hold me - 24

9.9K 439 354
                                    

selamlar ben geldim, keyifli okumalar dilerim oyları unutmayalım 💘

beyoncè - haunted (şarkıyla okumanızı tavsiye ediyorum ve kaçıyorum)

Karşıya karşıya kaldığım adamın gözlerinde
gerçekliğini sorgulayacağım kadar yoğun şeyler görüyordum. Bunlar illüzyon muydu yoksa tamamen gerçekleri yansıtan vücut dili miydi?

Avcı, avını yakalamıştı.

Avcı, avına adım adım yaklaşıyordu.

Av olan bendim, avcı olan o'ydu.

Beni koridorda kendimi bir odaya girip kilitleyecekken yakalamıştı. Şimdiyse odasındaydık. Hâlâ ondan ufak hamlelerle uzaklaşmaya çalışıyordum.

Ellerimi arkamda bağlayarak geriye doğru birkaç küçük adım attım. Şu an bana karşı öyle delici bakışları vardı ki, aklımı oynatmam bile olasıydı. Üzerimdeki formadan hemen kurtulmak istiyordum.

Ellerimi formanın eteklerine götürdüm, tam yukarı doğru kaldıracakken onun elini kaldırıp işaret parmağını hayır der gibi sağladığını gördüm. Birkaç adımda yanıma ulaştığında, "İstiyorsam alırım, öyle mi?" diye iç gıdıklayıcı bir şekilde sordu.

İnatçı bir kararlılıkla gözlerimi gözlerine diktim. "Evet, ne duyduysan." Net bir şekilde cevap verdiğimde başını eğerek dalga geçer gibi gülümsedi. Dilini erotik sayılabilecek bir hareketle usulca dişlerine sürttüğünde; dişlerinin güzelliği, beyazlığı ve üst kısımdaki iki sivri dişi ben burdayım der gibi kendini gösterdi. Hareketi o kadar çekiciydi ki, anlık bir duraksamayla dizlerimin bağının çözülür gibi olduğunu hissetmiştim.

Arkamda bağladığım ellerimi çözdüğümde kollarımın olması gerektiği gibi iki yana sallanmasını sağladım. Onun tamamen kapatamadığı mesafemizi ben kapattım ve ellerimi tişörtünün eteklerine götürerek hızla tişörtünü çıkardım. Bunu yaparken bana yardımcı oldu, ona yetişecek kadar uzun boyum yoktu.

Sık nefeslerimizin arasında birkaç saniyede bir bakışlarımız birbirimizin dudaklarına düşüyordu. Ellerimi usulca kaldırarak göğsüne koydum ve parmaklarımı büktüm. Tırnaklarım göğsüne dik gelecek şekilde durduğunda, etine izinin çıkacağını bilerek tırnaklarımı ona bastırdım.

Bir anlığına boşluğuma gelip gözlerine daldığımda hızla bileklerimi tuttu. Ellerini bileklerimden ayırmadan arkamda birleştirdiğinde, dudağımın kenarı şuh bir gülüşle kıvrıldı. Gözlerimi kısıp yüzünün aldığı şekilleri izledim. Beni öpmemek için kendini sıktığını net bir şekilde görebiliyordum. Beni kıvrandırmak ve onun için yalvaracak dereceye gelmemi istiyordu.

"Sana yalvarmayacağım." Burnumu havaya dikip ona meydan okuduğumda bileklerimdeki ellerini sıkılaştırdı. Ellerinin izi bileklerimde kesinlikle kalacaktı ve bunu şimdiden tahmin edebiliyordum. Canım yanmıştı ama büyütecek kadar abartı değildi. Aksine hoşuma bile gitmişti. "Bana yalvaracaksın." diye kelimelerin üstüne basa basa fısıltıyla konuştuğunda aklım başımdan gidip tekrar geldi.

Onunla dalga geçer gibi güldüm. Onu hafife almam hoşuna gitmemiş gibiydi. Bileklerimde daha çok baskı yaratıp belimin öne doğru bükülmesini sağladığında, artık onu tamamen hissediyordum.

İfademi bozmamaya çalışarak yutkunduğumda gözleri boynuma düştü ve yutkunuşumu gördü. "Ürkek kızım bana yalvarmayacağını söylüyor ama bileklerindeki ellerimi boğazında istediğine o kadar eminim ki..." diye küstahça konuştuğunda bileklerimi ellerinin arasından kurtarmak adına birkaç ufak hamle yaptım. Tabii ki kurtulamazdım. "Kendine eziyet etmekten başka bir yapmıyorsun." diye nafile bir başkaldırıyla altta kalmamaya çalıştığımda beni ciddiye almadı.

just hold me • henry cavillHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin