34

4.2K 169 2
                                    

40 BİN GÖRÜNTÜLENME OLMUŞUZZZZ. HEPİNİZE ÇOK ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM 💖💖

OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUMMMMM. IYI OKUMALAR ❤️

Ölüm, beş harfli bir kelime ama anlamı o kadar büyük ki beş harfe sığamaz. Doğukan'ın gözlerinde ilk defa böyle bir şey görüyordum. Annesinden nefret ettiğini söyleyen adam, annesi için ağlıyordu yada sevgi değildi bu vicdan azabıydı annesi onun için ölmüştü. Doğukan kendisi için ölen herkesin arkasından ağardı. Bir çok askerin arkasından ağladığı gibi ama bu ağlama farklıydı sanki. Yıllarca biriktirdiği hasret, öfke ve nefret birer damla yaş olarak akıyordu kocamın gözlerinden. Mezar başında ağlamanın ne demek olduğunu biliyordum, o da biliyordu elbette ama şimdi tekrar yaşıyordu aynı şeyi. Annesi, ölesiye nefret ettiği annesi onu kurtarmak için kendini feda etmişti. Doğukan pişmandı ona yaşarken bir kez bile anne dememişti, sevmemişti ama annesi ölmeden saniyeler önce anne demişti ona, yada bu sadece bir feryattı. Pişman mıydı evet çok pişmandı annesiydi sonuçta içinde bir yerlerde saf bir sevgi besliyordu ona. Daha fazla uzaktan izlemek istemiyordum onu, birkaç adımda yanına gidip ellerini tuttum. Yavaşça dizlerimi kırıp yanına oturdum, "geçecek Doğukan acın azalacak" dedim. Doğukan gözlerini mezardan çekemedi "bencil Aslı o kadın hep ben ildi" dedi ve yüzündeki yaşları silip devam etti "bana acı çektirmek için böyle yaptı, benden intikam almak istiyor" dedi. Başımı olumsuz anlamda salladım "böyle olmadığını adın gibi biliyorsun Doğukan, geçmişte neler yaşadığınızı biliyorum ama annen seni gerçekten seviyor" dedim. Doğukan burnunu çekip "sevmesin, severek ölmesi canımı yakıyor" dedi. Sarıldım, bir anne şevkati ile saçlarını okşadım 'geçecek' diye fısıldadım kulağına, geçecekti her acı geçerdi ki bu neden geçmesin. Doğukan derin bir enfes alıp "eve gidelim uyumak istiyorum" dedi. Ona baktım "sizin evinize mi eskiden yaşadığınız ev mi?" dedim. Doğukan olumsuz anlamda başını sallayıp "hayır o ev artık yok ki yıkıldı yerine bina diktiler" dedi çocuksu bir hüzünle. Hangi evden bahsediyordu anlamamıştım merakla "hangi eve gidelim anlamadım" dedim. Doğukan yerden destek alarak ayağa kalktı "kendi evimize Aslı, Antalya'ya" dedi. Bende ayağa kalktım "ben birkaç güm kalmak istersin sanmıştım" dedim. Doğukan annesinin mezarının yanındaki mezara baktı "babamın yanında annem için ağlamak istemiyorum, onların yan yana yatmasını da istemezdim" dedi. Yutkundum, bir çok şeyde ikilemde kalıyordu, buruk bir tebessümle "ya baban anneni affetiyse" dedim. Doğukan sesli şekilde nefesini verip "bilmiyorum tek bildiğim şey gitmek istediğim" dedi. Eline uzanıp elini sımsıkı tuttum, gidelim yolumuz uzun" dedim. Doğukan sessizce başı ile onaylayıp yürüdü, belki doğup büyüdüğü ve küçücükken babasını gömdüğü bu şehirde kalmak istemiyordu.

Koskoca iki ay geçmişti Doğukan'ın annesinin ölümünün üzerinde , Doğukan hala toparlanamamıştı bazen geceleri rüyasında görüyordu annesini o gün hep hüzünlü olurdu gözleri. Yarın Nisan tatili başlıyordu, bir hafta tatildi okullar, birkaç gün ninemin yanına gidecektim. Yaşlandığı için fazla uzun yol gidip gelmesi zor oluyordu onun için. Benim gidip görmem en iyisiydi, küçük bir valiz hazırlamıştım kendime yarın sabah Doğukan ile çıkacaktık. O ancak iki gün izin alabilmişti, Doğukan gelmeden yemeği hazırlamaya başladım. Akşam yemeğine Çisem ve Emre de gelecekti, o yüzden biraz daha heyecanlıydım.

Akşam yemeğini hep beraber yemiş tatlı faslına geçmiştik. Emre heyecanla Doğukan'a birşeyler anlatırken Çisem ve ben de ikimiz konuşuyorduk. Emre birden bize dönüp "kızlar duydunuz mu bilmiyorum ama dün bir minibüs durdurduk içinden neredeyse elli tane eskort çıktı " dedi. Çisem şaşkınca kocasına bakıp "ne ?" dediğinde Doğukan kahkaha atıp "ne ne kızım, bildiğin esmortları toplamış adam kargo dağıtır gibi kızları dağıtıyor, mesai saatleri dolunca da topluyor" dedi. Şaşkınlıktan ağzım açık onları izlerken Çisem biraz sinirle kocasına bakıp "vallaha böyle heyecanla anlattığına göre baya güzeldi kadınlar ha Emre bey?" dedi. Doğukan, Çisem'in bu tavrına daha da çok kahkaha atarken "hemde nasıl güzeller maşallah" dediğinde dişlerimi sıkıp yanımdaki kırlenti Doğukan'ın kafasına attım, elindeki sıcak çay pantolonun fermuarının tam üstüne döküldüğünde Doğukan acıyla ayağa kalkıp "Aslı naptın Aslı" dedi. Bu kez Emre kahkaha atıp "hak ettin oğlum kızlara neden güzel diyon bak ben diyor muyum?" dedi. Çisem öfkeyle "Emre sen zaten gözlerinle diyorsun dile ne gerek var bak bende yakarım Aslı gibi senin bir yerlerini" dedi. Doğukan hem gülerek hemde pantolonuna eliyle rüzgar yaparak banyoya girdi. Emre bana bakıp "vallaha yenge yaktın kuşu" dedi, sinirle Emre'ye bakıp "vallaha Emre kuşu muşu bırak sen kendini düşün. Çisem'e öyle bir gaz veririm seni parçalar ha" dedim. Emre daha çok kahkaha atıp "tamam tamam sustum" dedi. Doğukan banyodan "gül Emre gül yarın kızların sorgusuna senin gireceğini Çisem duyunca ne yapacaksın merak ettim" dedi. Doğukan'ın unuttuğu bir şey vardı, hatta iki şey. Bir bağırdığı için tüm evde sesi yankılanıyordu iki Çisem de bu evdeydi. Çisem sinirle ayağa kalkıp "Emre o sorguya girersen seni boşarım vallaha boşarım" dedi. Doğukan bunu duymuş olacak ki "vallaha yarın sende izinlisin girer alır sorguyu bak" dedi. Doğukan'ın ne yapmaya çalıştığını anlamıştım, karı koca arasını bozmaya çalışıyordu. Küçük bir kahkaha atıp "Çisem senin yerinde ben olsam yarın Emre'yi eve kilitlerdim" dedim. Doğukan'ın oyununa dahil oluyordum, Çisem burnundan soluyarak "eğer yarın o evden çıkarsan beni unut" dedi. Emre keşke o konuyu hiç açmasaydım der gibi bana ve karısına bakıp "ama karıcığım emir büyük yerden" dedi. Doğukan banyodan çıkmış üzerini değiştirip yanımıza gelmişti, Emre'nin dediğine gülüp "oğlum aynı emir bana da geldi ama ben biricik karımla nineminiz evine gitmeyi tercih ettim" dedi. Çisem de kocasına öfke ile bakıp "ara komutanı hayatım, ölüyorum, bitiyorum de izin al" dedi. Emre itiraz etmek için ağzını aralayınca, Çisem "ona kadar sayıyorum kocacığım ara hadi" dediğinde Emre el mahkum telefonunu eline alıp komutanı aradı. Karısnın kıskançlığı yüzünden işe gelmeyeceğini söylemek istemediği için hastayım yalanıyla iki gün izin aldı. Aklıma gelen fikirle gülümsedim "eee madem hepimiz hafta sonu boşuz kampa mı gitsek?" dedim. Çisem heyecanla bana bakıp "ay evet evet" dedi. Doğukan bana bakıp "ninene söz verdik güzelim ona ne diyeceğiz" dedi. Kocaman gülümseyip "ya zaten ben kalacağım yine orda anlatırım ben durumu merak etme alınmaz o" dedim. Doğukan omzunu silkip "peki o zaman sabah erken çıkıp malzemeleri alalım sonra da yer belirleriz" dedi. Hepimiz heyecanla birbirimize baktık.

Öğretmen Hanım Ve Yüzbaşı (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now