müzikle birlikte hafif hafif yerimde dans ediyordum. İçkilerimiz geldiğinde Henry'nin fazladan tekila da sipariş etmiş olduğunu gördüğüm shot bardaklardan anlamıştım. Açıkçası bu iyi olmuştu.

"Ağır bir şeylerle başlayacağım, sen tekiladan devam edebilirsin."

Söylediği şeye karşı bir şey demeden alkollü kokteylime uzandığımda tekilayı sonraya bırakma kararı almıştım.

Kokteyli ağır ağır içiyorken Henry biraz hızlı gidiyordu ama kendini bir süre sonra durduracağını biliyordum.

Birkaç kokteylden sonra dans etme istediğim artmaya başladığında Henry'nin yanından ayaklandım. Aşağıya iniyorken bileğimde Henry'nin elini hissetmemle durdum ve ona döndüm, "Nereye?" diye hafif çakır bir sesle sorduğunda baş parmağımla pisti gösterdim, "Dans etmeye? Sen de gelir misin?"

Dans edenlere şöyle bir bakıp kafasını olumsuz anlamda salladığında peki der gibi dudağımı büktüm ve bileğimi elinden kurtararak aşağı indim. Elimde kaçıncı kokteylim vardı saymamıştım ama tadı gerçekten mükemmeldi.

Elimdeki kokteyli yudumlayarak dans edenlerin arasına karıştığımda müziğe uyarak hafif hafif sallanmaya başladım. Herkes deli gibi eğleniyordu ve havaya girmem zor olmamıştı.

DJ müziğin sesini arttırdığında biraz daha hızlandım ve olduğum yerde döndüm. Döndüğüm yerde siyah saçlı bir kız gördüğümde gülümsedim. Kız adım adım bana yaklaştığında gülümsedi. Birlikte dans etmeye başladığımızda aramızdaki mesafenin gittikçe daha da kısaldığını hissediyor gibiydim.

"Adın ne?" diye sesini yükselterek konuştuğunda, "Arya," dedim, "Seninki?"

"Sevin." dediğinde şaşırarak gözlerimi irileştirdim, "Türk müsün?" diye heyecanla sorduğumda bocaladı. Tereddütlü bir şekilde, "Evet?" dediğinde öyle bir güldüm ki kız korktu...

just hold me • henry cavillHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin