8

14.8K 443 21
                                    

Aslında haftada iki kez bölüm yayımlamak istiyordum ama derslerim başladı ve diğer hikayeme de bölüm yazıyorum. O yüzden haftada bir bölüm gelcek elimden geldiğince iki bölüm yazmaya çalışacağım. Hepinize iyi okumalar. OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM 😊🥰

Hastaneye vardığımızda doğruca hazırlanan ameliyathaneye almışlardı Çisem'i. Ameliyathane kapısının önündeki sandalyeye oturdum yavaşça. Gözlerim şişmiş, başımdaki ince sızı şeklindeki acı çoğalmıştı. Birkaç dakika sonra hızla bana doğru yaklaşan Emre ve Doğukan'ı gördüm. Emre çatallaşmış sesi ile "ameliyata almışlar doktor bir şey dedi mi ambulansda" dedi. Başımı kaldırıp "kurşun derindeymiş, kalbi çok yavaş atıyordu" dedim gözümden akan birkaç damlayı silerken. Doğukan bana bakıp "ameliyata giren doktor hastanenin en iyi doktoru. Korkma en kısa zamanda iyi olacak Çisem hanım" dedi. Sesinde bir damla hüzün duygusunu hissetsem de sanki resmi bir makamla konuşuyor gibiydi her zamanki gibi. Derin bir nefes alıp üzerindeki kanlı üniformasıyla karşımda dikilen Emre'ye baktım "nasıl oldu? Yani nasıl vuruldu?" dedim. Emre sanki suçlu kendisiymiş gibi acıyla baktı "ilk duyulan silah sesleriyle içeriye girdim zaten. Ben içeriye girince yerdeydi, yatıyordu. Hemen kucaklayıp kenara çektim. Gözleri açıktı ama sorna dışarıya çıkacakken kapattı gözlerini" dedi sonlara doğru titreyen sesiyle. Hiçbir şey demeden yere baktım. Deli gibi korkuyordum ona bir şey olmasından.

Kaç dakika ya da kaç saat orada bekledik bilmiyorum ama en sonunda içeriden çıkan doktor ile üçümüz de aynı anda doktora baktık. Doktor bize bakıp "kurşunu çıkardık. Kalple bağlantılı birkaç damara zarar vermiş. Şimdilik korkulacak bir şey yok sabaha kadar bir komplikasyon olmazsa birkaç güne taburcu ederiz" dedi. Heyecanla doktora baktım, bu kez gözümden akan sevinç gözyaşlarıydı. Gözyaşlarımı hızlıca silip doktora "iyi yani. Ben görebilir miyim?" dedim heyecanla. Doktor gülümseyip "hastayı temizledikten sonra normal odaya alacaklar. O zaman kısa olmak şartıyla görebilirsiniz" dedi. Sevinçle başımı sallayıp "tamam. Çok teşekkür ederim" dedim. Doktor başını sallayıp uzaklaşırken yerime oturdum. Allahım sana şükürler olsun. Yaklaşık yirmi dakika sonra odaya alınmıştı. İçeriye girdiğimde Çisem'in yüzü bembeyazdı. Yanına yaklaşıp elini tuttum, her zamanki gibi elleri soğuktu zaten Çisem'in elleri hep soğuk olurdu. Güzel yüzüne baktım gururla işte benim kardeşim, nasıl da güçlüydü. Gülümsedim, ona şimdilik veda edip çıktım odadan. Kapıda bana bakan Emre ve Doğukan'a bakıp "size de teşekkür ederim yalnız bırakmadınız beni" dedim. Doğukan tek kaşını kaldırıp "ne demek Aslı hanım. Bu bizim görevimiz" dedi. Sürekli aramıza çektiği bu sınır beni artık iyice yormuştu. Emre yine komutanı gibi "önemli değil Aslı hanım" dedi. Sıkıntıyla derin bir nefes alıp koridorda sıralanmış sandalyelerin odaya en yakın olanına oturdum. Birkaç sandalye öteme ise Doğukan ve Emre oturmuşdu, adam yine sınırı çizmişti resmen. Doğukan bana bakıp "binbaşı ile görüştük az önce, yarın Yarbay ile görüşecek bu geceki olayı ve ne yapacağımız belli olacak" dedi sakince. Kaşımı çatıp "ne yapacağımız derken?" diye sordum. Doğukan derin bir nefes alıp "o gün silah sevkiyatı yapan kişiler tutuklandı ama bu gece gelip saldırılar. Demekki işin başındaki adam sizin ihbar ettiğinizi biliyor büyük ihtimalle de sizi öldürmeden durmayacak" dedi. Korkuyla ona kalıp "öldürmeden mi?" dedim. Doğukan düz bir ifade ile "evet öldürmeden. Biz de yarın sizin ölmemeniz için elimizden geleni yapacağız. Hastanenin etrafı asker dolu, bu kat da kapıldı bizden başka hiç kimse girmeyecek. Sadece bir doktor ve bir hemşire onlar girecek" dedi. Derin bir nefes alıp arkama yaslandım. Bu işin bu kadar ileri gideceğini tahmin etmiyordum. Sinirle kendime küfürler ederken Emre'nin sesi ile irkildim. Başımda dikilmiş elindeki suyu bana uzatıyordu. Suyu alıp teşekkür ettim. O da başını sallayıp yerine oturdu tekrar.

Gece boyu ara sıra doktor ve hemşire kontrol için odaya giriyordu tabi yanında iki tane asker ile birlikte. Güvenlik hat safadaydı, sabaha doğru Çisem uyanmışdı. İyi olduğunu sadece biraz ağrısının olduğunu söylemişti. Saat sabah yedide ise Doğukan ve Emre yarbay ile görüşmek için karakola gitmişti. Etrafımızda onlarca asker varken kendimi biraz gergin hissediyordum. Sanki bir suçlu gibi tuvalete giderken bile arkamdan gelip kapıda nöbet tutmuşlardı.

Öğretmen Hanım Ve Yüzbaşı (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now