29

4.1K 172 3
                                    

OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM CANLARIMMMM ❤️

Aslı

Artık yeni bir hayata uyanmıştık bu sabah, şöyle bir geçmişe baktığımda ne kadar acı çektiğimizi gördüm. Uzun ayrılıklar, korkular ve aşk sonunda birlikteydik. Evimiz, bir yuvamız olacaktı, Doğukan artık kocamdı. Ikimiz de inanamıyoruk, o kadar çok zorluklarla mücadele etmiştik ki şuanki olduğumuz durum sanki hayal gibiydi ama gerçek olmuştu artık ikimiz de birbirimize aittik.

Sabah güzel bir kahvaltıdan sonra otelden çıktık hepimiz, balayını düğünün olduğu otelde değil de Rize'de bir otelde yapacaktık. Orayı görmeyi çok istiyordum, üniversitede iken Çisem ile gelip tatil yapacaktık fakat bir türlü gelememiştik o yüzden balayı için Rize'yi seçmiştik. Dördümüz bavullarımızı da alıp uçağa bindik, saatler sonra uçaktan inip Rize'de kalacağımız otele geldik. Aslında otel dediğim bungalov evleriydi, yan yana iki ev tuttuk. O gün çok yorgun olduğumuz için sadece yemek yiyip evlere dağıldık. Doğukan'ın yorgunluktan kısılmış gözleriyle bana bakıp "ben biraz daha uyumazsam şurada bayılacağım" dedi. Gülüp "git uyu canım, bende bavulları dolaba yerleştirip gelirim" dedim. Doğukan sinsice bana baktı, birden kucağına alıp merdivenleri çıkarken "zaten bunca zaman sensiz uyudum bundan sonra hiçbir gün sensiz uyumam" dedi. Kendimi tutamayıp kahkaha attım "artık bensiz uyumana gerek yok canımın içi" dedim. Doğukan beni yatağa yatırıp yanıma uzanıp sarıldı "hadi kapat gözlerini de uyu" dedi uykulu sesiyle. Bende ona sarılıp "iyi geceler öpücüğü yok mu?" dedim. Doğukan dudağıma bir buse bırakıp gözlerini kapattı "iyi geceler meleğim" dedi. Huzurla gözlerimi kapatıp başımı omzuna yasladım sanırım uzun zaman sonra ilk defa böyle huzurlu uyuyordum.

