4

18.4K 702 10
                                    

OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM 😊 ❤️

Pazar gününü neredeyse evden çıkmadan geçirmiştim. Çisem beni arayıp başvurusunun kabul olmadığını söylemişti. Açıkçası onun gelme olasılığı bile beni mutlu etmişken gelemeyecek olmasına üzülmüştüm. Biraz da ninmle konuşup erkenden yatağa yatsam da heyecandan zar zor uyumuştum. Sabah saat yediye kurduğum alarm ile kalktım. Kısa bir kahvaltı yapıp heyecanla hazırladım. Öğrencilerle tanışmış olsam bile yenemediğim bir heyecan vardı içimde. Beyaz bir dar kot üzerine siyah kısa kazak ve siyah kadife dokulu çizmelerimi giydim. Hafif bir makyaj yapıp saçlarımı da maşa yaptıktan sonra hazırdım. Saate baktığımda 07:58 olduğunu gördüm. Çantamı ve dosya çantamı aldıktan sonra siyah montumu giyip beyaz atkımı ve beremi takıp çıktım dışarıya. İçimden yeni gün yeni umutlar diyerek arabaya doğru yürüdüm. Bu gün benim için yeni hayatımın ilk günü gibi bir şeydi. Arabaya binip doğruca okula gittim. Öğrenciler istiklal marşı okumak için sıraya gitmek üzerlerdi. Bende hızlıca okulun içine girip öğretmenler odasına eşyalarımı bırakmak için gittim. İçeride fotokopi makinesinin başında bekleyen adama gülümseyip "günaydın" dedim. Genç bir adam bana dönüp "günaydın" dedi elindeki kağıtları masanın üzerine bırakıp birkaç adımda yanıma geldi. Yüzünü süsleyen kocaman gülümsemesi ile elini uzatıp "merhaba ben 3/A sınıfının, sınıf öğretmeni Semih Kalaycı" dedi. Bende gülümseyip elini sıkarak "bende Aslı Uyar. 2/A sınıfının sınıf öğretmeniyim" dedim. Elini yavaşça çekip "çok memnun oldum Aslı hanım" dedi. Bende tekrar gülümseyip "bende memnun oldum" dedim. Semih eli ile sandalyeyi çekip "oturun Aslı hanım ders zili çalmadan bir çay içelim" dedi. Sandalayeye oturup "gerek yoktu aslında zahmet olacak size" dedim mahçup bir ses tonuyla. Odadan çıkarken "ne zahmeti zaten kendime de alacaktım" diyip çıktı. Diğer öğretmenler neredeydi acaba diye düşündüm. Bir dakika sonra Semih elindeki çaylarla tekrar odaya girdi. Elindeki çay bardağının birisini benim önüme diğerini ise karşıma koyup kendisi de oturdu. Kahverengi gözleri heyecanla parlıyordu. Bana bakıp "sanırım bu ilk göreviniz" dedi. Elimdeki çay bardağını masaya bırakıp "evet ilk. Peki sizin?" dedim. Çok yaşlı gözükmüyordu en fazla 28 diye düşündüm. Gülümseyerek "benim 2. yılım burda benim de ilk görevimdi" dedi. Dikkatle ona bakıp "anladım peki alışmak falan nasıl zor mu?" dedim. Çeyından bir yudum alıp "aslında ilk başta çok zorladım ama sonra çocuklar bana çok yardımcı oldu. Eminim sana da olurlar" dedi. Bunu duyduğuma sevinmiştim. Bende çayımdan bir yudum alıp "umarım öyle olur" dedim. Semih arkasına yaslanıp "ev falan mı tuttunuz yoksa lojmanda mı kalıyorsunuz?" diye sordu. Ona bakıp "ilk ev düşündüm ama okula yakın yoktu ve bilemediğim bir şehirde ev tutmak benim için zor geldi biraz. Açıkçası korktum diyelim. O yüzden lojmanda kalmayı tercih ettim" dedim. Kaşlarını kaldırıp "gerçekten mi? Bende lojmanda kalıyorum sizi hiç görmedim" dedi şaşkıca. Çayımdan bir yudum daha alıp "ben sağ girişte oturuyorum. Belki siz diğer tarafta oturuyorsunuzdur" dedim. Başını olumlu anlamda sallayıp "evet ben sol tarafta oturuyorum 38 numara" dedi. Elimdeki çayı masaya bırakıp "o zaman doğrudur" dedim. Çalan zille ikimiz de ayağa kalktık. Semih bana bakıp "iyi dinle çocuklar istiklal marşını nasıl gururla ve sesli okuyor" dedi. Ona bakıp "gerçekten hepsi birer işlenmemiş pırlanta" dedim. O da bana doğru dönüp "onları biz işleyeceğiz" dedi gururla gülümseyerek. Bende gülümsedim ve beraber aşağıya indik. 3 öğretmen bahçede 2 öğretmen ise giriş kapısındaydı. Semih'e dönüp "kaç öğretmen var burada?" diye sordum. Bana bakıp "seninle beraber 12" dedi. Başımı sallayıp "anladım" dedim. 8 şube vardı. 8 tane öğretmen sınıf öğretmeni ise bir resim bir müzik bir de beden eğitimi öğretmeni bir de İngilizce öğretmeni olması gerekirdi. Bir öğretmenin rahat, hazır ol komutu ile başlayan istiklal marşının sesi ile ben ve Semih de hazır ola geçtik. İstiklal marşından sonra öğrenciler sırayla sınıflarına giderken ben ve Semih de öğretmenler odasına gittik. Birkaç dakika sonra diğer öğretmenler de gelmişti. Onlarla da tanıştım. Ben, Semih ve 1/B sınıfının öğretmeni Şeyma dışında herkes evliydi. Zaten Şeyma'nın da parmağında söz yüzüğü vardı. Ders zili ile çantamı ve dosya çantamı alıp sınıfa gittim. Beni görünce ayağa kalkan öğrencilere gülümseyip "günaydın çocuklar" dedim heyecanla. Hep bir ağızdan "günaydın öğretmenim" dediler. Onlara gülümseyip "oturabilirsiniz çocuklar" diyip öğretmen masasına oturup sınıf defterini açtım. Öğrencilerime bakıp "şimdi sırayla isminiz okuyacağım siz de ayağa kalkıp kendinizi tanıtacaksınız. En son da ben kendimi tanıtacağım anlaştık mı?" dedim. Çocuklar hep bir ağızdan "anlaştık" dedikten sonra ilk isimden başlayarak okumaya başladım. Tüm öğrencilerle tanıştıktan sonra bende kendimi tanıttım. Ders süresinin bitmesi ile çocuklar tenefüse çıkarken ben de su almak için küçük kantine gittim.

Öğretmen Hanım Ve Yüzbaşı (TAMAMLANDI)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora