3

20.3K 562 42
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 😊😊

Sabah kahvaltımı yapıp gerekli evrakları da yanıma alıp çıktım evden. Okul araba ile 5 dakika yürüyerek ise 15 dakika falandı. İlk yürüyerek gitmeyi düşünsem de dünki gördüğüm ayı yüzünden arabayla gitmeye karar verdim. Okulun önüne park edip okula girdim. Teneffüste olan çocuklar merakla beni izliyordu. Hepsi çok sevimli çocuklardı yanlarına gidip yanaklarını sıkmamak için kendimi zor tutuyordum. Okul zemin katı da sayarsak 2 katlyıdı. Duvarlar beyaz ve kahverengi boyanmıştı. Etrafı inceledikten sonra merdivenleri çıkıp müdür odasına doğru ilerledim. Kapıyı çalıp içeriye girdim çok de yaşlı olmayan müdür "buyrun" dedi. Gülümseyip "merhaba ben yeni atanan öğretmen Aslı Uyar" dedim. Müdür geriye yaslanıp "buyrun oturun Aslı hanım" diyerek karşındaki koltukları gösterdi. Gösterdiği koltuğa oturup gerekli olan belgeleri masaya koyup "belgeleri getirdim. Pazartesi günü derse başlıyoruz değil mi?" dedim. Müdür bey belgeleri alıp şöyle bir göz gezdirdikten sonra "evet Aslı hanım başlayacaksınız" dedi. Gülümseyip "o zaman ben kalkayım teşekkür ederim" dedim. Müdür bey de gülümseyip "görüşürüz öğretmen hanım" dedi. Odadan çıkıp 2/A sınıfının önüne geldim. Çalan zil ile çocuklar koşturarak sınıfa girdi. Hamile bir kadın sınıfa doğru geliyordu galiba bu izne ayrılacak olan öğretmendi. Benim yanımda durup "buyrun hanımefendi nasıl yardımcı olabilirim" dedi gülümseyerek. Bende gülümseyip "ben yeni öğretmenim sizin yerinize gelecek olan ismim Aslı" diyip elimi uzattım. Kadın elimi sıkıp "bende Derya memnun oldum. İsterseniz öğrencilerle tanıştırayım sizi" dedi. Heyecanla "tabiki isterim çok teşekkür ederim" dedim. Sınıfa beraber girince çocuklar heyecanla bize baktı. 15 tane öğrenci vardı. Derya hanım çocuklara beni göstererek "çocuklar bu pazartesi günü derse başlayacağınız yeni öğretmeniniz. İsmi Aslı" dedi. Öğrenciler hep bir ağızdan 'merhaba öğretmenim' dediler. Duygulanmıştım. Gülümseyip "merhaba çocuklar" dedim. Bir ders saati boyunca çocuklarla tanışmıştık. Hepsi ışıl ışıl bakıyordu. Şimdiden onlara alışmıştım. Çocuklarla vedalaşıp okuldan çıktım. Arabaya binip köyün içine doğru sürdüm. Köy çok güzeldi. Bir gün mutlaka gezmeyi aklıma not edip lojmana doğru sürdüm arabayı. Lojmana gelince üzerimi değiştirip çay suyu koydum. Hızlıca gidip Tuğçe'nin kapısını çaldım. Birkaç saniye içinde açıp "Aslı hoşgeldin gel içeriye" dedi. Gülümseyip "sen bize gel çay suyu koydum kısır da yaparız" dedim. Başını sallayıp "dur bende trileçe yapmıştım ondan koyayım bol bol" diyip içeriye gitti. Hızlıca elinde koca bir tabak trileçe ile geri döndü. Benim eve geçip kısır yaptık. Hem yiyor hemde birbirimizden bahsediyorduk. O bana jandarma bir eşinin olmasının zor ve iyi yönerinden bahsetti. Çaktırmadan yüzbaşı Doğukan'ı sormuştum. Kocasının yakın arkadaşı olduğunu ve çok iyi birisi olduğunu falan anlattı. Henüz evli olmadığını ve hayatında kimse olmadığını da söyledi. Bu beni biraz mutlu etmişti ama neden bu adamı bu kadar merak ettiğimi bilmiyordum.

Tuğçe gittikten sonra ise çocuklar için hazırladığım haftalık programlara son kez göz gezdirip akşam yemeği için çorba ve kıymalı patlıcan yemeği  hazırladım. Saat 19:21'di çizmelerimi ve kabanımı giyip ekmek almak için çıktım. Hızlı adımlarla ilerlerken 11 numaralı evin önünde Doğukan'ı gördüm sırtı bana doğru dönük telefonla konuşuyordu. Merakıma yenik düşerek sessizce ona doğru yaklaştım. Konuştuğu kişiye "ben yemek yapamıyorum ne yiyebilirim makarna falan yapacağım" dedi sitem eder gibi. Karşı tarafı dinleyip "oldu akşamları düzgün yemek yemek için evleneyim. Anne oğlunu tanımıyormuş gibi konuşma" dedi. Annesiyle konuşuyordu demek. Annesi bir şeyler dedikten sonra Doğukan "tamam anne tamam. Şimdi eve gircem dondum burda görüşürüz" dedi. Arkamı dönüp birkaç adım attığım sırada "neden beni dinliyordun?" dedi Doğukan. Yavaşça ona dönüp "anlamadım" dedim. Kaşlarını catıp "aydınlatma ışıkları cama vuruyor ordan da arkamda kimin olduğunu ve ne yaptığını rahatça görüyordum. Ayrıca ben askerim ilerden gelen ayak seslerini bile doyuyordum. Bana doğru ne kadar yavaş ve sessizce yürüsen de sesi duyuluyordu" dedi. Adam haklıydı. Başımı eğip aklıma gelen ilk şeyi söyledim "teşekkür etmek için geldim yanınıza ama telefonla konuşuyordunuz rahatsız etmek istemedim" dedim. Kendimi tebrik ettim iyi kıvırmıştım. Bana bakıp "ne için teşekkür ediyorsun" dedi. Başımı kaldırıp ona baktım "dün siz olmasanız ayıya yem olurdum yani ben öyle anlarda ne yapacağımı bilemem orda düşer bayılırdım" dedim gülümseyerek. İfadesizce bana bakıp "dün yolunuzu değiştirip benim olduğum tarafa geldinizi gördüm Aslı hanım bence tesadüf değildi" dedi. Adam resmen beni sorguya alıyordu. Kendimi kurtarmak için "ben sizin olduğunuzu bilmiyordum Yüzbaşı yardıma falan ihtiyacı olan birisi sandım" dedim. Kaşlarını çatıp "peki öyle olsun" dedi. Derin bir nefes alıp "peki" dedim bende. Arkamı dönüp hızlı adımlarla büfeye gittim. Bir ekmek ve birkaç tane çikolata aldım. Çeşit az olsa de çikolata satmaları beni mutlu etmişti. Hava iyice soğumaya başladığı için resmen koşarak eve gittim. İçeriye girdiğimde yüzüme çarpan sıcak hava ile gülümsedim. Çizmelerimi ve montumu çıkartıp mutfağa geçtim. Aklıma Doğukan'ın annesine söyledikleri geldi. Makarna yapacağını söylemişti. Aklıma gelen fikirle gülümsedim. Büyük bir tabağa yemekten bolca koydum ardından derin bir kaseye çorba koydum. Tuğçe'nin getirdiği tatlıdan da bir tabağa koyup hepsini tepsiye dizdim. Kabanımı ve çizmelerimi tekrar giyip doğruca Doğukan'ın evine doğru yürüdüm. Eve varınca kapıyı çaldım. Birkaç saniye sonra kapı açıldı. Saçları dağınık, siyah bir eşofman ve bordo bir kazak giyen Doğukan karşımda şaşkın gözlerle bana ve elimdeki üstü kapalı tepsiye bakıyordu gülümseyerek "sana yemek getirdim. Yani teşekkür için" diyip tepsiyi ona uzattım. Bana bir bakış atıp "gerek yok var benim yemeğim" dedi. Kaşlarımı çatıp "eve getirilen yemek geri gönderilmez" dedim sinirle. Elimdeki tepsiyi sertçe alıp "bir daha böyle saçmalıklar yapma bu son olsun. Bir daha bana acıyıp yemek falan getirirsen hepsini dökerim" dedi. Dedikleri yüzünden gözlerim dolmuştu. Ona bakıp "benim sana acıdığım falan yok rahatsız oluyorsan bir daha benimle karşılaşmaman için elimden geleni yapacağım" dedim ve hızla ordan uzaklaştım. Ona acıdığını nerden çıkarıyordu acaba. Oflayarak eve girdim. Canım bir şey yemek istemiyordu doğruca yatak odasına gidip uzandım. Dedikleri gerçekten de canımı acıtmıştı.

Öğretmen Hanım Ve Yüzbaşı (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now