Sabah kahvaltıdan sonra saat öğlen on iki hep beraber etrafta gezmek için dışarıya çıktık. Etrafımız ormanlarla çeviriliydi, neredeyse 10 kilometlere ötemimizde köyler vardı. Bir nevi çok iyiydi böyle olması, sessiz sedesız kafa dinleme şansımız oluyordu. Otelin sağladığı olanaklar arasında atv motorlar da vardı. Doğukan ve ben bir motora Çisem ve Emre bir motora binip ormanın içine daldık. Biraz ilerledikten sonra durduk, Emre ve Doğukan sigara içmek için durmuştu. Çisem ile biz de motorlarla atlayıp yavaş yavaş ilerledik, erkekler arkamızdan seslense de biz aldırmadan gülerek ilerliyorduk. Çisem kahkahalarının arasında "eee nereye gidiyoruz" diye bağırdı. Bende gülüp "dümdüz gidelim işte buluruz köyü" dedim. Çisem şaşkınca bakıp "Emre'leri almayacak mıyız?" dedi, sinsice gülüp "nereye gideceğimiz belli zaten kızım gelir bulurlar" dedim. Çisem de daha da gaza basıp "gidelim o zaman bebeğimmmm" diye bağırdı. Kahkahalar eşliğinde baya bir yol aldıktan sorna birden benim bindiğim motor durdu. Çisem de motorunu durdurup "ne oldu?" diye sordu merakla. Yüzümü asıp "benzini bitti galiba ya" dedim. Çisem havalı bir şekilde gülümseyip "atla arkama güzel kız" dedi. Yüksek sesle kahkaha atıp kendi motorumdan inip Çisem'in motorunun arkasına bindim. Yarım saat sonra o motorun da birden durması ile ikimiz de birbirimize baktık. Çisem omuzlarını düşürüp "yürüyerek mi gideceğiz ya?" dedi. Motordan inip "büyük ihtimalle" dedim. Çisem de arabadan inip "neyse bizimkileri de arayalım bari alsınlar bizi" diyip telefonunu cebinden çıkardı. Birkaç dakika ekrana baktıktan sonra sinirle bana bakıp "telefon çekmiyor Aslı" dedi öfkeyle. Şaşkınca kendi telefonuma da baktım benimki de çekmiyordu. Sıkıntıyla nefes alıp "benimki de çekmiyor ne yapacağız?" dedim. Çisem etrafa bakıp "dümdüz geldik, dümdüz dönelim buluruz elbette" dedi. Belli etmemeye çalışsa da gerilmişti, Çisem böyle kaygılanınca elleri titrerdi ve şuan da titriyordu. Çisem'e bakıp "kuzum neden böyle korkuyorsun ki buluruz yolu" dedim. Çisem derin bir nefes alıp "ya Emre dün gece bir şeyler anlattı da ondan korkutun bir an" dedim. Merakla ona bakıp "ne anlattı?" dedim. Çisem dişlerini sıkıp "korkunç şeyler işte, korku hikayesi falan" dedi. Tüylerim birden diken diken olmuştu "ııyhh sus sus Çisem aklına getirme, nas, felak oku" dedim. Çisem bana bakıp "of ya bok vardı da anlattı bana böyle şeyler" dedi. İçimden nas suresini okudukdan sonra "korkudan ona sokul da yat diyedir ne olacak" dedim. Çisem etrafını korkuyla izlerken "ay sus ya elime geçirirsem boğacağım onu" dedi. Çisem ile birlikte nas, felak okuyarak geldiğimiz yöne doğru yürüyorduk. Fakat bir gariplik vardı bir türlü ne kadar yürüsek yürüyelim daha önce bıraktığımız motorun oraya varmıyorduk. Çisem iyice gerilmiş şekilde bana dönüp "al işte Emre'nin dedikleri doğruymuş bizimle oyun oynuyorlar" dedi. Sinirle Çisem'e bakıp "sus sus saçmalama belki otel çalışanları buldu, götürdüler sende hemen in cin karıştırıyorsun" dedim. Çisem her an ağlayacak gibi "anma, anma ismini of Allahım of sen yardım ett" dedi. Emre ne alattıyda çok korkunç olmalıydı ki Çisem ard arda tüm Dabbe serisini izleyip kılını kıbırdatmayan kızdı. Bende korktuğum için ve ortamın verdiği etki yüzünden sormaya çekiniyordum. Sessizce biraz daha ilerdikten sonra ormanın daha da içine gittiğimizi fark ettik. Çisem korkuyla "ya Aslı burayı hiç görmedik biz geldiğimiz yer değil burası" dedi.
Etrafa dikkatle bakıp "evet" dedim. Çisem iyice gerilmişti "ne yapacağız şimdi?" dedi ağlamaklı ses tonuyla. Tam konuşmak için ağzımı aradığımda arkamızdan gelen "durun durduğunuz yerde" diyen adamın sesiyle ikimiz de dona kaldık. Adam yavaş ve emin adımlarla önümüzde durdu, altmışlı yaşlarda, saçı başı beyaz bir adamdı. Elindeki eski model tüfeği bize doğrultmuştu, dikkatlice bizi süzüp "siz kimsiniz?" dedi. Çisem adamı görmesiyle birden rengi değişti, korkuyla nefes alıp "biz kaybolduk" dedi. Adam bizi baştan aşağı süzüp "buraya kadar nasıl sapa sağlam geldiniz her her tuzak dolu" dedi. Ben gergince etrafa bakıp "bilmem biz yürüdük geldik" dedim. Adam tüfeğini indirip "nerden geliyorsunuz da kayboldunuz?" dedi. Çisem biraz daha rahatlayarak "ilerideki otelden" dedi. Adam inanamayarak bize bakıp "buraya en yakın otel 6 kilometre, köy de 4 kilometre ötede siz yürüyerek nasıl geldiniz?" dedi. Çisem ile birbirimize baktık ardından adama dönüp "amca biz araçla gidiyorduk sonra bozuldu bizde geri dönelim derken kaybolduk işte biz nasıl gideceğiz otele" dedim. Adam birkaç saniye düşünüp "birazdan hava kararır kızım saat yedi buçuk oldu, benim eve gelin sabah oğlum gelecek merkezden o bırakır sizi otele" dedi. Çisem bana bakıp hayır anlamında kaşlarını kaldırdı, bende adama bakıp "yok amca rahatsız etmeyelim biz yürüyerek buluruz" dedim. Adam havaya bakıp "ormanın içinde zor bulursunuz yolu kızım, karım ve iki kızım var evde merak etmeyin size zarar vermeyiz" dedi. Sıkıntıyla derin nefes alıp "sizin evde telefon çekiyor mu?" dedim. Adam başını aşağı yukarı sallayıp "çekiyor" dedi. Çisem'e bir bakış atıp  "o zaman biz gidelim sizin eve eşlerimizi arayalım onlar da gelip alır bizi" dedim. Adam başını sallayıp "tamam öyle yapalım" dedi. Çisem de rahat bir nefes alıp "gidelim o zaman" dedi. Adam önden biz arkadan yürüdük on dakika kadar. Vardığımız ev iki katlı bir köy evi vardı, çitlerle çevrili birkaç tane bahçe vardı evin yakınında. Kapının önünde genç bir kız vardı, bizi görünce içeriye girdi hızlıca. Evin önüne geldiğimizde adam bize bakıp "gelin bakalım bir çay içelim arayın kocalarınızı" dedi. Gülümseyerek adamı takip edip içeriye girdik, adamın yaşlarında bir kadın gülümseyerek "hoş geldiniz kızlar" dedi. İkimiz de gülümseyerek "hoşbulduk" dedik. Kadın bizi salona doğru yönlendirip "aç mısınız yemek hazır hep beraber yiyelim" dedi. Ben kadına bakıp "yok teşekkürler teyzeciğim biz eşlerimizi arayıp gideceğiz size zahmet vermeyelim" dedim. Adam kaşlarını çatıp "bizde yiyeceğiz zaten kızım hep beraber yiyelim, hadi arayın kocalarınızı da merak etmesinler" dedi. Zaten Çisem çoktan telefonu eline almış arıyordu bile. Emre hemen açmıştı telefonu. Çisem her şeyi ve olduğumuz yeri anlattı, ardından telefonu kapattılar. Çisem bana bakıp "her yerde bizi aramışlar, yakınlarmış buraya bir saate geliriz dediler" dedi. Rahat bir nefes alıp bende Doğukan'ı aradım ilk çalışta açtı.
"Aslı"
"Doğukan"
"ya kızım siz nerdesiniz? Sabahtan beri kafayı yedim burda"
"Doğukan biz de kafayı yedik zaten yanlış yöne gittik sonra da kaybolduk"
"açıklamanı gelince yaparsın Aslı siz bizi bekleyin o evde sakın yine kaybolmayın"
"tamam bekliyoruz zaten"
"tamam" diyip telefonu kapattı. Sesi telaşlı ve sinirli geliyordu, gergince derin bir nefes aldım. Çisem bana bakıp "Emre fena azarladı beni" dedi. Bende oflayıp "Doğukan da buraya gelince azarlayacakmış" dedim. Yaşlı kadın bize bakıp "kızım adamlar sabahtan beri sizi aramış korkularından öyle demişlerdir. Sizi görünce unuturlar onlar sinirlerini" dedi. İkimiz de gülümseyip yere hazırlanan sofraya oturduk. Yemekler çok güzeldi hem acıkmıştım da zaten hızlıca karmını doyurdum. Yemekten sonra çaylarımızı da içtikten sonra nihayet Emre ve Doğukan gelmişti. Yanlarında birkaç tane de jandarma vardı. Onlar da içeriye gelip çay içtikten sonra gece amca ve teyzeye teşekkür edip ayrıldık. Jandarma aracı ile otelin önüne geldik, Emre ve Doğukan askerlere teşekkür edip bizim yanımıza geldi. Çisem ve ben kurbanlık koyun gibi onları bekliyorduk. Emre bize bakıp "ya hangi akla hizmet ormanın içine dalıp gitdiniz?" dedi. Çisem derin bir nefes alıp "ya biz dönecektik hemen ama kaybolduk" dedi. Emre ellerini dua eder gibi açıp "Allahım sen bana sabır ver" dedi. Kendimi tutamayıp güldüm, Doğukan kaşlarını çatıp "bana da ver sabır Allahım. Eee Aslı hanım adam sizi bulmasaydı ne olacaktı?" dedi. Başımı kaldırıp ona baktım "zaten otele yakınmışız gelirdik en sonunda" dedim. Emre şaşkınca bana bakıp "sabaha kadar yürürseniz gelirdiniz anca" dedi. Çisem gülümseyerek "sen bizi bulurdun aşkım" dedi. Emre biraz yumuşar gibi olup "ya başınıza bir şey gelseydi ne olacaktı?" dedi ardından Doğukan "zaten biz ne zaman bir şey yapsak başımız beladan kurtulmuyor ki hep başlarını belaya sokuyorlar" dedi. Omuzlarımı silkip "yo hiçte bile" dedim. Emre gülüp "duuy da inanma. Neyse hadi yatalım artık saat gece 2 oldu" dedi. Hepimiz birbirimize iyi gebeler diyip evlere dağıldık. Eve girdiğimizde Doğukan bana bakıp "başına bir şey gelecek diye ödüm kopuyor" dedi. Ona doğru yaklaşıp elini tuttum "sen yanımda olduğun sürece hiçbir şey gelmez başıma" dedim. Doğukan gülüp "böyle başınıza buyruk davranırsanız gelir" dedi. Ayak ucumda yükselip yanağını öptüm "yo bulursun beni yine" dedim. Doğukan kulağıma eğilip "bir sürü çocuğumuz olsun istiyorum sana benzyen kızlar, bana benzeyen erkekler" dedi. Kaşlarımı çatıp "en fazla 2" dedim. Doğukan gülerek "4 de anlaşalım" dedi. Başımı olumsuz anlamda sallayıp "ortada buluşalım 3" dedim. Doğukan kahkaha atıp beni kucakladı "e hadi yapalım bakalım çocuk" dedi. Ikimiz de kahkaha atarak yatak odasına doğru ilerledik. Her şeyin bir rüya olmasından korkuyordum. Artık birlikteydik, mutluyduk hep mutlu kalmayı diledim o gece tıpkı her gece dilediğim gibi.

Öğretmen Hanım Ve Yüzbaşı (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now